"Yargı Bağımsızlığı Hakkında Temel İlkeler" neden kabul edilmiştir? Bu sorunun yanıtını Sayın Gemalmaz'ın çevirisini aynen alıntılayarak ve Temel İlkelerin neye "göre" belirlendiğinin altını çizerek vermek istiyorum:
"Evrensel İnsan Hakları Bildirisi, özellikle kanun önünde eşitlik, masumluk karinesi ilkelerini ve kanunla kurulmuş yetkili, bağımsız ve tarafsız bir yargı yeri tarafından adıl ve aleni olarak yargılanma hakkını içerdiğine göre,
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar ile Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmelerin her ikisi birden anılan hakların kullanılmasını güvence altına aldığına ve bunlara ilave olarak, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ayrıca gereksiz / (usulsüz) gecikme olmaksızın yargılanma hakkını (da) güvence altına aldığına göre,
Bu ilkeleri temelinde yatan vizyon ile gerçek/ (fiili) durum arasında sıklıkla / (çoğu kez) görülen bir boşluk / (uçurum) halen bulunduğuna göre,
Her ülkede adalet teşkilatının ve adaletin yürütümünün (işleyişinin) bu ilkelerden esinlenmesi ve bu ilkelere tam olarak gerçeklik kazandırmak üzere gayret gösterilmesi gerektiğine göre,
Yargısal görevi ifayla ilgili kurulların, yargıçların, bu ilkelere uygun tasarrufta bulunmalarını mümkün kılmayı amaçlaması gerektiğine göre,
Yargıçlar, vatandaşların yaşamı, özgürlükleri, hakları, ödevleri ve malvarlığı / (mülkiyeti) üzerinde nihai kararı vermekle görevli olduklarına göre,
Suçların Önlenmesi ve Suçluların Islahı hakkında Birleşmiş Milletler Altıncı Kongresi, 16 sayılı Kararı ile, Suçun Önlenmesi ve Kontrolü Komitesine, yargıçların bağımsızlığına ve yargıçların ve savcıların seçilmelerine, mesleki eğitimlerine ve statülerine ilişkin rehber kuralları hazırlamayı kendi öncelikleri arasına dahil etmesi çağrısında bulunduğuna göre,
Dolayısıyla, yargıçların adalet sistemi içindeki rolleri ve seçilmelerinin, öğrenimleri/ 'eğitimleri) ve davranışlarının önemi en başta dikkate alınmak gerektiğine göre,
Üye Devletlere yargı bağımsızlığını güvence altına alma ve geliştirme görevlerinde yardımcı olmak üzere hazırlanan.... "Yargı Bağımsızlığı Hakkında Temel İlkeler Hükümetler tarafından iç hukuklarında göz önünde bulundurulacak ve saygı gösterilecektir.
"Yargı bağımsızlığı" Devlet tarafından güvence altına alınacaktır. Ülkenin Anayasa'sında veya kanununda ya da bir başka deyişle hukukunda yer alacaktır. Yargı bağımsızlığına saygı göstermek ve uymak bütün resmi / (kamusal) ve diğer kurumların görevidir.
"Yargı organları önlerinde bulunan meseleler hakkında, herhangi bir çevreden gelebilecek ya da herhangi bir nedenle yapılabilecek doğrudan ya da dolaylı hiçbir kısıtlama, usulsüz etkileme, teşvik/ (ayartma), baskı, tehdit yahut müdahale olmaksızın, olgular temelinde ve hukuka/(kanuna) uygun Ufarak tarafsız bir şekilde karar verecektir."
Yargıçların da "ifade" ve "örgütlenme özgürlüğü vardır.
Dolayısıyla Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun ifade özgürlüğü hakkını kullanmasına ve 30.06.2005 günlü toplantısının sonuçlarını "basın açıklaması" ile duyurmasına çok sevinmek gerekiyor. Bu açıklama basında birinci "haber"di.
Ardından "hükümetin" ve Barolar Birliği'nin konuyla ilgili açıklamalarına çok memnun olmalıyız. "Yüksek yargıçlar" kararlarını basın yoluyla duyurmalı. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun da "basına" gereksinimi var...
Yargıtay Başkanlar Kurulu'na göre; "2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yapılan değişiklikler, yargıdaki çalışma koşullan, özlük hakları ve diğer konulardaki sorunları çözmekten uzak olup; yürütmenin yargıyı etki altına alma düşüncesinin bir örneği olarak karşımıza çıkmıştır."
Ayrıca "Bu durum laikliğe ve ulusal bütünlüğe aykırı söylemleri hayata geçirmeye çalışanlara destek yaratacak ve belirtilen değerler korumasız kalabilecektir. Hukuk devleti ilkesi ve cumhuriyetin nitelikleri anayasal düzen içerisinde yargı organlarınca korunması gereken değerlerden olup, laiklik ilkesi ve Ulus 'un bütünlüğünün korunmasında Yargıtay dün olduğu gibi bugün ve bundan sonra da taraf olmaya devam edecektir."Bu duruma "tarat olmak" memnuniyet vericidir.
Böylece "Yargı Bağımsızlığı Hakkında Temel İlkeler" yaşama geçer. Eğer isterseniz kuşkusuz...
Sayın Yargıçlar ve Savcılar...
Yürütmenin yargıyı etki altına almak amacıyla "sürekli eylem" içinde olduğunu fark etmek için 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununda değişiklik yapılmasını beklemeniz gerekmiyordu. Yargıda olup bitenlere karşı bilerek susan, kabul eden ya da bilerek fark etmez gözüken yargıç ve savcıların yaptıklarına karşı çıkmak gerekir. Ses çıkarmayan tarafsızlara karşı çıkmak ve "taraf olmak için" geç kalmamayı öneririm. Önerinin bir değeri varsa kuşkusuz...
Sayın Yargıçlar ve savcılar...
Örgütlenmek, taraf olmakla başlar. Susmayan ve tarafsızlara karşı "taraf" olmayı seçen yargıç ve savcıların mücadelesine ve onların "ifade özgürlüğü" hakkına duyduğum saygılarımla...(Fİ/EÖ)