Gezi Parkı/ bianet 2021
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, Ocak 2021'den bu yana toplanıyor. 10 Nisan 2021'de başlayan panellerin altıncısı "Yas, Hafıza ve Politika" idi.
"Yas, Hafıza ve Politika" paneli 22 Ocak 2022'de gerçekleşti. Nesrin Uçarlar moderatörlüğündeki programa Murat Çelikkan, Gülsüm Elvan, Derya Aydın, Aslı Zengin katıldılar. Bu dizimizde paneldeki konuşmaların çözümlerini yayımlıyoruz, panelleri kayıttan da izlemek mümkün.
"Türkiye'de ölülere yönelik şiddet", "Farklı İnançlar cenazelere ve mezarlıklara saldırıları konuşuyor", "Hukukçular Ölüye Saygı ve Adaleti Konuşuyor" , "Basında Ölülere Yönelik Şiddetin Yeri" ve "Adli Tıp Kurumu Çerçevesinde Ölülere Saygı ve Adalet" başlıklı panelleri de buradan okuyup, izleyebilirsiniz.
Bir kelime bilgisini hatırlamak ve hatırlatmakla başlamak istiyorum. Zira her kelime bilgisi gibi bu kelime bilgisi de bence toplumsal ve siyasal açıdan zengin ve derin başka bilgiler içeriyor. Benim de ölülere yapılan adaletsizlikler konuşulurken öğrendiğim bir kelime bilgisi bu.
Kelime bilgisi
"Mezar ve ziyaret" kelimelerinin aynı kökten geldikleri bilgisinden bahsediyorum. Bu bilgi ölülerin ve ölüm düşüncesinin yaşayanlar tarafından devamlı ziyaret edilmesi, hatırda tutulması ve üzerine düşünülmesi gerektiğine dair ebedi ve evrensel hatta siyasal bir fikri ifade ediyor bana kalırsa.
Ölümü ve ölülerini hatırlamak insanı insan yapan, onu terbiye eden, ona sınırlarını bildiren, geçmişini ve geleceğini çizdiren, onu içinde yaşadığı topluma siyasal ve duygusal olarak tekrar tekrar bağlayan bir meleke. Bu anlamda mezarlıklar, yani ölülerin mekânı, kentlere, yani yaşayanların mekânına dair çok şey anlatıyor.
O kentin sakinlerinin tarihini, sosyoekonomik durumunu, politik kültürünü tanımak için mezarlıklar ayna kent gibi. Dolayısıyla mezarlıkların varlığı kadar yokluğu da çok şey söylüyor.
Kimlerin mezarları var, kimlerin yok, kimlerin mezar taşları nasıl döşenmiş, hangi mezarlıklar kentin neresine kurulmuş, kimlerin cesetlerine kimler neler yapmış, tüm bu siyasal tercihleri ve edimleri öğrendiğinizde, kimlerin ne şekilde yaşamaya hakkı var, kimlerin ne şekilde öldürülmesine icazet veriliyor, bunları da öğreniyorsunuz.
Mevcut hukuki ve dini yapılar nasıl yaşayanlara yönelik eziyeti ve adaletsizliği engelleyemiyorsa ölülere yapılan eziyeti ve adaletsizliği de engelleyemiyor. Dolayısıyla ölülerin bedensel ve manevi hakları, ölülerin mezar hakları ve geride kalanların yas tutma, hatırlama ve hatırlatma hakları için verilen mücadele, bireylerin ve halkların temel hakları için verilen mücadelenin bir parçası.
Başka bir deyişle, hem ölülerimizin adalet hakkının hem de ölülerimizle ilişkilerimizi kurma, sürdürme ve anlamlandırma hakkımızın tanınması ve korunması için verdiğimiz mücadele, insan haklarını ve azınlık haklarını yeniden tartışmaya açmak, genişletmek ve güvenceye almak bakımından çok önemli bir siyasal mücadele.
Bu anlamda ölüye saygı ve adalet inisiyatifinin çok kıymetli bir girişim olduğunu düşünüyorum. Kendi cümlelerinden alıntı yapacak olursam, makbul vatandaş sayılmayanlarının cenaze törenlerine, cesetlerine ve mezarlarına yönelik örgütlü eziyetlerin kamusal alanda dile getirilmesi, bu eziyetlere karşı hukuki süreçlerin başlatılması ve bu eziyetlerin engellenmesi için sarf edilen her türlü çabanın suç haline getirdiği bir ortamda, bu inisiyatifin attığı adımları kıymeti ve önemi çok daha berrak bir şekilde görülüyor diye düşünüyorum.
Bu adımların bir bölümü, bugün altıncısı gerçekleştirilecek olan panellerden oluşuyor.
Bugünkü panelin başlığı ise, bildiğiniz gibi, “Yas, hafıza ve politika”. Panelde 4 konuşmacımız var. Konuşmacıları sizlere tanıtmak ve konuşmaları hakkında kısa bilgiler vermek istiyorum.
Murat Çelikkan: İlk konuşmacımız. Meslek olarak gazeteci. 1980li yılların ikinci yarısından itibaren hak temelli çalışan birçok örgütün kuruluşunda ve yöneticiliğinde bulundu. 2011'den bu yana tam zamanlı olarak Hafıza Merkezi'nin eş direktörlüğünü sürdürüyor. Türkiye’de ölü bedenlere ve mezarlıklara yapılan saldırıların artma nedeni, dünyadan mezarlıklara saldırı örnekleri ve insan hakları açısından ölülerin haklarını anlatıyor.
Gülsüm Elvan: Gezi parkı eylemleri sırasında, 16 Haziran 2013'te polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu komaya giren ve 269 gün sonra, 11 Mart 2014'te, 15 yaşındayken hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın annesi. Bize bugün Berkin'in cenaze törenine özellikle de ölümünün birinci yılındaki anmaya yönelik müdahaleleri ve devam eden dava sürecini paylaşıyor.
Derya Aydın: Ölüye Saygı ve Adalet inisiyatifi eş sözcüsü Antropolog. Ölüm, hafıza, netropolitika, şiddet ve yas konuları üzerine çalışıyor. Sabancı Üniversitesi Kültürel Çalışmalar bölümünde, “Mezarlıklar ve anma törenleri: Kürt toplumunda şiddet, ölüm ve yas” başlıklı yüksek lisans tezi yazdı.
Son yedi yıldır Kürdistan’da kesintiye uğramış yaslar ve birer hafıza mekânı olarak PKK’lilere ait mezarlıklar üzerine çalışıyor ve yayınlar yapıyor. Konuşmasında hem 90'lı yıllar boyunca Kürdistan’daki yas pratiğine ve bu sürecin Kürtler üzerindeki etkisine hem de bu mezarlıkların inşası ile Kürt toplumsal hafızası üzerindeki etkilere değiniyor.
Aslı Zengin: Rutgers Üniversitesi Kadın, Toplumsal Cinsiyet ve Cinsellik Çalışmaları Bölümü’nde yardımcı doçent. Daha önce Brandeis, Harvard ve Brown üniversitelerinde öğretim üyesiydi. “İktidarın Mahremiyeti: İstanbul’da Hayat Kadınları, Seks İşçiliği ve Şiddet” adlı kitabın yazarı.
Çalışma alanları arasında cinsiyet ve cinselliğin aşkın ve aykırı halleri, egemenlik ve şiddet, sağlık ve hukuk politikaları, ölüm ve toplumsal öbür dünyalar, yakınlık ve duygular antropolojisi ve feminist, queer ve trans hareketler bulunuyor. Yıllardır feminist ve LGBTI+ politika alanında mücadele veriyor. Trans ve kuir ölüm, cinayet ve cenazeleri üzerinden yasın politikasına dair konuşuyor.
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi
Derya Aydın
Bir yılı aşkındır bu çalışmayı yürütüyoruz. Şimdiye kadar paneller yaptık, online paneller bunlar ama sadece paneller yapmadık. Yüz yüze toplantılarımız oldu. Geniş katılımlı bir inisiyatifimizin Sekreteryası bünyesinde dört ayrı komisyon çalışıyor: “Arşiv ve Belge Komisyonu”, “Basın Komisyonu”, “Hukuk Komisyonu” ve “Örgütlenme Komisyonu.”
Türkiye'de bu panel başlıklarıyla tartıştığımız konular kamusal alanda konuşulmuyor, konuşulunca da belli kavramlar kriminalize edilerek, şiddet meşrulaştırarak konuşuluyor.
Biz bu panellerle bu meselenin her boyutunu konuşmayı önümüze bir hedef olarak koyduk. Örneğin hukukçuların daha çok ilgi gösterdiği panel yaptık. Gazeteciler ilgi gösterince bir panel yaptık, yine inançlar özelinde bu meseleyi konuştuk. Panellerin kayıtları YouTube'da bulabilirsiniz.
Türkiye'de inancından dolayı ya da kimliğinden dolayı şiddete maruz kalan bütün ölümlerin sahiplerini bir araya geldiği, bu ölülerine sahip çıkan kişilerin şiddetin son bulması amacıyla mücadele ettiği bir platform bu. Yüzyıldan fazla bir süredir şiddetin hedefinde olan Ermeni toplumunun ölüleri, Kürtler Aleviler LGBTİ+lar, göçmenler, mülteciler, Suruç ve Ankara Gar katliamları, Berkin Elvan Örneğindeki gibi cenazesine ya da hatırasına hakaret edilenler için bir araya geldik, bu şiddetin son bulması için neler yapabiliriz üzerinden bu platform oluştu: Ölüye Saygı ve Adalet Girişim
Bir yol haritamız var; Mayıs-Haziran gibi geniş katılımlı bir konferans yapmayı düşünüyoruz. Bu konferansta uluslararası meselenin uluslararası boyutu hukuki yanları neler yapılabileceği ile beraber bir kurumsallaşmaya gideceğiz. Ondan sonra bir kurumsal aşacak resmi olarak bir kimliğe kavuşacak Yani vakıf olabilir dernek olabilir, tartışmalarımız hala devam ediyor.
Bu vesile ile şu çağrıyı da yapayım sizlere panelden sonra önümüzdeki günlerde bir geniş katılımlı bir insiyatif toplantısı alacağız bu toplantıda konferans sürecine ilişkin de ortaklaşacağız: Çünkü bir sekreter ya da bu önerileri geniş insiyatif te sunuyoruz ve insiyatifte karar altına alınıyor.
Arkadaşımızın sorusu vardı. Ben herhangi bir sorun yaşadığımda ne yapabileceksiniz diye bu çok önemli bir soru ama şu konuda bir şey belirtmek gerekiyor. Bu insiyatifine içerisinde hali hazırda bu alanda mücadele mücadele eden kurumlar var Örneğin Medya-Der gibi Yakay-Der, İHD, Cumartesi Anneleri gibi aslında bu alanda uzun süredir mücadele eden kurumlar var.
Biz bu kurumların yanında yeni bir kurum oluşturmak için değil hep birlikte şimdiye kadar gündeme getirmediğimiz bu konularda neler yapabileceğimize de bakacağız.
Örneğin LGBTİ+ mücadelesinde sadece göçmenlerin ölüleri ile ilgili çalışan bir kurum var mı? Belki yeni kurumların oluşması için destek sunabiliriz. Yol haritasını bütün arkadaşlarla birlikte çizeceğiz. O yüzden hani bitmiş tamamen yol alıp ilerlemiş netleşmiş bir ve çalışma değil bu biz yol alarak öğrenmeye çalışıyoruz. Bu sürece her katılım çalışmayı güçlendirecektir. (NU/Lİ/APK/KU)
* 22 Ocak2022'de webinar olarak gerçekleşen “Yas, Hafıza ve Adalet" paneli kayıtlarını Leyla İşbilir yazıya döktü, Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi yayına hazır hale getirdi. Metindeki arabaşlıklamayı bianet yaptı. Manşet görseli ve metin görsellerini Korcan Uğur düzenledi. Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi'ne çalışmayı bianet'te yayımlama imkanı verdikleri için teşekkür ediyoruz. e-posta: [email protected]
Yas, Hafıza ve Politika/ Nesrin Uçarlar
İnsan hakları ölülerin haklarını da kapsamalı/ Murat Çelikkan
Bana hakaret edenlerle uzlaşmamı istediler/ Gülsüm Elvan
Kürt direnişinin ve hafızasının mekânı olarak mezarlıklar/ Derya Aydın
LGBTİ+ ölüm, cinayet ve cenazeleri üzerine yasın politikası/ Aslı Zengin