Varoufakis, kurucusu olduğu MeRA25'in Almanya kolu aracılığıyla, "temel özgürlüklerin ihlaliyle somutlaşan totalitarizme gidişe" kayma olarak tanımladığı ülkedeki yasaklara karşı Almanya hükümetine karşı dava açtı.
Yasal başvuru, MeRA25'in hukuk devletinin baltalanması olarak nitelediği, geçtiğimiz Nisan'da Almanya yönetiminin Varufakis'in ülkeye girmesini ve siyasi faaliyet yürütmesini yasaklama kararına karşı yapıldı.
Varufakis'in yanıtsız kalan üç sorusu
MeRA25, konuyla ilgili duyurusunda Almanya yönetiminin, yasağın kim tarafından, hangi tarihte ve neden konduğuna ilişkin üç kritik soruyu yanıtlamaya yönelik taahhüdüne karşın sonuçta "ulusal güvenlik" kaygıları gerekçesiyle yanıt vermeyi rreddettiğini açıkladı.
Almanya makamları, bu tür bilgilerin ifşasının "Federal Polis ve davaya dahil olan diğer güvenlik kurumlarının görevlerinin gerektiği gibi yerine getirilmesini" engelleyebileceğini ileri sürdü.
Almanya Miçotakis'in izinde
Bu tutumu tehlikeli bir emsal olarak yorumlayan Varufakis ve MeRA25, Almanya'nın uygulamasını Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis'e atfen "Miçotakisçiliğe" benzetiyor ve bu tür taktiklerin artık geleneksel olarak demokratik normların savunucusu olarak görülen kuzey Avrupa ülkelerince benimsenmeye başladığını vurguluyor.
MeRA25'in açıklamasında bu hamleler, siyasal etkinlikler ve serbest dolaşımla ilgili suçlama ve yasakların dayanaklarını öğrenme hakkı da dahil, Avrupa Birliği'nde yürürlükteki yurttaş haklarına yönelik bir saldırı olarak eleştiriliyor.
Varufakis, Almanya yargısı önüne getirdiği davayı temel hak ihlalleri ve haklara yönelik saldırı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıma hakkını da saklı tuttuğunu kaydediyor.
Arka plan
Bu hukuksal çatışma, Varufakis'in Almanya'daki MERA25 ve başka gruplarca düzenlenen, "Barış İçin Yahudi Sesi" adı altında Şeria Irmağı ve Akdeniz arasındaki alanda siyasal hakların durumunu tartışma amacıyla düzenlenen Filistin Konferansı'nda yapmayı planladığı konuşmanın yasaklanmasından kaynaklanıyor.
Varufakis: "Beni Almanya'dan Yasaklayan Konuşma"
MeRA25, Almanya makamlarının bu konferansı engellemeye yönelik eylemlerinin yalnızca baskıcı değil aynı zamanda ikiyüzlü olduğunu, özellikle de Yahudi grupların katılımı göz önüne alındığında, bunun olası antisemitizm suçlamalarını çürüklüğünü gösterdiğini savunuyor.
MeRA25'in açıklamasında ayrıca, siyasal özgürlükleri baskı altına almak için ulusal güvenliğe başvurulmasının, Avrupa çapında sivil özgürlükleri tehdit eden totaliterlik doğrultusunda daha geniş ve kaygı verici bir eğilimi yansıttığı ileri sürülüyor.
(AEK)