Türkiye'de tekelleşmenin önlenmesi gibi bir istek bulunmadığını savunan Av. Fikret İlkiz, "Yasal düzenlemenin tam anlamıyla yapılamadığı 29. maddenin tekelleşmeyi önlemesini beklemek saflık olur" dedi.
"Medya ihalesinde TMSF ve RTÜK çatışıyor"
TMSF'nin ihaleye çıkardığı Star Medya Grubu'na ait Süper FM radyosunun önceki gün CGS Televizyon ve Radyo Yayıncılığı Ticaret Anonim Şirketi'ne, Metro FM radyosunun da dün bu şirketin yönetimindeki bazı kişilerin yer aldığı Pasifik Televizyon ve Radyo İşletmeciliği'ne satılması, medyada yabancı sermaye endişelerini yeniden gündeme getirdi.
Satışların 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluşları ve Yayınları Hakkındaki Kanunun "Bir özel radyo ve televizyon yayın kuruluşunda ortak olan gerçek veya tüzel yabancı kişi bir başka radyo ve televizyon kuruluşuna ortak olamaz" diye düzenlenen 29/ı bendine aykırı olup olmadığı merak ediliyor.
TMSF ve Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) düzenleyici kurullar olduğunu ve nitelik olarak bağımsız idari otorite olarak kabul edildiklerini hatırlatan Av. İlkiz, "Bu iki kuruluşun kuruluş yasaları birbirinden farklı. Bu olayda, iki kuruluşun da iki yasanın da birbiriyle çatıştığı görülüyor" dedi.
Hukukçu İlkiz, 3984 Sayılı Radyo ve Televizyon İşletmeciliğiyle ilgili kanunun 29. maddesinin sermaye paylarını düzenlediğini, 29. maddenin bir başka özelliğinin de özellikle özel radyo ve televizyon yayınlarında yatay ve dikey tekelleşmenin önlenmesi konusunda düzenleyici hükümlerinin bulunması olduğu ifade etti.
"29. madde, satış öncesi yeniden düzenlenmeliydi"
Buna karşılık TMSF'nin satışıyla ortaya çıkan sonuçların 29. maddeye aykırılık oluşturacağını öngören Av. İlkiz, sorunu şu şekilde açıkladı :
"Bu satış yapılmadan önce 3984 Sayılı kanunun 29. maddesi yeniden düzenlemeliydi ve Anayasa Mahkemesi'nin en son çıkarılan yasanın iptali ile ilgili ve 29. maddeyi ilgilendiren gerekçeyi bir an önce yazması gerekiyordu."
Tekelleşmenin önlenmesinde iradenin önemine vurgu yapan Av. İlkiz, "Yasal düzenlemenin tam anlamıyla yapılamadığı 29. maddenin tekelleşmeyi önlemesini beklemek saflık olur" dedi.
Türkiye'de olay üzerine düzenleme yapma alışkanlığının hakim olduğunu savunan Hukukçu İlkiz, sözlerini şöyle bitirdi :
"Asıl mesele tekelleşmenin önlenmesinin istenip istenmediğidir. Bu olay da göstermektedir ki, böyle bir istek yoktur. Yabancı sermaye adına radyo ve televizyon işletmeciliğinde tekelleşmenin önü açılmaktadır. Üzerinde düşünülmesi gerekli en önemli konulardan birisi budur". (EÖ)