Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, öğretmen Halil Serkan Öz’ü azarlayıp sınıftan kovan Yalova Valisi Selim Cebiroğlu hakkında suç duyurusunda bulundu.
Cnnturk’te yer alan habere göre, Feyzioğlu, Vali Cebiroğlu'nun Halil Serkan Öz'e "Bu saç sakal ne? Sen ne biçim öğretmensin? Öğrencilerine böyle mi örnek oluyorsun, çık dışarı o sakalını kes, insanlar dışarıda görseler dilenci zannedip para verirler" dediğini hatırlattı.
Halil Serkan Öz'ün görevi başındaki kamu görevlisi olduğuna İşaret eden Metinoğlu şikayetinde şu ifadelere yer verdi:
"Söz konusu suç, mağdur öğretmen görevinin gereklerini yerine getirerek sınıfta ders verirken ve görevinden dolayı işlenmiştir. Bu ifadelerle şüpheli, görev başında bir kamu görevlisi olan mağduru, mesleğiyle ilişkilendirerek küçük düşürmekte ve onu kıyafet ve sakalından dolayı 'dilenciye' benzeterek aşağılamaktadır. Bu nedenle suçun TCK'nın 131/1. maddesi uyarınca re'sen soruşturulması ve kovuşturulması gerekmektedir.”
Eğitim Sen: Vali istifa etsin
Vali Cebiroğlu, Yalova Termal Fen Lisesi’nde matematik öğretmeni olan Halil Serkan Öz’ü (42) kılık kıyafetini beğenmediği gerekçesiyle azarlayarak sınıftan kovmuştu. Eğitim Sen üyesi Öz kendisine destek amacıyla düzenlenen “Öğretmene Saygı Yürüyüşü”nde geçirdiği kalp krizi sonrası 4 Nisan’da hayatını kaybetmişti.
Vali Selim Cebiroğlu 6 Nisan’da basına yaptığı açıklamada, Öz'e hakaret etmediğini sadece mevzuat gereği bazı ikazlarda bulunduğunu söylemişti.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Yalova Temsilciliği valinin bu açıklamaların tepki göstererek istifasını istemişti.
Yalova Valisi sendikaları suçladı
Vali, bugün yaptığı yazılı açıklamada “Öğretmenimizle bu diyalogun hiç yaşanmamış olmasını dilerdim” dedi.
Ntv.com.tr’de yer alan açıklamada şu satırlar öne çıktı:
“Vali yardımcısı ve okul müdür vekili ile birlikte koridorda yürürken, gürültü üzerine, sesin geldiği sınıfa yöneldik. Pencere kenarında bulunan öğretmen masasına kadar yaklaştık, öğretmenimiz masasında oturmuş, telefonu ile meşguldü. Yanına yaklaşınca dahi bizi fark etmedi. Öğrenciler ise sınıf içinde hareketli ve kendi hallerinde idiler. ’Hocam’ diye hitap ettiğimde bizi fark etti ve ayağa kalktı. Dersin matematik olmasına rağmen ders işlenmiyordu, tahta tertemizdi. ’Hocam bu sınıfın hali nedir? Sen nasıl öğretmenlik yapıyorsun’ dedim.
“Sakalı 4-5 günlük, tıraş olmamış ve giyimi özensizdi. ’Öğrencilerine böyle mi örnek olacaksın’ dedim. Kastettiğim, kendisinin dağınıklığı, umursamazlığı, sınıfın düzensizliği, sınıfla ilgilenmemesi idi. Bu arada, gidip sakal tıraşı olmasını söyledim. Bilahare, daha önce ziyaret ettiğim 17 okulda yaptığım gibi, öğretmenler odasında tüm öğretmenler ile sohbet toplantısı yaptım. Merhum öğretmen de toplantıya tıraşını olmuş olarak katıldı. Ben de kendisine tebessüm ederek bu halini onayladığımı gösterdim…
“...Olayın üzerinden bir haftadan fazla zaman geçtikten sonra, merhum öğretmenimizin ’sendikaların zorlaması ve yönlendirmesi’ ile katıldığı protesto yürüyüşünde rahatsızlanarak hayatını kaybetmesi hepimizi derinden etkiledi. Merhum öğretmenimizin protesto yürüyüşüne gönüllü olarak katılmak istemediğini, bu eylem öncesinde çok zorlandığını ve yıpratıldığını biliyoruz. Genç yaşında öğretmenimizi kaybettik. Bu ölümün, okulda geçen amir-memur arasındaki 3 cümlelik diyalogla ilişkilendirilmesinin, hangi tıbbi terim ile izah edilebilirliğini, kamuoyunun takdirine bırakıyorum. “ (BK)