Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Mardin'in Kızıltepe ilçesinde, Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ı öldüren polislere verilen beraat kararını onadı.
Sanık polis memurları Mehmet Karaca, Yaşafettin Açıkgöz, Seydi Ahmet Döngel ve Salih Ayaz için Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi, Nisan 2007'de "meşru müdafaa" gerekçesiyle beraat kararı vermiş; Kaymaz ailesi davayı Yargıtay'a taşımıştı.
Yargıtay, mahkemenin kararını onarken "meşru müdafaa" gerekçesini haklı buldu; "Sanık polis memurlarının eyleminin meşru müdafaa sınırları içinde kaldığını, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığını, bu nedenle yerel mahkemenin verdiği beraat kararının yasaya uygun olduğunu" yazdı.
Kaymaz ailesinin avukatları, Adli Tıp raporlarının Uğur Kaymaz'ın -polislerin iddiasının tersine- 12 yaşında olduğunu, dosyada çatışma değil yargısız infaz gerçekleştiğini gösterir yeterince kanıt olduğunu söylüyordu.
Ahmet Kaymaz'ın kardeşi Reşat Kaymaz, Sabah gazetesinin haberine göre, "Artık adaletin yerine geleceğine inanmıyoruz. Verilen kararla ikinci bir infaz ikinci bir şok yaşadık" dedi. Kaymaz, davayı Avrupa İnsan Haklar Mahkemesi'ne götürmeyi düşündüklerini de belirtti.
Dava süreci
Ahmet ve Uğur Kaymaz 21 Kasım 2004'te öldürülmüştü. Mardin Valiliği'nin açıklaması üzerine, olay basına ilk olarak "iki terörist öldürüldü" diye yansımıştı.
Kaymaz ailesinin avukatları ve müdahil avukatlar soruşturma sürecinin başından beri adil yargılamanın gerçekleşmesiyle ilgili kuşkularını dile getirmişlerdi.
Sanıkların tutuklu yargılanması talebi her seferinde reddedildi. İfadelerinin talimat yoluyla gıyaben alınmasına karar verildi. Sanık polisler İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Mersin'e tayin edilerek göreve iade edildiler. Mardin'deki dava "güvenlik gerekçesiyle" Eskişehir'e nakledildi. Sanıklar ilk kez Eskişehir'deki duruşmaya katıldılar.
Avukatlar Eskiişehir'de yaratılan atmosfer nedeniyle adil yargılamanın olanaksız olduğunu söylediler.
Eskişehir Valiliği duruşmalar öncesinde kentte toplantı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması ve "benzeri faaliyetleri" yasakladı. İlk duruşmayı izlemek için Eskişehir'e gidenlerin büyük bölümü Adliye'ye giremedi. Eskişehir Valisi Kadir Çalışıcı, "davayı izlemek isteyenlerin amacının provokasyon" olduğunu söyledi.
Adli tıp raporları
İstanbul Adli Tıp Kurumu, davayla ilgili ilk raporda, Uğur Kaymaz'ın sırtındaki kurşunların art arda, birbirine çok yakın biçimde vücuda girdiğini belirtti; "12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın yara aldıktan sonra çatışması mümkün değil" dedi. Raporda ayrıca, sanık polislerin "yaşça büyük" iddiasının aksine "12 yaşındaki Uğur Kaymaz 1.60 boylarında orta yapıda bir erkek çocuğu" deniliyordu.
Müdahil avukatların keşif talepleri reddedildi; bunun yerine Emniyet'in olay yerinde çektiği görüntüler CD'den izlendi.
Adli Tıp Kurumu, müdahil avukatların soruları üzerine, Ahmet ve Uğur Kaymaz'ın ellerindeki barut izlerinin çatışma kanıtı olmayabileceğini gösterir raporunu mahkemeye gönderdi. Sanık avukatları, bu izlerin çatışma kanıtı olduğunu öne sürüyorlardı.
Adli Tıp son olarak hangi kovanın hangi silahtan ateşlendiğini ve silahın kime ait olduğunu gösterir raporu mahkemeye gönderdi. Müdahil avukatlar, bu raporun sanıkların iddialarını çürütür nitelikte olduğunu söylemişlerdi. (TK)