12 Eylül askeri darbesinin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ali Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın düşürülmesine dair karar, Yargıtay 16. Ceza Dairesince bozuldu; dosya mahkemeye gönderildi.
Dava, 18 Ocak 2019’da yeniden görülmeye başlanacak.
Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Şahinkaya ve Evren hakkında açılan davayı sanıkların ölümü nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 64/1 ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 223/8 maddeleri uyarınca düşmesine 4 Mayıs 2017’de karar vermişti.
Kararı değerlendiren Yargıtay, aralarında TBMM’nin de olduğu 65 kişilik müdahillerin itirazını yerinde görerek hükmün bozulmasına, 1 Ekim 2018’de karar verdi.
Bozma kararı, sanığın ölmesi halinde dava düşse dahi, maddi açıdan davanın devam etmesini öngören, TCK’nın 64/1 maddesine dayandırıldı. Yerel mahkeme davayı düşürdüğünde, ilk kararda bulunan rütbelerin sökülme ve emeklilikten doğan hakların alınmasına dair hükümlerle ilgili karar vermemişti.
Devrimci 78’liler Federasyonu, “Yargıtay 16. Ceza dairesi itirazları yerinde görerek hükmü bozdu. Bu karara mahkemenin uyması ve yargılamayı genişletmesi gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Mahkeme ilk olarak iki sanığın, 765 sayılı TCK'nın "Devlet kuvvetleri aleyhine cürümler" başlıklı 146. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına çarptırılmasına, rütbelerinin sökülmesine karar vermişti. Yargıtay bu kararı bozdu, dava yeniden görülmeye başlandı. Bu sırada sanıklar hayatını kaybetti, dava düştü.
“İnsanlığa karşı suç işleyenler yargılanmalı”
Devrimci 78’liler Federasyonu, Yargıtay’ın kararıyla ilgili yazılı açıklamasında, “İlk etapta sanıkların rütbelerinin sökülmesi, Kenan Evren’in devlet mezarlığında olan mezarının taşınması, elde ettiği maddi ayrıcalıkların tespit edilmesi, mirasçılarına geçen mal varlıklarına el konulması gerekmektedir” dedi.
Açıklamada diğer talepler şöyle sıralandı:
“Soruşturmanın derinleştirilerek beş darbeci generalin yanı sıra aşağı doğru darbe görevlilerinin, işkencecilerin, sıkıyönetim komutanlarının, danışma meclisi üyelerinin, darbeye yardım ve yataklık edenlerin, insanlığa karşı suç işleyenlerin yargılanması gerekir.
“Bir 12 Eylül tazminat fonu oluşturulmalı, bu yargılama sonucunda mal varlıklarına el konulup 12 Eylül tazminat fonuna aktarılmalı ve 12 Eylülden zarar görenlerin zararları bu fondan karşılanmalı.
“Darbe yargılamaları tüm sonuçları ile yok sayılmalı, vatandaşlıktan çıkartılan tüm vatandaşlar kayıtsız şartsız vatandaşlığa geri alınmalı, 12 Eylül’ün tüm kurum ve kuruluşları kapatılmalı, 12 Eylül Anayasası tarihin çöp sepetine atılarak yeni katılımcı demokratik bir Anayasa yapılmalı.”
Ne olmuştu?
12 Eylül darbesiyle ilgili iddianameyi hazırlayan Savcı Kemal Çetin, darbe öncesindeki olayları ve katliamları sıralayarak, "terör olaylarının, ülkeyi kaosa sürükleyerek, askeri darbeye zemin hazırlamak isteyen güçler tarafından çıkarıldığı anlaşılıyor" yorumunu yaptı.
Kürt kelimesinin geçmediği ve Maraş katliamının "Kahramanmaraş olayları" olarak nitelendirildiği iddianamede, "darbeye zemin hazırlandı" denilen olaylar şöyle sıralandı:
“34 kişinin öldüğü 1 Mayıs 1977, 6 Nisan 1978'de Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu'nun evine gönderilen bombayla öldürülmesi, 16 Mart 1978'te İstanbul Üniversitesi'nde atılan ve yedi öğrencinin hayatını kaybetmesine sebep olan bombalama, 1978 Sivas olayları, 19-26 Aralık 1978 Kahramanmaraş olayları, 1 Şubat 1979'da Milliyet Gazetesi başyazarı Abdi İpekçi'nin öldürülmesi, Çorum olayları, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Milli Selamet Partisi'nin (MSP) Konya mitingi.”
“Devlet içinde örgütlenmiş illegal güçler”
Savcı Çetin, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede tüm bu olaylarla ilgili şu yorumu yaptı:
"Güvenlik güçlerinin bazı olaylarda kullanıldığı, bu kadar organize ve geniş çaplı olayların devlet içinde örgütlenmiş illegal güçlerin planlaması ve iştiraki olmadan yapılamayacağı..."
“Tağyir ve tebdil veya ilgaya…”
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava özel yetkili mahkemelerin kapatılmasıyla Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesine devredildi.
İlk duruşma 28 Mayıs 2014’te görüldü.
Savcı Selçuk Kocaman mütalaasında, sanıklar Evren ile Şahinkaya'nın 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''Devlet Kuvvetleri Aleyhinde Cürümler''e ilişkin 146. maddesi uyarınca ''ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına'' çarptırılmalarını talep etti.
Ağırlaştırılmış müebbetten müebbet hapse
12 Eylül davasının iki sanığı Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'yla ilgili karar 18 Haziran 2014’te açıkladı.
Mahkeme Başkanı Oktay Saday’ın açıkladığı hükme göre, Evren ve Şahinkaya 21 Aralık 1979'da dönemin Başbakanı'na verdikleri muhtırayla Anayasa'yı ve TBMM'yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan, 12 Eylül 1980'de de cebren Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı tağyir, tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül eden TBMM'yi ıskat ve cebren men suçundan eylemlerine uyan 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesi gereğince "ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezasına çarptırıldı.
Sanıklar hakkında, zincirleme suç maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken, sanıkların duruşmadaki tavır ve hareketleri ile dosya kapsamı ele alınarak, takdiri indirimle cezaları müebbet hapse çevrildi.
Rütbeleri de söküldü
Evren ve Şahinkaya hakkında, Askeri Ceza Kanunu'nun "askeri rütbelerin sökülmesine" ilişkin 30. maddesinin uygulanmasına da karar verildi.
Tahsin Şahinkaya 9 Temmuz 2015’te, Kenan Evren 9 Mayıs 2015’te öldü.
Yargıtay dosyayı mahkemeye gönderdi
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya'nın 12 Eylül askeri darbesine ilişkin yargılandığı davanın temyiz incelemesini 23 Temmuz 2016’da tamamladı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, sanıkların ölümleri nedeniyle davanın düşürülmesine karar verdi, dosya mahkemeye gönderildi. Dava sanıkların ölmeleri nedeniyle düşürülünce müştekileirn itirazı üzerine dosya yeniden Yargıtay incelemesine gönderildi. (AS)