"Tek bir isteğimiz var. Koç Holding’in şirketi Demir Export’un topraklarımızı terk etmesi. Topraklarımızı aldıklarını gibi eski haline getirip burayı terk etsinler. Onlara ne daha fazla tahammülümüz kaldı ne de verecek toprağımız. Biz sadece kendi köyümüzde, temiz bir doğada, temiz bir havada, temiz bir su içmek istiyoruz."
Sebahat Yaraşır, Sivas Kangal’ın Elkondu Köyü'nden sadece birisi. Aynı zamanda Bakırtepe Çevre Platformu Sözcüsü. Senelerdir Koç’un demir ve altın çıkartan maden şirketine karşı mücadele ediyorlar.
Başlattıkları hukuk mücadelesini üç kez kazanmalarına rağmen şirket her seferinde ÇED Olumlu Raporu alarak faaliyetlerine devam etti. Şirket şimdi de Pınargözü, Elkondu ve Eğricek halkının arazilerini metrekaresi 1 TL’den alarak maden arazisini genişletmek istiyor. Satılmaması halinde de devlet eliyle kamulaştırma tehdidinde bulunuyor. Köylüler ise şirketin topraklarından çıkmasını beklerken gelen bu alım ilanına karşı tepkili.
"Kamulaştırmakla tehdit etti"
Yaraşır “Şirket köylüye arsenikli su içirdi, tarlalarımız verimsizleşti, su kaynaklarımız tükendi, görüntü kirliliği oldu” diyerek özetliyor gelinen noktayı. Sonrasında ise başlıyor anlatmaya:
“50-60 yıllık bir demir madeni burası. Koç Holding’in şirketi 2013’te siyanürlü altın işletmeciliğine başlıyor. Yaptıkları bilgilendirme toplantısında bölge halkı madeni istemiyor. Şirket sonra ÇED Olumlu Raporu alıyor. Aldıkları raporlara karşı açtığımız iptal davalarını üç kere kazandık. Fakat her seferinde şirket raporu revize edip tekrar ruhsat aldı ve çalışmaya devam etti.
“Şimdi ise halen faal olan demir işletmesi için pasa dökecek yer arıyor. Çünkü artık yerleri kalmadı ve ciddi anlamda pasa dağları oluştu. Köylülerden talepleri demir madeninin pasasını dökmek için tarlalarını satın almak. Bunun için de köylülere tebligat gönderdiler. 3 Haziran’da Kangal’da yapılacak toplantıda köy halkının tarlalarını kendi belirledikleri fiyat üzerinden almak istiyorlar. Eğer satış yapılmazsa devlete cebri kamulaştırma talebinde bulunmakla tehdit ediyorlar.”
"Damacanayla değil kendi suyumuzu istiyoruz"
Yaraşır maden alanının köylülerin yaşam alanına kadar geldiğinden bahsediyor. Madenin çevresinde 10’dan fazla köy olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor.
“Ben köy halkına hangi koşulda olursa olsun maden şirketine taraf olmamalarını söylüyorum. Bırakın ‘Devlet benim elimden zorla aldı’ deyin. Bu tarihe böyle geçsin.
“Çünkü devlet burada maden şirketinin yanında duruyor. Devlet şirketin yanında yer almamış olsa zaten bunu yasayla desteklemez. Koç Holding de buna dayanarak 'Ya isteğinle sat ya devlet zoruyla elinden alırım' deme cesaretini göstemez.
"Burada şirket köylülere arsenikli su içirdi. Daha ötesi var mı bunun? Maden bölgesinde su değirmenleri vardı. Adı üstünde Pınargözü burası. Şimdi bir tane su değirmenini bırakın dere kalmadı burada. Maden için yer altından su çektiler, köye su vermediler. Ancak mahkemeye gidince su vermeye başladılar. Bu da arsenikli su olarak geri döndü bize. Köylünün kendi temiz suyu varken damacanalarla su getirip dağıttılar insanlara. Köylünün tepkisi buna. Biz damacanayla su istemiyoruz kendi suyumuzu istiyoruz.”
"Pandemi köylerin önemini gösterdi"
Yaraşır, Bakırtepe’deki altın cevherinin çok verimli olmaması nedeniyle şirketin başka bölgelerden buraya altın getirip siyanürle ayrıştırdığını da söylüyor. Şirketin köylerin 50 metre yakınına kadar gelerek sondaj yaptığından bahsediyor. “Siyanürle zehirlenmeyelim istiyoruz” diyor:
"Pandemi süreci köylerimize daha çok sahip çıkmamız gerektiğini çok net gösterdi. Eskiden köylere uğramayan gençler şu an köylerde yaşıyorlar. Kışın köyde olan kişi sayısı 2-3 evi geçmezken bu sene en az 20 ev vardı ve bunun da çoğunu gençler oluşturdu. Pandemi süreci topraklarımıza sahip çıkmamız gerektiğini bize hatırlattı.
"Şimdi tek bir isteğimiz var. Şirketin topraklarımızı terk etmesi. Topraklarımızı aldıklarını gibi eski haline getirip burayı terk etsinler. Onlara ne daha fazla tahammülümüz kaldı ne de verecek toprağımız. Biz sadece kendi köyümüzde, temiz bir doğada, temiz bir havada, temiz bir su içmek istiyoruz." (HA)