Dawar'ın, El-Kaide üyesi Abu Hamza Rabia ve başka dört kişinin ABD'nin düzenlediği füze saldırısı sonucunda öldürüldüğünü fotoğraflarla kanıtladığı için öldürüldüğü düşünülüyor.
Yalanları ortaya çıkardığı için mi öldürüldü?
Dawar'ın çektiği ve yerel bir gazetede yayımlanan fotoğraflar Pakistanlı yetkililerin "beş kişinin bomba yaparken yaşanan patlamada öldüğü" açıklamasını açıkça yalanlıyordu.
"Terörle Mücadele Savaşı"nda Pakistan'ın ABD ile yaptığı işbirliği, ABD Ordusu'nun El Kaide ile bağlantıları olduğundan şüphe ettiği, Veziristan ve diğer sınır bölgelerinde kamplar kuran kişilere karşı füzeli saldırı düzenlemesinin ardından oldukça itibar kaybetti.
ABD'nin başka saldırıları da hedeflerinden şaşarak sivillerin ölümüne yol açtı. Bunlardan en kötüsü, çoğu kadın ve çocuk 18 kişinin ABD'nin Ocak'ta yaptığı füze saldırısında ölmesiyle gerçekleşti. Kayıpların ardından ülke çapında ABD karşıtı eylemler düzenlenmişti.
Ailesi Pakistan hükümetini sorumlu tuttu
Yerel "Ausaf" gazetesi ve Avrupa Basın Fotoğrafları Ajansı (EPA) için çalışan Dawar, 5 Aralık'ta maskeli kişilerce kaçırılmıştı. Ancak ailesi, gazetecinin Pakistan'ın karanlık İç İstihbarat Örgütü'nce (ISI) gözaltında tutulduğunu savunuyordu. Gazetecinin ağabeyi Ihsanullah Khan Dawar, kardeşinin ellerindeki kelepçelerin hükümete ait olduğunu söyledi.
Pakistan, siyasi nedenlerle ABD Ordusu'nun kendi topraklarına, özellikle de El Kaide lideri Usama Bin Ladin gibi yüzlerce militanın sığındığı yarı özerk kabilelerin kontrolündeki alanlara tecavüz etmesine karşı çıkıyor.
Gazetecinin öcünü, onu tehdit eden El Kaide alacak
Yazılarından dolayı Taliban militanlarınca tehditler almasına rağmen gazetecinin ölümü, bu dini grubun da tepkisine yol açtı. Cinayetin sorumluluğu reddetmekle kalmayan El Kaide, bunun öcünü almaya da yemin etti.
Gazetecinin cesedine rastlanmasından bir hafta sonra Kuzey Veziristan'daki Miranşah kentinde Urdu dilinde dağıtılan broşürlerde, Dawar'ı ISI ve ABD yanlısı Pakistan askerlerinin öldürdüğü yazıyordu.
Bir Taliban lideri olan Ebu Raşid'in imzasını taşıyan broşürde, gazetecinin askerlerin duruşunun tersine hareket ettiği ve ABD füzelerinin görüntülerini yayımladığı için öldürüldüğü savunuluyordu.
Örgütlerin çağrısı Peşaver yönetimine oldu
Gerçek ne olursa olsun önce Dawar'ın kaybolması ardından da cesedine ulaşılması İslamabad Gazeteciler Derneği'nin Meclisi protesto etmesi gibi Pakistan'da çok çeşitli boykot eylemlerine yol açtı.
Boykot, Pakistan Federal Haberleşme Bakanı Muhammet Ali Durrani'nin hükümetin Dawar cinayetini araştırabileceğini ve bunun için de Peşaver Yüksek Mahkemesi'ne bağlı ayrı bir adli komisyon kurabileceğini açıklamasından sonra, iki hafta önce başlamıştı.
Gazetecinin kayıp kaldığı 6 aylık süre içerisinde Peşaverli gazeteciler ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Uluslararası Af Örgütü (AI), İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FİJ) gibi uluslararası basın ve insan hakları örgütleri girişimlerde bulundu. Kuruluşlar, İslamabat Yönetimi'nden haberciyi serbest bırakmasını istediler. (EÖ/KÖ)