Haberin İngilizcesi için tıklayın
“İşlerim yüzde 80 oranında düştü. Yanımda üç kişi çalışıyor. Kira ve faturaların zamanı geldi. Çalışanlarıma nasıl maaş vereceğim bilmiyorum. Dükkanı kapatsam bir dert kapatmasam bir dert. Ne yapacağımı bilmiyorum.”
Bursa’nın Yıldırım ilçesinde esnaf olan Çağlayan Kekeç yaptığım kısa telefon görüşmesinde bu cümleleri kurdu. Kurdu çünkü koronovirüs nedeniyle işleri durma noktasına gelen onca esnaftan sadece birisi.
Teknik servis dükkanı bunulan 35 yaşındaki Kekeç kendisiyle yaptığım kısa telefon görüşmesinde durumunu “En fazla bir ay idare edebilirim. Sonrasında ne çalışanlara maaş verebilirim ne de ben geçinebilirim” diyerek anlattı ve hükümetin bu duruma karşı tedbir almasını istedi.
Koronavirüse karşı kendi önlemlerini aldıklarını ifade eden Kekeç kaygılarını, “Bizim işimiz dışarıda. Evlere, dükkanlara gidiyoruz. Doğal olarak yakalanır mıyım, aileme bulaştırır mıyım diye kaygılarım var. Eve geldiğimde başka odada üstümü değiştiriyorum. Kıyafetlerimi çamaşır makinesine atıyor ve duşa giriyorum. Her ne kadar eldiven ve maske taksak da korkuyoruz” sözleriyle dile getirdi.
"Ödemelerin günü gelmeye başladı"
Ekonomik olarak zor durumda olduklarını belirten Kekeç sözlerine şöyle devam etti:
“İşlerimiz koronavirüs öncesine oranla yüzde 80-90 düştü diyebilirim. Bir buçuk ay önce günlük cirom 1200 lira civarıydı. Şu anda 250-300 liraya geriledi. Dükkanımı şimdilik açık tutuyorum, tutmak zorundayım ama bir iki gün sonra ben de kapatabilirim.
“Yanımda üç kişi çalışıyor, kardeşim ve babam da benimle. Dükkanın telefon faturaları geldi, personelin maaşları gelmek üzere, kira geliyor. Ne yapacağımı bilmiyorum.
"Benim iş yerimin aylık gideri ortalama 10 bin lira. Ben günlük 300 liralık iş yaparsam ayda 9 bin lira kazanırım ve zarar ederim. Benim kenarda 300 bin liram - 500 bin liram yok ki zararımı oradan karşılayayım. E evim de yok satayım, yanımda çalışanların maaşlarını ödeyeyim. Dükkanım kira, evim kira.
"Türk Telekom mesaj atıyor, faturaların son ödeme tarihinin geçtiğini hatırlatıyor. Ama diğer yandan televizyonlarda reklamını döndürüyor, 'Türk Telekom yanınızda' diyor. Hani yanımdaydın?
"Borçlarımız bir kararname ile ötelenebilir"
"Diğer faturalarımız da çok farklı olmayacak. Kira günü geldi neredeyse. Mal sahibiyle konuştum, ‘Ben de sıkışığım, başka gelirim yok’ dedi. O da haklı kendince. Ödeyebildiğim kadarını ödeyeceğim bu ay. Ödeyemediğimi bir sonraki ay vermeye çalışıcam ve borçlanıcam.
"Bir örnek daha vereyim. Daha geçen hafta, yeni bir dükkan açan arkadaşım koronavirüsten iş yapamaz duruma gelince mal sahibini aramış. Durumunu anlatmış ve kirayı bir ay geç ödemeyi teklif etmiş. Ama mal sahibi ‘Ödeyebiliyorsan öde, ödeyemiyorsan çık dükkanımdan’ demiş.
"Biz kiralarımızı devletin kendi cebinden ödemesini beklemiyoruz ama bir kararname çıkartabilir ve bizim borçlarımızı öteleyebilir devlet. Bunu yapmıyor, bizi rahatlatmıyor, aksine daha fazla strese sokuyor. Kredi çekmeye zorluyor. Ama bir ay sonra, iki ay sonra o krediyi ödeyeceğim gün de gelecek. Bu işsizlikte krediyi nasıl ödeyeceğim.
"Zaten işlerimiz ekonomik kriz nedeniyle iyi değildi. Piyasada kırgınlık vardı. Şimdi hiç umudumuz kalmadı. Virüsün geçmesinin ve ekonomik toparlanmanın en erken yazın sonuna doğru olacağı öngörülüyor. Bursa’da birçok fabrika üretimi durdurdu. İnsanlar evine kapanmış vaziyette. E böyle olunca parası olan insan da parasını harcamaya korkuyor.
"Ben ne yapacağım, çalışanlarım ne yapacak?"
"Benim yanımda üç kişi çalışıyor. Ben elimden geldiğince çalışanlarımın maaşlarını ödemeye çalışacağım. N’apalım, biz de kapatalım, eleman çıkartalım onlar da mı işsiz kalsın?
"Mesela ofisle ilgilenen çalışma arkadaşımın eşi, iş yokluğundan ücretsiz izne ayrıldı. Ev ve araba kredileri var. Oğlu okuyor üniversitede. Yarı zamanlı olarak mağaza da çalışırken onu da çıkardılar.
"Ben de şimdi işçi çıkarttım, ücretsiz izne gönderdim diyelim bu insanlar ne yapacak? İş bulmak zaten problemli. Peki ben ne yapacağım? Bakmam gereken bir ailem var. iki tane çocuğum var, evimin, dükkanımın kirası var.
"Çarşamba günü dükkanı kapatıp, hafta da bir ya da iki gün çalışacağız ama bu durumda en fazla bir ay idare edebilirim. Durumumuz bu. Hiç iç açıcı değil. Oturup kara kara düşünüyoruz ne yapsak diye. İki ucu boklu değnek." (HA)