Erdem, Marmara depreminden sonra inşaat sektöründe durgunluk yaşandığını; sektörün yerli yapı malzemeleri üreten kuruluşların üretim ve satış politikaları sayesinde ayakta kaldığını söyledi.
Ekonomik krizden en çok etkilenen iki işkolundan birisinin de inşaat sektörü olduğunu belirten Erdem, İnşaat sektörü, ucuz politikalar güdülerek bu hale geldi; sektör 2002de yüzde 42 küçüldü dedi.
Erdem, Bursa Hakimiyetin sorularını yanıtladı:
Bu yılki fuara toplam kaç firma katılıyor, Mimarlar Odası Bursa Şubesi olarak, bu aktivitelerde hedeflerinize ulaşabiliyor musunuz?
Yapı ve ihtisas fuarları, kullanıcılar, mimarlar ve mühendisler açısından tüm yeniliklerin bir arada izlenebildiği, yapı ve yaşamın her boyutunun paylaşıldığı, katılımın ve etkileşimin en üst düzeyde yaşandığı organizasyonlardır.
Mimarlar Odası Bursa Şubesinin 15 yıl önce başlattığı "Yapı ve Yaşam Fuarı", son 3 yıldır, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin ortak girişimleri ile "Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi"nde yapılıyor.
Fuar, bu yıl Bursa ve çevresinden toplam 150'ye yakın firmanın katılımı ile 10 bin metrekare kapalı alanda toplam 6 bin 500 metrekarede stand kurularak gerçekleşecek.
Fuarda inşaat sektöründe kullanılan aksesuar, mobilya, çatı sistemleri, aydınlatma, izolasyon, ısıtma ve soğutma, dekorasyon, dış cephe, kapı-pencere ve diğer yapı elemanları teşhir edilecek.
Büyük emek ve çalışmaların sonucunda gerçekleştirdiğimiz fuarın diğer bir amacı ise, yaşadığımız kent olan Bursa'yı her yönüyle dışarıdan gelen insanlara anlatabilmektir.
2002de yüzde 42 küçüldü
Türkiye'de inşaat sektörünün diğer iş kolları arasındaki yeri ve durumu nedir? Sektörün içinde bulunduğu durumun genel bir analizini yapar mısınız?
Yapı sektörü, Türkiye ekonomisinin öncü sektörlerinden birisidir; büyük ölçüde yerli sanayiye dayanır ve dışa bağımlı değildir. İnşaat malzemesi sanayinde iç kaynaklarla talebin büyük bir kısmını karşılar ve yan sanayileri destekler. Yüksek katma değer yaratır, istihdam potansiyeli büyüktür. Başta imalat sanayi olmak üzere, diğer sektörlerle sıkı bir girdi-çıktı ilişkisi içindedir. Yurtdışında yürütülen faaliyetlerin döviz kazandırıcı özelliği vardır.Yapı sektörü, tüm bu özellikleriyle "lokomotif sektördür; çok fazla sayıda düz işçiye istihdam sağlaması bakımından da "sünger sektör"dür.
Sektörün konut yatırımları, toplam yatırımların yaklaşık yüzde 60'ını, altyapı yatırımlarının yüzde 25'ini, konut ve bina yatırımları ile yaklaşık olarak yüzde 15'ini oluşturur. Sektör ekonomik krizin en derinden etkilendiği iki ana sektörden birisidir. 2002 yılında reel olarak yüzde 42 küçülmüştür.
İşin gerçeği sektör yaklaşık 5 yıldan beri kan kaybetmektedir. Sektörde faaliyet gösteren firmaların yükleri her yıl biraz daha artmaktadır.
Gereken revizyonlar
Marmara depremi, sektör üzerinde ne gibi etkiler yaptı?
1999daki depremin sonuçları ve geçmiş yılların yanlışları; temeli zayıf bazı "acil düzenlemeler" ile giderilmeye çalışıldı. Organize olmaktan uzak bu düzenlemeler, ne yazık ki sektörün gerilemesini hızlandırdı.
Yapıların güvenliğini, teknik kimliği ön plana çıkmış gruplara devretmek, uygun bir davranış gibi görünse de bunun aceleyle ve koordinasyonsuz biçimde sektöre monte edilmeye çalışılması nedeniyle; sektördeki dengeler bugüne kadar oturmadı.
Artık her vatandaşın gelişigüzel yapılaşmanın önüne geçmesi, üzerine düşen görev ve sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerekiyor. Vurdumduymazlık hepimize zarar verir.
Bursanın yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belge talepleri yüzde 40'lara varan bir azalma gösterdi. Yapı ruhsatlarına ve uygulamalarına getirilen denetim sisteminin orta vadede revizyonu gerekli. Söz konusu revizyonları kısaca başlıklar altında toplarsak;
* Yatırımların doğru planlanması ve uygulanması için gerekli örgütlerin kurulması,
* İşçilik kalitesinin yükseltilmesine yönelik eğitim ve denetim sisteminin getirilmesi,
* Kentleşme konusundaki popülist yaklaşımların kalkması,
* Sektörü ilgilendiren imar mevzuatı engellerinin gözden geçiril-mesi veya yenilenmesi,
* Standartların bütün malzemeler için zorunlu hale getirilmesi gibi konuların hemen gerçekleşmesini beklemek haksızlık gibi görünebilir, ancak sektörün ve ülkenin hak ettiği bu revizyonlara gereksinimi var.
Tercih değişiklikleri
Ülkemizde son yıllarda tasarım ve kullanım tercihleri bakımından, inşaat sektöründe ne gibi değişimler oldu?
Yurtdışında faaliyet gösteren Türk menşeli inşaat firmalarının sayısı azaldı. Son yıllarda, inşaat sektöründeki tasarımcı ve kullanıcı tercihleri, giderek büyüyen bir yelpaze oluşturdu. Bu da, sektörde pek çok yeni ürünün üretilmesine imkan tanıdı. Yapı malzemeleri alanının gelişmesi, yapı ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik altyapıyı da oluşturuyor; mimarın sorumluluğunu artırıyor.
Gerçekleştirilecek binanın kalitesi, kullanılacak malzemenin kalitesine, uygulama koşullarına, binada kullanılacak malzemenin uygunluğuna bağlıdır.
Mimarlardan, binanın ömrü boyunca beklenen hizmeti verebilecek malzemeyi seçmesi, bu seçimi yaparken de, kullanıcının istek ve beklentilerinin yanı sıra, toplumsal, çevresel ve ekonomik pek çok etkeni de göz önüne alması beklenir. (BB)