19 Aralık 2000'de iktidarda olan Anavatan Partisi (ANAP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Demokratik Sol Parti (DSP) koalisyonu sırasında "insan hayatını kurtarmak için" düzenlendiği iddia edilen operasyon, ikisi asker 32 kişinin hayatına maloldu.
Daha sonra iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti sırasında da değişmeyen cezaevi politikaları sonucu, operasyonun ardından sürdürülen eylemler nedeniyle 123 kişi çeşitli nedenlerle hayatını kaybetti.
Operasyonlar protesto edildi
Operasyonların yıldönümleri İstanbul Bayrampaşa ve Ankara Ulucanlar cezaevleri önünde yapılan eylemlerle protesto edildi.
İstanbul Bayrampaşa Cezaevi önünde operasyonlarının yıldönümü nedeniyle toplana yaklaşık 200 kişi operasyonlarda ölenleri anmak amacıyla karanfilleri cezaevi girişine bıraktılar.
Ankara'da ise Ulucanlar Cezaevi önüne İnsan Hakları Derneği üyesi bir grup basın açıklaması yaparak operasyonda yaşamını yitiren mahkumların anısına Cezaevi'nin önüne karanfil bıraktı.
İHD: Yapanlar değil sağ kurtulanlar yargılanıyor
İHD Ankara Şube Başkanı Salih Karaaslan, "Operasyon emrini veren ve yönetenlere değil, operasyondan sağ kurtulan mahkumlara davalar açıldı. Yargılamaları sürüyor" dedi.
İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) İstanbul ve Karadeniz Ereğli Şubeleri, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) İstanbul Şubesi Cezaevleri Komisyonu, Haklar ve Özgürlükler Cephesi, Gençlik Federasyonu, Karanfiller Kültür merkezi, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği (TAYAD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Emekçi Hareket Partisi (EHP) İstanbul İl Örgütü operasyonların yıldönümü nedeniyle birer açıklama yaparak sorumluların cezalandırılmasını istediler.
Yılmaz: "'Hayata dönüş operasyonu' katliamdır"
İHD Karadeniz Ereğli Şubesi'nden Çetin Yılmaz, "İHD olarak insan hakları belgelerinde güvence altına alınmış olan insan hak ve özgürlükleri, devlet ile birey arasındaki tüm ilişkilerde evrensel ölçülerde hukuksal güvence altına alınıncaya ve bütün cezaevleri katliamlarından sorumlu olanlar yargı önüne çıkarılıncaya kadar mücadelemizi sürdürme kararlılığımızı yineliyoruz" dedi.
Mazlum-Der: "cezaevleri yönetim dışı kurumların denetimine açılmalı"
Mazlum-Der İstanbul Şube Cezaevleri Komisyonu Başkanı Avukat Cihat Gökdemir,"'Hayata Dönüş' operasyonundaki güç gösterisiyle övünen yönetim, diğer cezaevlerinde olduğu gibi F-tipi cezaevlerinde de yanlış uygulamalara devam etmektedir" dedi.
Yönetimin halen bu mağduriyetlere ve insan hakları örgütlerinden gelen eleştiri ve tavsiyelere kulak tıkadığını söyleyen Gökdemir,içeriğini kamuoyuyla paylaşmadığı L Tipi gibi yeni Cezaevleri projeleriyle de yeni mağduriyetlere kapı açmaya hazırladığını savundu.
Mazlum-Der olarak daha önce Adalet Bakanlığı ve Cezaevleri Genel Müdürlüğü'ne "Cezaevi İzleme Kurulları'na, yönetim dışı uzman kurumlar da dâhil edilerek denetimlerine özel önem verilmesini teklif ettiklerini ve hiçbir yanıt alamadıklarını ifade etti:
"Cezaevlerinde özellikle yönetim dışı kurumların denetimine özel önem verilmelidir. Aksi halde gerek yönetimin ve gerekse tutuklu ve mahkumların ileri sürdükleri hususların hakkaniyetli uyumu sağlanamayacaktır."
Gençlik Federasyonu: "Huzur ve İstikrar sağlandı mı?"
Gençlik Federasyonu, yapılan operasyonlarda "insanların diri diri" öldürüldüğünü, geriye kalanlar ise F tipi cezaevine gönderildikleri ifade ederek,"Operasyonların gerekçesi olarak huzur ve istikrar ortamı yaratma kararını gösterdiler. Öldürülen onca insandan sonra huzur ve istikrar sağlanabildi mi? Eğer öyleyse Şemdinli'de yaşananların açıklaması nedir?."diye sordu. (EZÖ/KÖ)