Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ankara’da görülen faili meçhul cinayetlere ilişkin davada verilen zamanaşımı ve beraat kararlarını onadı.
Davanın müdahilleri, kararı, “eksik inceleme, eksik gerekçe, davada zamanaşımının gerçekleşmediği, sanıkların atılı suçlardan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği” gerekçeleriyle temyiz etmişti.
1000 operasyonun sahibi: Kim bu Mehmet Ağar?
Dosyayı inceleyen 2. Bölge Adliye Mahkemesi savcısı da maktul Yusuf Ekinci'nin öldürülmesine ilişkin sanıklar hakkında dava zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesine itiraz etmişti.
İtirazları inceleyen Yargıtay, sanıklar hakkında, nitelikli kasten öldürme suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik itirazın, “hukuka uygunluk” nedeniyle reddine hükmetti:
“…temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde hukuka aykırılık görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliği ile temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanmasına karar verildi.”
ANKARA FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER DAVASI
Gerekçeli karar: Mehmet Ağar’a “masumiyet karinesi” ile beraat
Gerekçe: Usul ve kanuna uygun
Kararın gerekçe bölümünde, nitelikli kasten öldürme suçlarından kurulan hükümler yönünden şu değerlendirme yer aldı:
“Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, soruşturma ve kovuşturma aşamasında delillerin toplandığı bu haliyle eksik incelemenin bulunmadığı, hükme esas alınan raporların yeterli olduğu, deliller ile desteklenemeyen duyuma dayalı, soyut ve çelişkili beyanlar ile delil niteliğine haiz olmayacak belgeler dışında başkaca delil bulunmaması nazara alınarak, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, sanıkların üzerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından şüphe sanıklar lehine değerlendirilerek atılı suçlardan beraat kararları verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmakla, temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.”
Ne olmuştu?
1990'lı yıllarda öldürülen iş insanı ve yazarların failleriyle ilgili 20 Aralık 2013'te iddianame düzenlendi.
İddianameye göre sanıklar şu isimlerin öldürülmesiyle suçlandı: Abdülmecit Baskın, Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Haci Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan ve Faik Candan.
Davanın sanıkları: Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven, Muhsin Korman.
Sanıklar, "cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek" suçundan Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı.
Karar, 13 Aralık 2019'da verildi. "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım halen "firari" görüldüğünden dosyasının tefrik edilmesine hükmedildi.
Mehmet Ağar dahil tüm diğer sanıklar beraat etti. Dava süresince ölen Ahmet Demirel yönünden dosyanın düşmesine karar verildi.
Heyet, beraat kararını açıklarken "dosyada hiçbir delil yok" dedi ve müdahil avukatların bu yöndeki hiçbir itirazını dikkate almadı.
Sadece dosyanın 19 maktulü arasında olmayan, Asker Smitko ve Lazem Esmailli cinayetleriyle ilgili sanıklar yönünden dosyanın ayrılmasına hükmedildi.
Dava Yargıtay'ın bozma kararının ardından yeniden görüldü ancak hüküm değişmedi.
(AS)