Bretton Woods Enstitüsü'nce özellikle ücret politikaları temel alınarak hazırlanan (27 Mart Salı günü yayımlanan) "Afrika'da Destek ve Reform: 10 Ayrı Durum Üzerine Değerlendirme" başlıklı son rapor 27 Mart 2001 günü yayınlandı. Söz konusu raporda "yardım yoksul ülkelerde, reformları satın alamıyor, reformlara karşı direnç oluşuyor" deniliyor.
Dünya Bankası Human Development Network'ün (İnsani Kalkınma Ağı) yöneticisi iktisatçı Shanta Devarajan , Dünya Bankası'nın yaptığı yardımların, kendi ulusal gelişim stratejisini belirleyemeyen ülkelerde neredeyse hiçbir sonuç vermediğini, insanların yaşam kalitesinin değişmesine bir katkıda bulunmadığını söyledi.
Hangi Afrika Ülkelerinde
Araştırma, ekonomik yardım sağlanan ülkelerde nasıl bir etki yarattığını gözlemlemek amacıyla Kongo Demokratik Cumhuriyeti , Etiyopya, Kenya , Mali, Nijerya , Tanzanya, Uganda , Zambiya, Gana ve Fildişi Sahili'nde gerçekleştirilmişti.
Yardımların reform politikalarına en az yansıdığı ülkelerin başında, Kenya geliyor. 1976-1996 yılları arasında yapılan 3 milyar dolarlık yardım hükümetlerin ihtiyaçlarını gidermek için kullanıldığı görüldü.
Nerede Uzun vadeli reform: Orada "sonuç" yok
Bunun sonucu olarak da uzun vadeli reformlara gidilmesi kararlaştırıldıysa da bir sonuç alınamadı .
Bretton Woods Enstitüsü 1999 yılında Yoksulluğu Azaltma Stratejileri (PRSPS) adını verdiği bir 'reçete' hazırladı. Enstitü, yoksul ülkelerin kendi ekonomik reformlarını , bu reçete aracılığıyla sahiplenmesini sağlamayı amaçlıyor.
PRSPS, teorik olarak yoksul ülkelerin kendi sosyal ve ekonomik önceliklerini sivil toplum, devlet ve piyasa çevreleri ile birlikte belirleyebilmesini, uluslararası yardımların da buna katkıda bulunur nitelikte olmasını öngörüyor.
Ancak bu strateji de, sonraki aşamalarda gösterdikleri gelişme temelinde ülkeleri ölçümlere tabi tutuyor, ekonomik reformların gerçekleşmesi oranında desteğin sürdürülmesini ya da kesilmesini şart koşuyor.
Koşullu yardım zarar veriyor, çünkü...
Washington'daki Amerikan Üniversitesi'nden Profesör Fantu Cheru, yoksulluğun azaltılmasında IMF ve Dünya Bankası'nın "koşullu yardımının", hükümetlere zarar veren bir yöntem olduğunu söylüyor.
Cheru, BM İnsan Hakları Komisyonu'nun PRSPs'nin haklar üzerindeki etkilerini ortaya koyan raporu hakkında şöyle diyor: 'Borçların sıfırlanması konusu hükümetlerin halklarına kulak vermesini engelliyor . Çünkü, hükümetler bu defa da Washington'a hoş gözükmeye çalışırken halkı göz ardı ediyor.'
Emirlere itaat faktörü
Pek çok Afrika hükümeti Dünya Bankası'nın finansman kaynaklarından yararlanabilmek için'emirlere itaat ediyor'.
1980 ile 1983 yılları arasında Dünya Bankası'ndan destek alan Orta ve Güney Afrika ülkelerinin sayısı 32 iken 1990'ların başında 56'ya varmıştı.
1999 yılında Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu, 13 Orta ve Güney Afrika ülkesinde 114 "yapısal uyum" uygulaması düzenledi. Bir sivil toplum örgütü olan Globalisation Challenge Initiative (Küreselleşme Karşıtı Girişim), tek başına Tanzanya'da bu sayının 150 olduğuna dikkat çekiyor.
1980'lerin başında daha çok ücret belirleme temeline dayanan programlar görülürken yakın zamanlarda hükümetlerin serbest piyasaya ilişkin talepleri öne çıkıyor.
Program çokluğundan geçilmiyorsa...
Dünya Bankası'nın Kalkınma Araştırmaları Grubu'ndan David Dollar, 'Eğer 67 program hazırladıysanız, zaten hiçbir şey yapmamışsınız demektir. Programlar en önemli konularda yoğunlaşmalı ' diyor.
Washington'dan da Orta ve Güney Afrika ülkelerine, Denizaşırı Ülkelere Kalkınma Yardımı adı altında program 'yağdırılıyor .'
Kişi başına yıllık gelirin 1990'da 32 dolarken 1998'de 19 dolara kadar düşmesi bu ülkeleri, IMF ve Dünya Bankası kredilerine daha da bağımlı kılıyor.
"Koşullu yardım" IMF ve Dünya Bankası'nın gelecek ay yapılacak Bahar Dönemi toplantısının da gündeminde yer alacak.
IMF'nin Araştırması: Hükmetme sınırlarını aştık
IMF çalışanları tarafından yapılan bir araştırmada da, kuruluşun artık hükmetme sınırlarını aştığını , finansman desteklerinin geniş bir alanı kaplayan politikalara müdahalesini kolaylaştırdığını ve ülkelerin ulusal karar verme mekanizmalarına dek girdiğini ortaya koydu.
Araştırmayı hazırlayanların ulaştığı sonuç şu:
"Koşullu yardım" çok yayılmacı bir tavır ve hatta ülkenin kendi içindeki muhalefeti programa karşı kışkırtan ve yetkililerin kafasını karıştıran bir ölçüt. Bu yüzden de programlar hazırlanırken, sadece hayati önemi olana yoğunlaşmak gerekir.' (NU/NA)