“Dezenformasyon yasası” olarak bilinen yasa kapsamında ilk gözaltına alınan ve tutuklanan gazeteci olan Sinan Aygül’ün yargılandığı davada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Aygül’e verilen 10 aylık hapis cezasının onanmasını talep etti.
Konuyla ilgili bianet’e konuşan Aygül, sürecin jet hızıyla ilerlediğini belirterek “Sanki çabucak emsal bir karara imza atmak istiyorlar” dedi.
İstinaf cezayı 33 günde onadı
Sinan Aygül, Türk Ceza Kanunu’nun “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlıklı 217/A. maddesi kapsamında ilk kez gözaltına alınan, tutuklanan ve ceza alan gazeteci olmuştu.
Tatvan 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin bu suçlamayla yargılanan Aygül hakkında hükmettiği 10 aylık hapis cezası, 33 gün sonra Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince [istinaf] onandı.
Ardından temyiz edilerek Yargıtay'a gönderilen dosyada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11 Ekim 2023 tarihli tebliğnamesinde, “Aygül'ün temyiz isteminin esastan reddedilmesi ve hükmün onaylanması” talep edildi.
Dezenformasyon yasasından ilk ceza: Gazeteci Sinan Aygül'e 10 ay hapis
“Absürt yasa maddesi, silah gibi kullanılıyor”
İlk günden beri bu yasayla ortaya çıkacak manzaralara dikkat çekmeye çalıştıklarını ancak bir kesim gazetecinin "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" noktasında olduğunu söyleyen Aygül, "İşte o yılan şimdi hepimizi sokmaya başladı. Her gün birimizi bir gün hepimizi sokacak. Son 3-5 günde bu absürt yasa maddesi adeta bir silah olarak kullanılmaya başlandı. İlk ve tek tutuklama ve verilen ilk ve tek ceza benim dosyamdı. Son olsaydı keşke. Ama geçtiğimiz günlerde arkadaşlarımız art arda tutuklanmaya başlandı" dedi.
"Bu yasa, zaten can çekişen basın ve ifade özgürlüğünün canını alacak," diyen Aygül, bu sürece müdahale etmek için geç kalındığını söyledi.
“Dezenformasyon yasası, herkesi potansiyel fail haline getiriyor”
Avukat Orak: Yasa belirsiz tanımlar içeriyor
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının onama istediği raporu bianet'e değerlendiren gazeteci Sinan Aygül'ün Avukatı Diyar Orak, hukukun en temel ilkelerinin “belirlilik ve öngörülebilirlik” olduğuna vurgu yaptı.
Orak, Anayasa Mahkemesi'nin 8 Kasım'da yasayı görüşeceğini duyurmasına da değindi:
“Belirlilik ilkesi beraberinde kanunların öngörülebilir olması ilkesini de getirir. Yani bir yasa maddesinin sahip olması gereken en temel özelliklerinden biri öngörülebilir olmasıdır. Vatandaşlar yasa maddesi karşısında nasıl bir hukuki yaptırımla karşılaşacağını önceden makul bir düzeyde kestirebilmelidir.
Fakat TCK 217/A maddesi yani iktidarın ifadesiyle dezenformasyon maddesi bu ilkelerin tamamını bertaraf eder nitelikte bir maddedir. Çünkü belirsiz birtakım tanımlamalar ve ifadeler içeriyor olması nedeniyle vatandaşları, özellikle de gazetecileri yargı kıskacına almaya müsait bir madde. Dolayısıyla AYM'nin bu belirsiz tanımlamalar içeren ve iktidar tarafından adeta sopa kullanılmaya başlayan bu maddeyi iptal etmesini bekliyorum.”
AYM, Tolga Şardan’ın tutuklanmasına neden olan 'sansür yasasını' görüşecek
“AYM kanun maddesini iptal etmeli”
Avukat Orak, Aygül'ün gözaltına alındığı 14 Aralık 2022 tarihinden itibaren çeşitli vesilelerle endişelerini anlattıklarını ifade ederek son günlerde yoğunlaşan soruşturma, gözaltı ve tutuklamalara ilişkin "Yargılamanın başlangıcı sürecinde elimizden geldiğince çağrılar yapmaya çalıştık. Bu maddenin uygulanması konusunda endişelerimizi dile getirdik ve yakın zamanda yapılan tutuklama ile maalesef ki endişelerimiz de haklı çıktık. Özgür basının susturulması için sopa olarak kullanılmak amacıyla çıkarılan bu kanun maddesinin AYM tarafından iptali oldukça elzemdir" dedi.
Ne olmuştu?
Aygül, 13 Aralık 2022’de, sosyal medya hesabından Tatvan’da bir kız çocuğuna cinsel taciz iddialarına ilişkin yaptığı haberi paylaştıktan birkaç saat sonra gözaltına alınmış, ertesi gün Tatvan Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla tutuklanmıştı.
22 Aralık 2022’de tahliye edilen Aygül hakkında, kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak da bilinen Dezenformasyonla Mücadele Yasası kapsamında “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla dava açılmıştı.
Aygül böylece, ‘bu yasa kapsamında hakkında dava açılan ilk gazeteci oldu.
Sinan Aygül hakkında savcı, tek sayfalık iddianame ile “ülke gündemindeki hassas konulardan olan çocuk cinsel istismarı olaylarına ilişkin aslı olmayan bir haberi paylaştığı” iddiasıyla üç yıla kadar hapis cezası istemiş, mahkeme Aygül'e, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu işlediğinin sabit olduğuna kanaat getirerek 10 ay hapis cezası vermişti.
Cezanın, Yargıtay 8. Dairesi tarafından olduğu gibi onaylanması halinde Aygül TCK'nın 191/1, 62., 53., 58/6-8 maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası alacak, bazı haklardan mahrum edilecek.
“Dezenformasyon yasası” hakkında
Geçen yıl Meclis’ten geçen 40 maddelik Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la Türk Ceza Kanunu’na (TCK) yeni bir suç eklendi.
“Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ismini taşıyan 217/A maddesiyle 'dezenformasyon' suç olarak nitelendirildi. Cezası ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis olarak öngörüldü.
Yasa halkın, gazetecilerin, sivil toplumun ve muhalefet partili milletvekillerinin şiddetle karşı çıkmasına rağmen Meclis’ten geçirildi. Tepkinin nedeni maddenin muğlak ifadeler içermesi ve ifade özgürlüğü önünde bir tehdit olarak görülmesiydi.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (217/A) maddesi:
(1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
(2) Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.
(BA/AS)