Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) Sözcüsü Necati Abay, hapisteki gazetecilerin duruşmalarına katılıyor, uluslararası basın meslek kuruluşlarını bilgilendirip tutuklu gazeteciler gerçeğine dikkat çekiyor. Abay, basın özgürlüğü için mücadelesini anlattı.
Türkiye'deki habercilik sorunları ile ilgili editoryal bağımsızlık, sansür, otosansür gibi konularda ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?
Basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü alanında yaşanan ciddi sorunlardan birisi de editoryal bağımsızlık, sansür ve otosansür sorunları.
AKP hükümetinin baskısıyla medya patronlarının işten attığı Banu Güven, Ruşen Çakır, Nuray Mert gibi gazetecilerin varlığı, gazeteciler üzerindeki otosansürü koşulluyor.
Kürt basını ve sosyalist basın sık periyotlarla kapatılarak sansür saldırısına maruz kalıyor. TGDP olarak yaptığımız açıklamalarda bu konularda itirazımızı belirtiyoruz, kamuoyunu bilgilendiriyoruz.
Hapisteki gazeteciler ve gazetecilerin yargılanmaları hakkında nasıl çalışmalarınız var?
Hapisteki gazetecilerin duruşmalarına katılmaya özen gösteriyoruz. Örneğin Atılım gazetesinin genel yayın koordinatörü Sedat Şenoğlu ve Özgür Radyo'nun eski genel yayın koordinatörü Füsun Erdoğan altı yıldır tutuklu yargılanıyorlar. Önümüzdeki duruşmaları 29 Mayıs'ta Özel Yetkili Beşiktaş 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılacak.
Oda TV davası ve Red Dergisi editörü Hakan Soytemiz'in yargılandığı dava da takip ettiğimiz tutuklu gazeteci davalarından. Keza, yeni tahliye olan Bilim ve Gelecek Dergisi editörü Baha Okar'ın davasını da takip ediyorduk.
Basın, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik uygulamaları ve tutuklu gazeteciler gerçeğini, kurulduğumuz Şubat 2004 tarihinden bu yana, Türkiye ve dünya kamuoyuna anlatıyoruz. Uluslararası basın meslek kuruluşlarını bilgilendirip tutuklu gazeteciler gerçeğine dikkat çekmeyi sürdürüyoruz.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle de Rosa Luxemburg Vakfı tarafından Almanya'nın 11 kentinde, 3 - 23 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek "Türkiye'de basın özgürlüğü" konulu panellerde konuşacağım.
Türkiye'de basın özgürlüğünün önündeki başlıca engeller sizce neler?
Uzun tutukluluklar, özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) tipik uygulamalarından biri. Dolayısıyla basın özgürlüğü alanında bir ilerleme sağlamanın yolu ÖYM'lerin kaldırılmasından geçiyor. Tutuklu gazetecilerin hemen hepsi, toplumsal muhalefet güçlerinin Toplumla Mücadele Yasası da denilen Terörle Mücadele Yasası (TMY) gereğince tutuklu. Basın özgürlüğü alanında ilerleme sağlamanın, dahası tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasının yolu TMY'nin iptal edilmesinden geçiyor.
TGDP olarak basın özgürlüğüne yönelik ikili kıskaç olan TMY ve ÖYM'lerin kaldırılması için kampanyalar yürütüyoruz. TGDP yeni kurulan Milyonlar Adalet İstiyor İnisiyatifi'nin (MAİ) bileşenleri arasında. MAİ, TMY ve ÖYM'lerin kaldırılması için imza kampanyası başlattı. TGDP olarak bu kampanyayı destekliyoruz.
Medyaya yönelik hazırlanan yargı paketindeki yenilikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Medyaya yönelik yargı paketi henüz son halini almış değil. Esasen tutuklu gazetecileri olumlu yönde etkileyeceğini düşünmüyorum. Şüphesiz birkaç tahliye çıkabilir. Bu da olumludur. Ancak tutuklu gazeteciler gerçeği orta yerde durmaya devam edecek gibi görülüyor.
Bu paket, muhtemelen gizlilik ihlali gibi nedenlerle tutuksuz yargılanan binlerce gazeteciyi olumlu etkileyecek. Sadece bu çerçevede bir rahatlama sağlayabilir. Ancak basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü alanında köklü iyileşmeler sağlamayacaktır. İyileşmenin yolu TMY ve ÖYM'lerin kaldırılmasından geçiyor. (EG/YY)