Yerel mahkeme kayıtlarına göre, "sanık A.B, üç çocuk annesi N.D'nin evinin mutfak camını kırarak zorla içeri girdi. Cinsel ilişki teklifinde bulunan A.B, olumsuz yanıt alınca N.D'ye tecavüz ederek kaçtı. A.B, iki kez daha zorla evine girdiği N.D'ye tecavüz etti. N.D'nin şikayeti üzerine A.B. tutuklandı. Mağdur N.D. ifadesinde, A.B'nin kendisine tecavüz ettiğini anlattı. N.D, olay sırasında çocuklarının uyanmasından ve kendisini o halde görmesinden çekindiği için bağıramadığını söyledi."
Bafra Ağır Ceza Mahkemesi, N.D'nin ifadeleri, polis fezlekesi ve adli tıp bulguları doğrultusunda, "konut ihlali ve cinsel saldırı" suçlarından A.B'yi 15 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Ancak Yargıtay 5. Ceza Dairesi, mağdurun tecavüz sırasında bağırmamasını gerekçe göstererek, mahkumiyet kararını bozdu.
Bafra Ağır Ceza Mahkemesi, karara direnirse dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gelerek karara bağlanacak.
Susmak zorunda bırakılıyorlar
Kararı değerlendiren Van Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Emine Baz, tecavüzün bağırıp bağırmama ile karar verilemeyeceğini söyledi.
Baz, "Kadınlara 'sus, konuşma' deniyor ve çevre korkusu olduğundan kadın duygularını bastırıyor" dedi. Baz, kadınların susmak zorunda bırakıldıklarına dikkat çekti.
Tecavüz meşru görülüyor
Tecavüze uğrayan kadının her durumda mağdur edildiğini belirten Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Sekreteri Sevgi Göğçe, "Aslında bu durum yasaların tarafsız gözle yorumlanmamasından kaynaklanıyor" diye konuştu.
Göğçe, tecavüzün meşru olarak görüldüğünü ve bu kararı veren zihniyeti şiddetle kınadığını ifade etti.
Kadın Adayları Eğitmen ve Destekleme Derneği (KADER) Genel Sekreteri ve Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Sayın da kararın "Türkiye'de 'tecavüze uğruyorsanız ölün daha iyi' mantığı var. Mücadele edip hayatınızı tehlike atmıyorsanız siz suçlusunuz" mesajı taşıdığını ifade etti.(EÜ)