Yargıtay, Aralık 2016’da tutuklandıktan sonra 4 yıl 8 ay hapis yatan gazeteci Mehmet Güleş’e verilen ceza için ‘orantısız’ diyerek bozma kararı verdi.
Güleş, sosyal medya medyadaki haber paylaşımları gerekçe gösterilerek 3 Mayıs 2017'deki Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla 6 yıl 3 ay, ‘örgüt propagandası’ iddiasıyla da 3 yıl 1 bir ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Antep Bölge Adliye Mahkemesi itiraz sonucunda yerel mahkemenin kararını onadı. ‘Örgüt propagandası’ gerekçesiyle verilen hapis cezası da 5 yılın altında kaldığı için Yargıtay yolu kapatıldı.
Güleş, Yargıtay’a taşınan ve onanan 6 yıl 3 aylık hapis cezası nedeniyle 5 yıla yakın tutuklu kalırken, 2019’da yapılan yasal düzenleme ile 3 yıl 1 aylık ceza için Yargıtay'a itiraz yolu açıldı. Güleş daha sonra bu ceza için de Yargıtay’a temyiz başvurusu yaptı.
Cezada artırım hükümlerinin uygulanması nedeniyle alt sınırdan uzaklaşarak verilen ceza kararını inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi verilen cezayı orantısız bularak bozma yönünde karar verdi.
Yargıtay kararında, "Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle TCK’nın 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak; hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşarak bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, dosya içeriğiyle de uyuşmayacak şekilde teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi…" ifadelerine yer verdi.
"Yapılması gereken ifade özgürlüğünü korumaktı"
Kararı değerlendiren gazeteci Mehmet Güleş, “Benim bu dönemde bir hukuki karar beklentim yok. Ki nihayetinde Yargıtay, verilen cezayı, düşünce ve ifade özgürlüğü nedeniyle bozmadı, verilen cezanın suçla orantısız olduğu nedeniyle kararı bozdu. Burada yapılması gereken, düşünce ve ifade özgürlüğünü korumaktı ama maalesef bunu Yargıtay'ın kararında göremedik" diye konuştu.
Ne olmuştu?Güleş, Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiriyken Aralık 2016’da haber takibi için Elazığ Adliyesi’ne gitti. Burada gözaltına alındı. Çıkarıldığı mahkemece de tutuklandı. Hakkında hazırlanan iddianamede yaptığı haberler, kaynaklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri ve sosyal medya paylaşımları suçlama konusu yapıldı. İddianamedeki deliller arasında Güleş’in giydiği "şal û şepik" olarak adlandırılan yöresel kıyafetle çekilmiş fotoğrafı da vardı. Güleş “Örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandasından” yargılandı. Yargılama sonucunda da “örgüt üyeliğinden” 6 yıl 3 ay, “örgüt propagandasından” 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. İstinaf cezaları onadı. Yargıtay da Ekim 2018’de Güleş’e verilen "örgüt üyeliği" cezasını onadı ancak “örgüt propagandası” için verilen ceza 5 yılın altında kaldığı için bu konuda hüküm kurmadı. 2019’da Yargı Reformu kapsamında yapılan değişiklikle İstinaf’ta kesinleşen 5 yılın altındaki cezalara Yargıtay'da temyiz yolu açıldı. Bunun üzerine Güleş “örgüt propagandası” yönünden verilen hapis cezası için de Yargıtay’a başvurdu. Ancak henüz bu konuda karar vermiş değil. Güleş 2018’de tutukluyken “ifade özgürlüğünün ihlal edildiği” gerekçesiyle AYM’ye bireysel başvuru yaptı. "Örgüt üyeliği" suçlamasıyla kesinleşen 6 yıl 3 aylık hapis cezasının infazını tamamlaması üzerine 13 Ağustos 2021’de tutuklu bulunduğu Karakoçan T Tipi Kapalı Cezaevi’nden serbest bırakıldı. |
(HA)