Gümüşhane Şiran'da "terörist" sandığı iki köylüyü ateş açarak öldürdüğü gerekçesiyle yargılanan üsteğmene verilen 30 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından bozuldu. Üsteğmen askeri mahkemede yargılanacak.
Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Üsteğmen Bülent Kılıç "zaruret sınırını aşmak", "birden fazla adam öldürmek" ve "birden fazla adam yaralamak" suçlarından 30 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi ise, mahkemenin kararını bozdu. Kararda, "sanıkların terörle mücadele görevi kapsamında sübutu kabul edilen eylemi gerçekleştirdikleri, terörle mücadele ile ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bütün faaliyetlerinin askeri nitelikte olduğu" belirtildi.
Kılıç'ın askeri mahkemede yargılanmasına karar verildi. Olayla ilgili yargılanan yedi askerin beraat kararı ise onandı.
Şemdinli'de de aynısı olmuştu
Van 3. Ceza Mahkemesi de bu yıl Eylül ayında Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin kararına uyarak Kasım 2005'te Hakkari Şemdinli'deki Umut Kitabevi'nin bombalanmasıyla ilgili davayı askeri mahkemeye göndermişti.
Hukukçular Şemdinli davasının askeri mahkemeye gönderilmesi üzerine, askeri mahkemenin adil yargılama yapamayacağını anımsatmıştı.
Eski askeri hakim Ümit Kardaş ve avukat Mehmet Nur Terzi o zaman bianet'e bunun geçerli olamayacağını söylemişlerdi. Kardaş "İç hukukta askeri yargının görev alanı geniş tutulmuş olsa bile, askeri yargının ordunun iç disiplinini ilgilendiren konularla sınırlı olması gerektiğini" belirtmiş, "bu davanın askeri mahkemede görülmesi doğal yargıç ilkesine ve yargılama birliğine aykırı" demişti.
Gümüşhane'de ne olmuştu?
Radikal'in haberiyle olayı anımsayalım:
18 Eylül 2004'te Şiran'ın Elmaçukur Köyü yakınlarında gece operasyon yapan jandarma timleri, ikisinde av tüfeği bulunan dört kişiyi "terörist" zannederek ateş açmıştı. Tarlalara zarar veren domuzları avlamak için araziye çıktıkları sırada kurşunlara hedef olan köylülerden iki çocuk babası 34 yaşındaki Kenan Çubukçu ile 17 yaşındaki Olcay Bayrak ölmüştü.
Yaralanan 18 yaşındaki İsmail Sarı Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'ne, 30 yaşındaki Selahattin Çubuk ise Gümüşhane Devlet Hastanesi'ne kaldırılmıştı.
İsmail Sarı olayı şöyle anlatmıştı: "Saat 20.00 sıralarında yanımızda bir kamyon durdu ve içindekiler, Torul'a gitmek istediklerini belirterek bize yol sordular. Kendilerine yolu tarif ettik. Yanımızdan ayrıldıktan birkaç metre sonra kamyondan inen askerler üzerimize ateş açtı. İki arkadaşımın vurulduğunu gördüm. Birinin ceketi kalbura dönmüştü.. Hemen kaçmaya başladım. İki adım attıktan sonra bana da ateş ettiler. Yere düştüm. Kolumdan yaralanmıştım. Askerlere 'Ben bu köydenim' dedim. Buna rağmen ateş ettiler." (NZ)