Yargıtay, gazeteci Hrant Dink cinayeti öncesi ihmal gösterdikleri ve resmi evrakta sahtecilik yaptıkları iddiasıyla Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin dönemin İl Jandarma komutanı Albay Ali Öz ve bazı jandarma görevlilerini mahkum ettiği dosyanın temyizini üç yılı aşkın bir süredir sonuçlandıramadı.
Albay Öz’ü ikinci bir dosyadan yargılayan Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi de, söz konusu dosyada uzun süredir Yargıtay kararını bekliyor. 18 Kasım’da süren yargılamada Ağır Ceza Mahkemesi bu nedenle ilerleme sağlayamadı.
2 Haziran 2011’de Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi, ihmalden Albay Ali Öz ve İstihbarat Şube Müdürü Kıdemli Yüzbaşı Metin Yıldız'ı 6'şar, astsubaylar Okan Şimşek ve Veysel Şahin ile Hüseyin Yılmaz ve Hacı Ömer Ünalır'ı 4'er ay hapis cezasına mahkum etmiş, Gazi Günay ve Önder Araz'in ise beraatine karar vermişti
Bakırcıoğlu: Yargıtay hassasiyet göstermeli
Öz'ün avukatı Ali Sürmen katılırken Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakıcıoğlu’nun mazeret dilekçesi göndererek duruşmasına katılmadığı Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava, 8 Ocak 2015’e bırakıldı.
Bakırcıoğlu, Yargıtay’ın ilgili dairesinin Öz ile ilgili “ihmal” ve “resmi evrakta sahtecilik” dosyasının bir an önce sonuçlandırılması gerektiğini bianet’e şu şekilde açıklıyor: “Dink dosyası, insan yaşamıyla ilgili olduğu kadar önemli toplumsal ve siyasal sonuçları olan bir dosyadır. Bu konuda ayrı bir hassasiyet gösterilip bir an önce karar verilmesi zorunluluğu bulunuyor”.
Yargıtay karar vermedi, üç dosya tıkandı
Bakırcıoğlu, Yargıtay kararını, sadece Sulh Ceza Mahkemesi dosyası bakımından veya bu kararı bekleyen Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılaması açısından değil, kamu görevlileriyle ilgili soruşturmanın halen yürütüldüğü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dosyası için de önemli buluyor.
Avukat, Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin Öz ve diğer jandarma görevlileriyle ilgili davada, işlenen suçun Ceza Kanunu’nun (TCK) 83. maddesi (Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi) kapsamına girebileceği gözlemiyle dosyayı görevsizlik kararıyla Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği, savcının itirazı sonucu bu kararın kaldırıldığı, sonuçta 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin de hükmü “görevi ihmal” üzerinden kurmak zorunda kaldığını hatırlatıyor.
Avukatlar, tebliğnamesinde “aynı zamanda resmi evrakta sahtecilik var” tespitinde bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na “sahtecilik suçu var ama asıl TCK 83 kapsamında suç var” şeklinde beyanda bulundular. Dilekçede, kamu görevlilerinin cinayet öncesi ölüm tehditlerine ve saldırı hazırlıklarına rağmen hareketsiz kalarak cinayette rol oynadıkları, bu nedenle TCK'nın 83. maddesi uyarınca cinayetin cezai sonuçlarını da paylaşmaları gerektiği savunulmuştu.
Bakırcıoğlu, kamu görevlileri bakımından Sulh Ceza Mahkemesi ve Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi dosyaları ile İstanbul Başsavcılığı’nın soruşturma dosyasını “aynı kapsamda ve bağlantılı” görüyor; bu nedenle Yargıtay kararının daha fazla beklememesi gerektiğine inanıyor (EÖ)