"Anayasa Mahkemesi bunu bir içtihat haline getirdi. Anayasanın [anayasa değişiklikleri ancak şekil yönünden denetlenebilir diyen] ilgili maddesini bir kenara bırakırım, normal bir kanun gibi incelerim ve esasa girerim, dedi. Bu kabul edilemez, demokrasiyle bağdaşmaz, ülkenin yargıçlar egemenliği anlamına gelen jüristokrasiyle yönetilmesine doğru bir gidiş anlamına gelir."
Avukat Ergin Cinmen, yüksek mahkemenin hükümetin referanduma sunulmak üzere Meclisten geçirdiği anayasa değişiklik paketinde yine yüksek yargı kurumlarına üye seçimiyle ilgili bazı fıkraları iptal etmesini böyle değerlendirdi.
Kararın içeriği açısından, mahkemenin düzenlemeyi "hukuk devleti ilkelerine aykırı" görmesinin anlaşılır olduğunu belirten Cinmen, "Ben asıl 175. maddeye dayanarak, farklı konulardaki düzenlemelerin bir paket olarak oylanması konusunda iptal geleceğini düşünüyordum" dedi.
Değişikik paketinde yer alan bir madde, paketin referandumda bütün olarak oylanmasını öngörüyor.
Çözüm siyasetin diyalogla yürümesi
Aydınlık İçin Yurttaş Girişimi, aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık eylemi gibi demokratikleşme kampanyalarında yer alan Cinmen, iptal kararının yüksek yargının varolan durumunu korumak yönünde atılmış bir adım olduğunu belirtti.
Yargıyla ilgili sorunların anayasa mahkemesinin tavrıyla sınırlı olmadığını belirten Cinmen, "Sonuçta karar oy çokluğuyla alındı. Muhalif üyeler var. Yarın iki üyenin yeri boşalır ve yerlerine farklı düşünen insanlar gelirse bu içtihat da kenara atılabilir" dedi.
"Asıl sorun yargıçların özellikle bu tip davalarda siyasi kanaatlerine göre karar vermesi. Bunun yasal düzenlemelerle de ortadan kaldırılamayacağını düşünüyorum. Çözümü çok zor bir sorun."
Cinmen, siyasetin diyalogla yürür hale gelmesi gerektiğini, siyasetçilerin "doğruyu bir tek ben biliyorum" demekten vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
"Aksi halde ortaya çıkan bölünme tüm toplumu ve yargıyı da etkiliyor. En kötüsü, tehlikelisi de bu. Bir başsavcı yan odada oturan hakimin dinlenmesi için karar veriyor [Ergenekon soruşturması]; bir mahkeme başkanı dosysyı istiyor, diğeri vermiyor, o da fotokopi üzerinden karar alıyorsa [Erzurum-Erzincan olayı] durum vahim. Kim haklı kim değil, onu tartışmıyorum; o nokta geçildi artık." (EÜ)