Dinçer, "Milliyet" gazetesinin 20 Eylül 2004 tarihli sayısında, Başbakanlık Takip ve Koordinasyon Kurulunun Başkanlığı'na kendisinin getirilmesiyle ilgili yayımlanan haber nedeniyle "basın yoluyla kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu" gerekçesiyle manevi tazminat davası açmıştı.
Mahkeme kısmen kabul etti, Yargıtay bozdu
Davalı Doğan Gazetecilik, Başbakanlık Takip ve Koordinasyon Kurulu'nun çalışmalarına yönelik yapılan haberin gerçek olduğunu savunarak, kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını ileri sürmüştü.
Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi ise "haberdeki resme göre davacı Ömer Dinçer'in başkanı olduğu kurulun çalışmaz hale getirildiği, irticai takibi durdurduğu ve takibi durduran kişinin davacı olduğu konusunun belirtildiği" gerekçesiyle davayı kısmen kabul etti.
"Haberin özle biçim arasında dengesi önemli"
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını oy birliğiyle bozdu.
Dairenin gerekçesinde, davaya konu edilen yayında, Başbakanlık Takip ve Koordinasyon Kurulu'nun kuruluş, amaç ve çalışma şekliyle önceki hükümet dönemindeki farklılıklarının dile getirildiği ve Dinçer'in, Kurul'un başkanı olması nedeniyle fotoğrafının haberde kullanıldığı, konu hakkında kendi beyanına da yer verildiği belirtildi.
Kural olarak yayınlarda kamu yararı bulunan güncel bir haberin özle biçim arasında denge kurularak verilmesi durumunda hukuka aykırılığın ortadan kalkacağı vurgulanan gerekçede, bu durumda basının da sorumlu tutulamayacağı ifade edildi.
Davaya konu yazının dayanağının, 28 Şubat kararlarının uygulanması ve takibi amacıyla kurulan Başbakanlık Takip ve Koordinasyon Kurulunun çalışmaları olduğu ifade edilen gerekçede, davacının haberde geçen bir takım maddi olguları da kabul ettiği kaydedildi.
Gerekçede, haber bir bütün olarak ele alındığında, kurul çalışmalarıyla hükümet icraatlarının, önceki hükümet uygulamalarıyla karşılaştırılmak suretiyle eleştirildiğine işaret edildi.
"Başlık içerikle bütünlük arz ediyor"
Kurul'un başkanı olan Başbakanlık Müsteşarı Dinçer'in fotoğrafının ve isminin haberde kullanılmasının da doğal olduğu belirtilen gerekçede, şöyle denildi:
"Davaya konu edilen yayın bu anlamda davacının kişilik haklarına zarar verecek, eleştiri sınırını aşacak bir ifade şekli içermemektedir. Yazı başlığı ise haber içeriğiyle bütünlük arz etmektedir. Haberde hükümetin kurulla ilgili çalışmaları kamu yararı düşüncesi ile ve bazı maddi olgulara dayanılmak suretiyle eleştirilmiştir. Şu halde dava konusu yayın eleştiri niteliğinde olup hukuka aykırılık unsurları içermemektedir. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir."
Dinçer, "karar düzeltme" isteminde bulunabilecek. Bu istem de reddedilirse dosya yerel mahkemeye gidecek. Yerel mahkeme, ilk kararında direnir ve bu karar da temyiz edilirse dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gelecek. (EÖ/TK)