Yalyalı: Kıbrısta Sonun Başlangıcı

New York'taki Kıbrıs zirvesini değerlendiren Kıbrıs Türk Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) Genel Sekreteri Hüseyin Yalyalı, müzakereler çözümsüzlükle sonuçlansa da Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB'ye üyeliği doğrultusunda Türk tarafının etkisinin kalmayacağını ve sorunun da bu şekilde ortadan kalkacağını düşünüyor.

Avrupa Birliği'nin (AB) uluslar arası hukuku da arkasına alarak, Kıbrıs adasını bir bütün olarak sahiplendiğini belirten Yalyalı, AB ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki fikir birliği sayesinde, Annan Planı çerçevesinde bir çözüm gerçekleşeceğini düşünüyor.

"AB ve ABD arasındaki fikir birliği, statüko yanlılarının hareket imkanını daraltıyor" diyen Yalyalı'ya göre, "AB ve ABD arasında Türkiye'nin AB'ye giriş şekli konusunda ayrımlar var. Bu da Türkiye'ye kısıtlı da olsa bir manevra alanı sağlıyor".

"Türk tarafı, Denktaş'tan kaygılı"

"Kıbrıs'ta umutlar Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Mehmet Ali Talat'a bağlandı" diyen Yalyalı, görüşlerini bianet'e açıkladı.

* Kıbrıs'ta herkes çözüm iradesinin kendisinden çıktığı görüşünde, New York zirvesine kilitlendi.

* Denktaş ve Türkiye arasındaki görüş farklılıklarının müzakerelere nasıl yansıyacağı merak ediliyor. Türkiye'de hükümet Avrupa Birliği'ne (AB) girmenin ve Kıbrıs'ı çözebilmenin yollarını arıyor. Cumhurbaşkanı Denktaş'ın masadan kalkan taraf olmasından endişeliler.

* Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş'ın "görüşmelerin resmen başladığı" şeklindeki açıklaması, sonun başlangıcı olarak düşünülebilir. Kıbrıs'ta artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

"Müzakereler Kıbrıs'ta sürmemeli"

* Müzakere masasında KKTC adına üç kişi oturuyor ve her halükarda çözüm isteyen bir kişi var. Üstelik, 1 Mayıs'tan sonra bireysel olarak hepimiz Avrupalıyız. AB uygulamaları doğrultusunda, Kıbrıs Cumhuriyeti kendisini bütün Kıbrıslılara vatandaşlık hakkını vermek zorunda hissediyor. Avrupa Parlamentosu'na seçilecek altı milletvekilinden ikisi Türk olmak zorunda.

* Annan Planı, iki kesimliliği dejenere etmiyor. İdari anlamda iki kesimlilik sürecek. Ancak Türkiye'nin adada asker bulundurma talebi tartışılıyor. Annan Planı'nın ana esprisi, Kıbrıs'a silah satışının yasaklanması ve adanın silahsızlandırılması. İngiliz üslerinin varlığını sürdürmesi ve ABD'nin bu üsleri rahatlıkla kullandığı bir ortamda, bu ne kadar mümkün, tartışılır.

* Görüşmelerin Kıbrıs'ta sürmesi, Türkiye'deki milliyetçi ve ayrılıkçı politikaların adaya yansımasıyla sonuçlanır. Bu da gerginlik yaratabilir. (BB)