Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) onursal başkanı Kemal Türkler öldürülmesinin 29. yılında İstanbul Topkapı'daki mezarı başında anıldı.
22 Temmuz 1980 tarihinde İstanbul Merter'deki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Türkler'e Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal İş), DİSK ve katledilişinin 16. yılında kurulan Kemal Türkler Eğitim ve Kültür Vakfı (KETEV) üyeleri mezarı başında karanfiller sunacaklar.
Osmanağaoğlu mahkemeye getirilebilecek mi?
22 Temmuz 2010'da zamanaşımına uğrayacak olan Türkler cinayeti davasında önce "hukuk fakültesindeki sınava çalışmak için", ardından da "ödeneksizlikten jandarma aracına benzin alınamadığı" gerekçeleriyle sanık Ünal Osmanağaoğlu iki aydır mahkemeye getirilemiyor.
Bu nedenle Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin "Osmanağaoğlu mahkum olması gerekirdi" açıklamasıyla beraatin bozulmasıyla ilgili kararına uyup uymayacağı bilinmiyor. Ayrıca, devletin ödenek bulup Osmanağaoğlu'nu 30 Temmuz, saat 14.30'da görülecek bir dahaki duruşmaya gönderip göndermeyeceği de merak ediliyor.
Bahçelievler Katliamı'nda da Osmanağaoğlu var
Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), yedi Türkiye İşçi Partili (TİP) gencin öldürülmesiyle ilgili olan "Bahçelievler Katliamı"ndan 19 yıl sonra yakalanarak tutuklanan Osmanağaoğlu'nun adil yargılanmadığını açıkladı.
AİHM, dün (21 Temmuz) açıkladığı kararında, 9 Ekim 1978'de cinayetlerin işlenmesiyle birlikte adaletten kaçan Osmanağaoğlu'nun, işkence altında alınan ifadeler temelinde suçlandığı, suçlamalara yanıt veremediğini kayda geçti.
Lâtif Can, Efraim Ezgin, Hürcan Gürses, Osman Nuri Uzunlar, Salih Gevenci, Faruk Ersan ve Serdar Alte 8 Ekim 1978'de Ankara, Bahçelievler'de Ülkü Ocakları üyesi bir grup tarafından evlerinde öldürülmüştü.
AİHM: Savunma hakkı kısıtlandı
AİHM, adil yargılama yapılmadığı yönünde tespitte bulunduğu durumlarda en uygun yolun başvurucu hakkında yeni bir dava açmak olduğunu bildirdi.
Cinayetle ilgili suçlanan 14 kişiden 9'u sıkıyönetim mahkemesine Aralık 1978'de ifade veren D.D., Osmanağaoğlu'nun cinayetlerin işlendiği akşam evin önünde bekleyen araçta üç kişiyle birlikte bulunduğunu söyledi ancak Haziran 1979'da işkence altında ifade verdiğini söyleyerek ifadeleri geri çekti.
Cinayetle ilgili ikinci yargı süreci 1986'da başlatıldı. Ancak bu süreçte Osmanağaoğlu'nun cinayetlere dahli konusundan herhangi bir suçlama yöneltilmedi.
Son süreç ise Osmanağaoğlu'nun yakalandığı 1999 yılında başladı. Ağır Ceza Mahkemesi, bu kişinin cinayetin "başlıca faili" olduğuna hükmederek, D.D. ve onun gibi işkence altında ifade verdiğini açıklayacak olan M. Y.'nin ifadelerini de dikkate aldı.
AİHM, altı gün gizli tutulan bir yerde sorgulandığına işaret ettiği D.D.'nin verdiği ifadeler arasındaki çelişkilerin yeterince değerlendirilmediği, M.Y.'nin de askeri mahkemece yargılanmayı beklediği bir askeri cezaevinde sorgulandığını kayda geçti; savunma hakkının hukuka aykırı şekilde kısıtlandığına karar verdi.
15 Şubat 2001'de yedi kez ölüm cezasına çarptırılan Osmanağaoğlu ile ilgili karar Yargıtay'ca Haziran 2001'de onandı. Bu kişiyle ilgili ceza ölüm cezasının kaldırılması vedeniyle ömür boyu hapis cezasına çevrildi. Ekim 2007'de cezası 40 yıl hapis olarak açıklandı. (EÖ)