* Fotoğraf: AA
Yunanistan'ın en büyük göçmen kampı Moria’da 9 Eylül Çarşamba gece yarısı bilinmeyen bir nedenle çıkan yangın ve kampın yok olmasıyla ilgili Lesvos Hukuk Merkezi açıklama yaptı. Açıklamada “Bu yangın, ne Moria’daki ilk yangındır ne de bu yıl çıkan ilk yangın. Göçmenlerin yaşamlarını tehdit eden veya sonlandıran bu gibi ölümcül tehlikeler, Avrupa sınır politikalarının bir parçası olarak hâlâ kabul edilir görülüyor. Bu yangın, Avrupa göçmen politikalarının bir sonucudur” denildi.
Yaklaşık 13 bin kişinin kaldığı Moria Sığınmacı Kampı, yangından önce koronavirüs sebebiyle karantina altına alınmıştı. Midilli Adası'ndaki Moria Kampı’ndaki yangın nedeniyle kaçmak zorunda kalan sığınmacılar, yetkililerin güvenli yere sevk edildiklerini söylemelerine rağmen otoyol kenarlarında ve tarlalarda kalıyor. Yunanistan hükümeti sorununu çözebilmek için, ikisi orduya ait toplam üç gemiyi adaya gönderdiğini açıkladı ama henüz tahliyeler gerçekleşmeşmedi. Yangında ölen olmamıştı.
Lesvos Hukuk Merkezi’nin açıklamasında yangından sonra adaya sağlık görevlilerinin değil, asker ve polis gönderildiğini ve sığınmacıların su ve yemek gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını söyledi.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
Avrupa sınır politikasının sonucu
“Avrupa sınırında göçmenlere insan değillermiş gibi davranılması ve uzatılan ama sürdürülebilir olmayan bu durumun adada yaşayanlar üzerindeki etkilerine ilişkin kayıtsızlık defalarca yıkıcı sonuçlara yol açtı. Göçmenler sürekli olarak aşırı kalabalık, güvenli olmayan, insana yakışmayan ve ölümcül olan yangınların sık görüldüğü ortamlarda kapalı tutuluyor. Bu yangın, ne Moria’daki ilk yangındır, ne de bu yıl çıkan ilk yangındır. Göçmenlerin yaşamlarını tehdit eden veya sonlandıran bu gibi ölümcül tehlikeler, Avrupa sınır politikalarının bir parçası olarak hâlâ kabul edilir görülüyor.
Asker-polis var, sağlıkçı yok
“Moria Kampı’nın neredeyse tümü ile yanmasının hemen ardından Yunanistan hükümeti Lesvos (Midilli) adasında dört aylık Olağanüstü Hâl ilan etti. Yangının başlamasının hemen ardından Moria Kampı çevresine polisler ve askerler gönderildi. Ayrıca bu sabah Atina’dan adaya uçakla çevik kuvvet birimleri aktarıldı. Bildiğimiz kadarı ile, yangının ardından yeni sağlık ekipleri devreye sokulmamış veya herhangi bir yardım gönderilmedi. Hükümetin herhangi bir insani yardım sağlamadan, ilk iş olarak güvenlik güçlerini göndermesi, göçmenleri kamu düzenine tehdit olarak sunan ve böylece “güvenlik sorununu” göçmenlere yardım sağlanmasının önüne koyan siyasetin sürdüğünü gösteriyor.
Su ve yiyecek yok, orman ve otoyol kenarında kalıyorlar
“Şu an yetkililerin temel önceliğinin göçmenlerin Mitilini kent merkezine girmesinin engellenmesi olduğu görülüyor. Yangından kaçan göçmenlerin kente ulaşmasını engellemek için sabaha karşı Kara Tepe Kampı yanında polis barikatı kuruldu. Polis ekipleri Moria Kampı’na giden yolu da kapatmış durumda. Yangından kaçanlar Moria Kampı’na giden yol üzerinde, yakındaki ormanlık alanda ve yakındaki bir büyük süpermarketin otoparkında kalıyor. Göçmenlerin bize anlattıklarına göre, kendilerine ne su ve yiyecek gibi temel gereksinimler sağlanmış, ne de temizlik ve tuvalet gibi gereksinimler için uygun bir tesis gösterildi.
Herhangi bir yardım gelmedi
“Moria Kampı’nda hiçbir zaman bir kaçış planı olmadı. Yangın başladığında, kampta kalanlar kaçmak için kendi çözümlerini üretmek zorunda bırakıldı. Korunmaları gerektiği için kampın ayrı bölümlerinde kalmakta olan yakınları olmayan çocuklar ve diğer kişiler, polis tarafından uykudan uyandırılmış olsalar da kendilerine nereye ve nasıl kaçacakları hakkında hiçbir bilgi verilmedi. Şu an özel olarak korunmaları gereken bu kişilerin güvende olmalarının sağlanmasına ilişkin büyük bir bilgi açığı vardır. Merkezimizden destek almakta olan ve korunması gereken statüsünde olan kişiler gece boyunca ormanlık alanda ve yollarda kaldıklarını, kendilerine herhangi bir yardım ulaştırılmadığını belirtmişlerdir. Şu ana dek yetkiler yaralanan veya hastaneye kaldırılanlar hakkında hiçbir açıklama yapmamıştır.
Kamu sağlık sistemi çökebilir
“Moria Kampı’na dönenler yanmış çadırlarının fotoğraflarını gönderiyor, tuvalet ve banyolar dahil tesislerin çoğunun yanmış olduğunu vurguluyor. COVID-19 virüsünün kampta yayılmasını engellemek veya yavaşlatmak için düşünülmüş zaten yetersiz tüm önlemler şimdi tümüyle ortadan kalktı. Son günlerde 30’dan fazla kişinin COVID-19 pozitif çıkmış olduğu düşünüldüğünde, kamptan kaçmak zorunda kalanların sağlığını korumaya yönelik önlemlerin hızla alınması gerekiyor. Bu önlemler alınmazsa, hiç kuşkusuz pozitif vaka sayısı artacak ve zaten zor durumda olan kamu sağlık sistemi tümüyle yetersiz kalacaktır.
Yangın kaçınılmazdı
“Bu yangın Avrupa göçmen politikalarının bir sonucudur. Altı ay önce 7 yaşındaki bir çocuğun ölümü ile sonuçlanan yangın gibi nice ölümcül olaya rağmen Moria Kampı boşaltılmadı. Küresel bir salgının sürüyor olması da, pozitif vakaların görülmesi de kampın boşaltılmasını sağlamadı. Yunanistan hükümeti salgını öne sürerek kampı kitlesel gözaltı merkezine dönüştürdü. Moria Kampı’nda tutulanlar ve Avrupa çapında “hot spot” denilen gözaltı merkezlerindeki göçmenler devletler tarafından üretilen ve sürdürülen bir korumasızlık durumu ile karşı karşıyadır. Bu yangın bir kaza değil, kaçınılmaz bir sonuçtur.”
Çeviri: Serdar M. Değirmencioğlu
(NÖ)