Yaren Leylek geldi: "Bahar şimdi geldi işte…"

Bursa’nın Karacabey ilçesinde balıkçı Adem Yılmaz ile kurduğu dostluk hikayesiyle milyonların sevgisini kazanan Yaren leylek, 14. yılda da ilçeye geldi.

14 yıldır Yaren leyleğin gelişini ve Adem amca ile hikayesini tüm dünyaya duyuran doğa gözlemcisi ve Yaban Hayatı Fotoğrafçısı Alper Tüydeş, artık tüm ülkenin merakla beklediği haberi sosyal medya hesabından duyurdu.

"Hoşgeldin yaren Leylek"

Alper Tüydeş , "Nihayet beklenen kavuşma gerçekleşti. Yaren Leylek 14. yılında da varım dedi. Dün göçten gelip önce yuvasına konup eşiyle özlem giderdi ve bu sabah da soluğu Adem Amca'nın kayığında aldı. Adem Amca ise onu böyle ayakta karşıladı. Hoşgeldin Yaren Leylek Bahar şimdi geldi işte...

"Sabırla..."

Tüydeş, X'teki paylaşımında Yaren'i beklemeyi şu sözlerle anlatıyor: 

Yaren'i beklerken...

Bugün öğle saatlerinde canlı yayında görülen leylek sonrası ortalık bir ayağa kalktı ama şimdilik sevinmek için sanıyorum erken. 

Bu bekleyişte bazı eksik kalan ve yeni gelen soruları da en özet haliyle cevaplamış olayım;

- Leylekler genelde eşleriyle yuvada buluşur. 6 ay birlikte yavru büyütüp sonbaharda ayrılırlar. Genelde yuvadan ayrıldıktan sonra aile kavramından uzak sürü psikolojisi ile hareket ederler. Yani birlikte göç etmiyorlar kışı birlikte geçirmiyorlar genellikle.

- Ben hikayeyi 9 yıldır fotoğraflıyorum. İlk 5 yıl Adem Amca'dan başka kimsenin bildiği bir hadise değildi bu. Ama 9 yıldır gördüğüm; hep Yaren önce geldi. ki erkek leyleklerin dişilerinden önce gelip yuvayı hazırladığı bilinen bir şeydir.

Bugün gelen leyleği Adem Amca'da ilk gördüğünde Yaren sanmış. Çünkü yuvaya geldikten sonra bahçeye de inmiş. Ama bunu eşi Nazlı'da yapıyordu. O yüzden biz kayıkla açılıp bir saat kadar gölde bekledik. Emin olmak için.

Adem Amca tek ben ikinci bir kayıkla 100 metre uzaktan takip ettim. Yuvadaki leylek kalktı süzüldü ama kayık yerine kıyıya kondu. Bu tam da Nazlı'nın hareketiydi. Çünkü adı bile bu yüzden Nazlı'ydı. Kayığa konmaktan hep çekiniyordu.

Yaren ise bunu hiç yapmadı. En azından ben hiç bir sene buna şahit olmadım. Evet yuvaya gelip 2 gün dinlenip hiç kayığa gelmediği oldu ama o zaman yuvadan hiç uçmamıştı. Göle doğru hiç bir süzülmesinde Adem Amca'yı ıskalamadı. O yüzden Yaren ihtimalinden uzaklaştık zaten.

Bugün gelen ve eşi Nazlı olduğunu düşündüğümüz leylek kayık yerine direkt olarak kıyıya yönelince Adem Amca'nın da benim de ümidim o an kesildi. Yani %95'lik bir oranla gelen eşi Nazlı. 

- Kayığa sadece Yaren konuyor ama bahçeye ikisi birlikte iniyorlar. 

- Yaren için hala ümidimiz var. Ama ne yalan söyleyeyim günden güne bu azalıyor. Önce erkek leylek geleceği yazılı ve kanun hükmünde bir kural değil elbette. Yani bu yıl dengeler değişmiş olabilir. Ama davranışları da bize bunu düşündürttü.

Yaren gelene kadar olabilecekler de var;

- Bundan sonraki süreçte Yaren'den önce başka bir leylek yuvayı sahipsiz sanabilir. O yuvaya yerleşmeye kalkabilir. Nazlı ile  kavga edip onu kovalama ihtimali olduğu gibi o yuvanın erkeği olmaya da çalışabilir. Eğer Yaren bu esnada gelirse yuvası ve eşi için o yabancı ile kavga edecektir ve güçsüz olan oradan ayrılan olacaktır. Doğanın döngüsü bu şekildeydi hep. Bu olanları insani duygularla değerlendirmeyelim ama. Evet duygusalız bu hikayede ancak onların varoluşları bu şekilde günümüze geldi.

Leyleklerde bu hazıra çöke durumu sık gözlenen bir şey. Eşlerden birinin başına bir şey gelirse diğeri başka bir eş ve yuvaya geçme ihtimali söz konusu olduğu gibi o yuvaya yeni bir eş getirmesi de mümkün.

Biz yine de bekliyoruz en ümitli halimizle.

Bizim için esas olan Yaren'in gelip o kendine has süzülmesiyle kayığın etrafında bir tur atması ve kayığındaki baş köşeye konması. Diğer tüm söylediklerim ihtimaller dahilinde kalır.

- Bu yıl çok fazla bilgi kirliliği oldu. Kimileri tıklanma uğruna bunu yaptı. Bugün maalesef hem köydekiler hem takipçiler kamerada gördükleri ilk leyleği Yaren diye duyurunca yanlışı  Bağdat'tan zor döndürdük. 

- Her yıl kesin emin olmadan bu haberi paylaşmamıştım. İnsanlar bunu büyük bir duygu yoğunluğu ile bekliyorken 'o galiba', 'aa değilmiş' gibi ifadelerle karşılarına tekrar tekrar çıkmamak için çok dikkat ettim, titiz davrandım. Ama buna rağmen yine de oldu bir takım şeyler!

Ben hem hikayeyi hem Adem Amca'yı hem de bu hikayeye gönül verenleri korumak, üzmemek adına da çabalıyorum. Ve bazen kötü adam oluyorum bu sebeple:) 'O topluma mal oldu sana n'oluyor bu kadar' diyenler oluyor. İç yüzünü bilmedikleri için belki de böyle diyorlardır. O yüzden buna da açıklık getireyim.

Mesela köye gelip Adem Amca seni bizde paylaşacağız deyip saatlerce onu kayda alıp, konuşturup kayıkla bir o yana bir bu yana kendilerini gölde gezdirip sonra basıp gidebiliyorlar. Adem Amca köyde yaptığı bu turistik kayık turu ile emekli maaşını desteklemeye çalışan birisi. Maalesef onun iyi niyetini böyle kullananlar olabiliyor.

Bir seferinde eski muhtar sayesinde haberim olmuştu; Adem Amca'yı bir sigorta firması reklam için aramış. Ben devreye girip Adem Amca'ya bütçe ayırdınız mı diye sorunca 'Biz onu tanıtmak için yapıyorduk ki bunu' demişti reklam ajansındakiler :) Neyse kapattık hemen mevzuyu zaten. 

Bazen gazeteciler geliyor Adem Amca'yı bilir kişi yapıp farklı bir haber çıkarmak için farklı alanlarda konuşturmaya çalışıyorlar. Yaşlı adam nihayetinde, her sözün de nereye gideceğini kestiremiyor. Kaldı ki yaşını yanlış söylediğinde ardından düzeltmeye çekinen birisi o. Hal böyleyken gazetelerde hikayeye dair değişik saçma, olayı sömüren hatta magazinleştiren haberler yayınlanabiliyor. İşte bu yüzden Yaren'de olduğu gibi hikayenin bütünü ve geriye kalanı için de koşturuyorum. 

Ve Adem Amca'ya gelecek olursak;

O bugünlerde oldukça stresli ve gergin. Bugün leyleği ilk yuvada gördüğünde yanındakilere 'Yaren o' dediği için kendine kızıp durdu mesela. Bir yandan onu beklerken bir yandan da yanlış bir şey söylemiş olmaktan dolayı gerildi hep. 

Öte yandan yanındayken telefonu dakika susmadı desem yeridir. Ricamdır onu bugünlerde yalnız bırakalım. Kendisi normalde bu alakadan memnun bu arada. Ama oruçta tutmaya çalıştığı ve bir yandan da yarenini beklediği bu günlerde bu durum onu zorluyor!

Bir diğer ricam köye gelenlere...

Adem Amca'nın evine bahçe kapısından girip tüm iyi niyetlerini ve temennilerini Adem Amca'ya göstermeye çalışanlara olacak. Kötü niyetli olmadıklarına eminim. Ama bunu her gün bir çok insan yapınca açıkçası yoruluyorlar. Kolay kolay insanlara hayır diyemediği için sonra üzülen yine kendisi oluyor. Köye gittiğinizde lütfen onların özel yaşam alanına saygı duyun ve ayıp olmasın diye sizi davet etse bile bahçelerine lütfen ve lütfen girmeyin. O bahçe sadece onların da değil akrabalarının da hissesi olduğu bir alan.

Biz beklemeye devam ediyoruz.

Öyle yada böyle Yaren Leylek doğadaki misyonunun yanında insanlardaki doğa bilincinin artması adına da çok güzel bir değer kattı. Son yıllarda ülkece milli takımın golünü bekler gibi kenetlendik ve köydeki buluşmalarını bekliyoruz. Her gördüğü leyleği Yaren diye ananlar var. Marteniçka bilekliklerine Yareniçka diyelim teklifi geldi bugün :) 

Leylekler ve benzer göçmen kuşların yaşadığı zorlukları yıllardır anlatıyor Yaren aslında bize. Lübnan'da yaşanan av faciasını bir çok insan Yaren ile öğrendi. Sıcakta yavrularını koruması, dolu yağarken şemsiye olması, insan atıklarının yuvalardaki zararlarını çok net aktardı hatta.

Tüm bunların yanında bu ülkeye çok güzel bir masal bıraktı. Ve bir çok insanı uzaktan yakından bu masalın bir parçası, şahidi yaptı.

Sükunetle, sabırla beklemeye devam edelim arkadaşlar.

Bugün çektiğim bu fotoğrafı hikayeye gönül veren herkese en içten selam ve sevgilerimi ileterek paylaşıyorum. 

YarenLeylek

(EMK)