"Yargıtay başsavcısı mevcut yapıyı korumak için tutum takınanacağız, diyor. Ne yapacaksınız, Anayasa Mahkemesi'ne, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'na seçimle gelen üyeleri tanımayacak mısınız? Bunlar tehlikeli ve tahlihsiz sözler."
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı, referandumda anayasa paketinin kabul edilmesinin ardından halka "müsterih olmalarını" söyleyen Abdurrahman Yalçınkaya'yı bu sözlerle eleştirdi.
Yalçınkaya, "Hukuk devletini, bizler yargıçlar olarak ve yargıçların bağımsızlığını anayasa değişse dahi, yasalar değişse dahi korumak azmindeyiz. Bunu engellemek mümkün değildir" demişti.
Ceza da tamam da, şimdi nasıl olacak?
Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) açtığı kapatma davası Anayasa Mahkemesi'nde tek oy farkıyla boşa çıkan, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) kapatılmasına giden iddianameyi hazırlayan Yalçınkaya sık sık siyasetle ilgili değerlendirmeler yapıyor.
Kozağaçlı, son açıklamasının da "tipik bir durum olduğunu" söyledi.
"Türkiye'de yasal düzenlemelerden çok hakim tutumu belirleyici oluyor. Suç ve ceza politikasını büyük oranda kolluk belirliyor; toplumsal suçlar, adi suçlarla ilgili kolluk savcıyı yönlendiriyor, yargıçlar da belli bir tutum alıyor. Dolayısıyla başsavcını söylediklerinin bir temeli var.
"Siyasal suçlara gelince bu etki daha da artıyor. Eski Ceza Kanunu'nun 169, yeni kanunun 320. maddeleri; Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2. maddesi gibi düzenlemeler savcı ve hakime o kadar geniş bir yorum ve değerlendirme aralığı bırakıyor ki, buradan istediğiniz yönde konjonktürel bir suç ve ceza politikası çıkarırsınız."
Fakat başsavcının son sözleri yargının yapısına dair düzenlemelerle ilgili ve "yorum yapacak birşey yok". "Dolayısıyla çok talihsiz bir açıklama" diyor Kozağaçlı ve ekliyor: "Daha özgürlükçü bir yargı iklimi doğamadan yasal değişikliklerle yol alma imkanı yok."
Taşlar oynadı
12 Eylül'de referanduma katılanların yüzde 58'inin oyuyla geçen paket, diğer düzenlemelerin yanı sıra yüksek yargıya üye seçimi ve işleyişle ilgili değişiklikler getirdi.
Kozağaçlı referandum öncesinde paketin, hükümetin iddiasının aksine, yargı bağımsızlığını güvenceye almaktan uzak olduğunu söylemişti.
Şimdi, "temel yapının değişmeye başlayabileceğine dair bir umut yaratıldığını" belirten Kozğaçlı'ya göre "muhalefetin özgürlükçü bir yargıya ulaşmak için taleplerini yükseltebileceği bir iklimin doğma ihtimali var".
"Umalım ki 2011 genel seçimlerinin sonucu referandum kadar toptancı olmasın. Çünkü böylesi yüksek oyla varlığını konsolide eden iktidarlar özgürleşme değil otoriterleşme eğilimine girerler. AKP'nin geçmişi de bu anlamda çok umut verici değil."