6 Şubat 2023’te yaşanan Maraş depremlerinde 72 kişinin yaşamını yitirdiği, 10 kişinin yaralandığı Adıyaman’daki Grand İsias Otel’in yıkımıyla ilgili kamu görevlilerinin yargılandığı davanın ilk duruşması Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Davada İsias Otel’e ruhsat verildiği dönemde, yapı ruhsatından sorumlu olan Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, Plan ve Proje/İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış, Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, 1993’te İmar Müdürü olan Yusuf Gül ve Ruhsat Büro teknisyenleri Abdurrahman Karaaslan ile Fazlı Karakuş "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçmalasıyla yargılanıyor.
Duruşmaya sanıklardan Bilal Balcı Ankara'dan, Yusuf Gül İzmir'den SEGBİS ( Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) aracılığıyla katılırken, diğer sanıklar duruşma salonunda hazır bulundu.
Kuzey Kıbrıs’tan yarışma için Adıyaman’a gelen ve İsias’ta yaşamını yitiren çocukların ve tur rehberlerinin aileleri de duruşmayı salondan takip etti.
Kimlik tespitinin ardından sanıkların savunmasına geçildi.

İsias Otel davasının ikinci duruşması: 20. saniyede 59 kolon çökmüş
"Kaçak kat eklendi, içten dışa değişti"
Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, 1995-2004 arasında görev yaptığını belirtti. Otele gelen belgeler doğrultusunda yapı kullanma izni verdiklerini, bu iznin ise binanın mevcut hali için değil, o dönemdeki projeye göre verildiğini söyledi.
Balcı, otelde yapılan değişikliklere dikkat çekti ve “2004’ten sonra mutfak genişletildi, otopark bodrum kata alındı. 2016’da yapı içten dışa yenilendi, kaçak kat eklendi. Bizim verdiğimiz ruhsatla son hali arasında benzerlik kalmadı” dedi.

İsias Oteli davasında tutuklu 5 sanıktan 2'si tahliye edildi
"İmar yönetmeliği kapsamında onayladım"
Sanık Yusuf Gül ise 1992-1994 yılları arasında Adıyaman Belediyesi İmar Müdürü olarak görev yaptığını ve birçok ruhsat ve evraka imza attığını söyledi.
Grand İsias’a ilişkin statik projelerin, 1975 Deprem Yönetmeliği’ne ve o dönemde Adıyaman’ın 4. derece deprem bölgesi olmasına göre hazırlandığını belirten Gül, “Ruhsat tarafıma sunuldu, belgeleri doğru kabul ederek imar yönetmeliği kapsamında onayladım" dedi.
2011 yılında Adıyaman’ın 2. derece deprem bölgesi olarak yeniden sınıflandırıldığını ifade eden Gül, bu değişikliğin ardından performans analizi yapılmamasının otelin yıkılmasında önemli bir rol oynadığını vurguladı.
Kendisine yöneltilen suçlamaları reddeden Gül, "2016 yılında binaya kaçak kat eklendi, bina 10 kata çıkarıldı, temele aşırı yük binmesi sağlandı. Tüm bu unsurlar yıkıma katkı sağladı. Ancak bu eylemlerin hiçbirinde yer almadım" diye konuştu.

İsias Otel ile ilgili kamu görevlilerine soruşturma izni
"Teknik bir sorumluluğum yok"
Dönemin Ruhsat Büro Teknisyeni Abdurrahman Karaaslan ise savunmasında, "Mimar ve mühendisler yapı ruhsatına onay verdikten sonra belgeler bize gelirdi. Biz de o belgeleri daktiloyla yazıya geçirirdik. İmzam, bu işlemin bir parçasıydı. Teknik bir sorumluluğum yoktu" dedi.
"Görevim yazılı bilgileri evraka geçmekti"
Ruhsat Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş da 1995 yılında Adıyaman Belediyesinde işçi statüsünde çalıştığını, imar biriminde görevlendirildiğini ve yapı kullanım izin belgelerini doldurduğunu söyledi ve ekledi:
"Görevim, bana verilen yazılı bilgileri evraka geçmekti. Bu bilgileri birimdeki mühendisler sağlardı. İlk hazırlanan raporda da ismimiz yer almıyor, çünkü biz teknik personel değiliz.”

İsias davası ikinci gününde: Çocuklarımızı kum yığınına gömdüler
"Tarih öğretmeniyim teknik konuları bilmem"
1994'te Adıyaman Belediyesinde belediye başkan yardımcısı olarak görev yapan Osman Bulut, tarih öğretmeni olduğunu belirtti, "Teknik konuları bilmem mümkün değil. Eksiksiz gelen evrakları sıralı şekilde 'görüldü' mahiyetinde imzalıyordum" dedi.
Bulut, hakimin, yapının önce konut, ardından otel olarak ruhsatlandırılmasıyla ilgili sorusuna ise Arkadaşlar ilgili evrakları getirdi. Fenni mesul ve bir inşaat mühendisinden görüş alındı, bu bizim için yeterliydi" diye yanıtladı.
Savunmasını yazılı olarak sunan İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış da "Bu binada çok sayıda tadilat yapılmış. Hepsi ruhsata tabi işlemler. Sadece kaçak kat, imar barışı kapsamında kayda alınmış" dedi.
Yeğeni Hayal Gençalioğlu'nu kaybeden Mustafa Gençalioğlu da sanıkların tutuklu yargılanmasını talep etti.
Sanıkların savunmalarının ardından yıkımda hayatını kaybedenlerin yakınları söz aldı.
(RT)