"Aydınlar halkla ilişkiler operasyonuna alet olmadı"
Başbakan'la görüşen aydınların hükümetin halkla ilişkiler operasyonuna alet olmadıklarını belirten Bekaroğlu, "Ancak bazı çevreler ve medya, toplantıyı bir halkla ilişkiler operasyonu haline getirdi" dedi.
"Toplantı böyle gürültülü patırtılı bir şekilde değil de başka türlü yapılsaydı daha iyi olurdu" diyen Bekaroğlu, toplantının içeriğinin "doğru ve iyi olduğunu" belirtti, ancak "Sayın Başbakan, Demirel'in, Çiller'in ya da Mesut Yılmaz'ın söylemiş olduklarından farklı bir şey söylemedi. Kürt sorunu demokrasiyle çözülür dedi. Eh, Günaydın yani!" diyerek tepki gösterdi.
Bekaroğlu, Başbakan'la görüşmeyi organize edenlerin, bildiriye imza atanların görüşlerini almadıklarını, bu arada kendisine de danışılmadığını hatırlattıktan sonra, "Bu tutumu doğru ve ahlaki bulmadım. Böyle bir durumda ben de imzamı çektiğimi açıklamadan önce o arkadaşlara danışma ihtiyacını hissetmedim" dedi.
Bildiriden imzasını çekme kararını açıklarken "Dün (çarşamba) Radikal'in manşetini okudum. Cemil Çiçek, hükümetle ordu tamamen hemfikirdir, diyordu. Bu yaklaşım üzerine ben de imzamı çekmeye karar verdim" dedi.
"Daha önceki başbakanlar da söylemişti"
Bekaroğlu, "Başbakan Erdoğan cuma günü Diyarbakır'da, 'buraya şu kadar hemşire, şu kadar ebe gönderdik, daha da göndereceğiz, kaliteli bürokratlar göndereceğiz' diyecek. Demokratikleşme diyecek. Bunları daha önceki başbakanlar da söylemişti" diye konuştu.
Başbakan'ın Diyarbakır'a gidiş şeklini de eleştiren Bekaroğlu, "Günlerdir medyada yazılıp çiziliyor. Yok efendim daha önce gitmek istemiş de, güvenlik kuvvetleri emniyetinizi sağlayamayız filan, demiş. Şimdi beş bin polis, olağanüstü tedbirler... N'oluyor Sayın Başbakan, nereye gidiyorsunuz ki? Erivan ya da Erbil'de bile güvenliğiniz rahatça sağlanabilirken ne oluyor ki? Bu ortam Diyarbakırlıları, AKP'ye oy verenleri yaralar" dedi.
Erdoğan'ın Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanıyla görüşmesinin bile tartışma konusu olduğunu hatırlatan Bekaroğlu, "MHP lideri Bahçeli bile görüştü Sayın Başkanla" dedi.
"Kürt sorununun çözümünde üç seçenek var"
Bekaroğlu Kürt sorununun çözümü konusunda üç seçenek olduğuna inandığını belirtti:
"* Ya Avrupa'da olduğu gibi, Ankara PKK'yi muhatap alacak; işte barajı kaldıracak, onları parlamentoya çekecek ve sorunu siyasal alanda çözecek; bu birinci çözüm.
* İkinci çözüm, ABD'nin de desteğiyle federasyon, konfederasyon seçeneği gündeme gelecek. Belki de Büyük Kürdistan dedikleri proje olabilir.
* Bugün ütopya gibi görünse de, üçüncü çözüm, bölgede bir entegrasyon, yani Türk, Kürt, Arap, Fars bölgesel birliği."
Bekaroğlu açıklamasının son bölümünde "Bunlar ya hiçbir şey bilmiyor ya da -bende doğan intiba- bir halkla ilişkiler operasyonu yürütüyorlar" dedi.