BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici bianet'e yangına söylendiği gibi bir dakika sonra değil, geç müdahale edildiğini, soruşturmanın sağlıklı yürütüleceğinden umutlu olmadığını söyledi.
Şanlıurfa E Tipi Kapalı ve Açık Cezaevi'nde 13 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan yangınla ilgili olarak incelemede bulunmak üzere cezaevine giden BDP Milletvekili Binici, cezaevinde taleplerinin karşılanmadığını, koğuşları görmek istediklerinde izin verilmediğini de anlattı.
Yangına hemen müdahale edildiği söylendi? Sizin gözlemleriniz nedir?
Bir dakika sonra müdahale ettiklerini söylüyorlar. Bunu çocuklar bile yutmaz. Bir dakikada müdahale edilseydi kimse ölmezdi. Müdahalenin yarım saat, 45 dakika sonra yapılıyor olması gerek. Koğuş yavaş yavaş tutuşur. Benzin dökmüş değilsin ki... Adli tıbbın raporu da çıkacak, takipçisi olacağız.
Koğuşlarda inceleme yapabildiniz mi?
Cezaevinde pek de taleplerimizi karşılayan bir karşılama olmadı. Cezaevi yönetmeliğine göre siyasi tutuklularla Adalet Bakanlığı'nın izniyle görüşme yapılabiliyor. Adli tutuklular için bu geçerli değil. Dolayısıyla istediğimiz koğuşta araştırma yapabilmeliydik. Ama çeşitli engellerle karşılaştık. Koğuşları gezmemize izin vermediler.
Görüşme yapabildiniz mi?
Başsavcıyla görüştük, Adalet Bakanlığı Ceza Tevkif Evleri Müdürlüğü'nden de yetkili konuştuk. Tabii Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan dahil tutuklularla da görüştük. Bilgi verdiler.
Koğuşların koşulları nedir?
Cezaevinde altı kişinin kalabileceği koğuşta en az 18 kişi kalıyor. Zaman zaman 30 kişiyi de buluyor. Urfa'da 45 derece sıcak var. O şartlar altında onca kişiyi bir koğuşa sokarsan cezaevi psikolojisi insanı arayışlara yöneltir. Bu durumda koğuştakiler bir tepki koymak istiyorlar. Kendi iradeleriyle katılmak istemeyen beş kişi oluyor...
Onlarla konuşabildiniz mi?
Biriyle görüştük. İsyana katılmadıklarını, diğer tutuklular tarafından hiçbir baskı yapılmadan tuvalete kendilerini tuvalete kapadıklarını söyledi. Ama dönüp dolaşıp aynı şeyleri söylüyordu. Belli ki kurgulanmış bir şeydi. Başka bir şey de söylemedi. Belli ki cezaevi idaresi tarafından dediklerinin dışına çıkmaması için tehdit edilmiş. Bizi tatmin etmedi söyledikleri.
Sizi rahatsız eden başka bir şey oldu mu?
Bir de bu beş kişinin dördü Arap kökenli, biri de İzmir'den Türk kökenli. Ama ne enteresan ki ölenlerin 13'ü de Kürt kökenli insanlar. Bu bizi düşündürdü tabii. Etnik ayrımcılık noktasında bir şey çıkmaz inşallah.
Cezaevi Müdürü Akif Bakkal'ın Samsun'a tayini çıktığını yazdı medya...
Cezaevi birinci müdürünün tutumu hakkında çok şikayet vardı. Dört senedir burada görev yapıyordu. Biz soruşturmanın selameti için görevden alınmasını istemiştik.
Tutukluları dinlemediği, adeta işkence yaptığı yönünde, insani olmayan yaklaşımı olduğu söylendi bize.
Bir buçuk sene önce bu müdürün görev aldığı cezaevinde idarenin tutumlarını protesto etmek adına bir genç bedenini ateşe vermişti. Yine altı yedi ay önce, tutuklular içinde bulundukları koşulları protesto etmek adına yatakları yakmıştı. Bunlar düşündürücü.
Soruşturma sağlıklı yürütülebilir mi?
Sağlıklı bir soruşturmayla esas suçluların açığa çıkarılacağına inanmıyorum.
Urfa'yı bırakalım, AKP'nin 10 yıllık iktidarı döneminde tutuklamalar yüzde 114 arttı. Temel sebebi de sistem. Polis fezleke hazırlıyor, fezleke iddianameye, o da yargıcın yargısına dönüşüyor. Böyle bir yargı sistemi var. Polis merkezli bir soruşturma esas alınıyor, bu da doğru değil tabii. Dolayısıyla çok da ümitkâr değilim. Umalım ki insanlık adına Urfa'da yaşananlar son örnek olsun.
Siz konuyla ilgili bir de araştırma önergesi vermiştiniz?..
Daha önce hem Adalet Bakanı'na soru önergem hem Meclis'te araştırma önergem vardı.
Tehlikenin bile bile geldiğini, tutukluların içinde bulundukları şartların isyana davetiye çıkardığına dikkat çekmiştim. Maalesef görüşlerimiz dikkate alınmadı, bu olay yaşandı. (YY)