"Ormanların yok edilmesiyle açılan alanlarda yapılan evleri almayın"
Demirayak, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ormanlarının yarısından fazlasının, son elli yılda giderek artan bir şiddette sürdürülebilir olmayan uygulamalardan dolayı niteliğini kaybettiğini, nitelik kaybının başta gelen nedenleri arasında, kalkınma girişimleri ve sürdürülebilir olmayan ormancılık faaliyetleri olduğunu ifade etti.
Demirayak, ormanların yok oluşunu engellemek için herkesin katkıda bulunması gerektiğini belirterek, ormanların yok olmaması için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
* Ormanların yok edilmesiyle açılan alanlarda yapılan konutları satın almayın. Ormanların yasa dışı yapılaşma amacıyla işgal edilmesine göz yummamak, gerektiğinde ilgili kurumları uyarmak insanlık görevidir.
* Mobilya alırken dayanıklı ve uzun ömürlü olanları seçin. Gerçekten gerekmedikçe mobilyalarınızı değiştirmeyin.
* Ormanlara yakın arazilerde anız yakmayın, yakanları uyarın. Ağaçlandırma çalışmalarında yöreye özgü ağaç türlerinin kullanılmasına özen gösterin. Ülkemize özgü ağaç türlerini tanıyın.
* Kağıtları mümkün olduğunca çift taraflı kullanın, kağıt israfından kaçının. Enerji tasarrufuna özen göstererek ormanlar üzerindeki baskıyı azaltmaya yardım edin.
* Ormanlık alanları ziyaret ettiğinizde, çadır, kamp, yöresel konaklama gibi doğa üzerinde etkisi en az olan konaklama biçimlerini yeğleyerek yapılaşma eğiliminin tersine çevrilmesine katkıda bulunabilirsiniz.
"Ormanların yok oluşunun nedeni insan"
Ormanların, sahip oldukları biyolojik çeşitlilikle yeryüzündeki en değerli ekosistemler arasında bulunduğunu, barındırdığı yaşamsal zenginlikle, tüm habitatlar arasında ayrı bir yere sahip olduğunu söyleyen Demirayak, "Ormanlar, tarihin hiçbir döneminde, son yüzyıl içinde yaşadığı gibi bir yok olma süreci yaşamamıştır. Bu yok olma insan kaynaklı" dedi.
İnsan kaynaklı orman tahribatları arasında sürdürülebilir olmayan odun üretimi, yapılaşma, yangınlar ve amaç dışı kullanımın sayılabileceğini söyleyen Demirayak, ormancılık dışı etkinliklerin orman üzerine olumsuz etkilerini şöyle örneklendirdi:
"Ormancılık dışı etkinliklerin orman üzerindeki olumsuz etkileri arasında en önemlilerinden biri, hava kirliliği. Örneğin Türkiye'de, Yatağan'da kurulan termik santralin sebep olduğu kirlilik sonucu çevredeki ormanlar kurumuştur. Bir diğer önemli tehdit, yangınlardır. Orman yangınları, bitkiler ve diğer canlıların ölümüne neden olarak inanılmaz boyutlarda ekolojik yıkımlarla sonuçlanmaktadır. İstatistiklere göre, orman yangınlarının hemen hemen tamamı insan kaynaklı."
"Ormanlar kereste üretiminden bağımsız ekosistemlerdir"
Türkiye'de 21 milyon hektar orman bulunduğuna ve yalnızca yüzde 4'ünün koruma altında olduğuna dikkati çeken Demirayak, "Korunan alanların gerektiği gibi korunması bile yasaların uygulanmaması, planlama sorunları ve değişik anlayışlar yüzünden tehlike altında" dedi.
Demirayak, ormancılık sektöründe ağırlığın kereste üretimi üzerine yoğunlaştığını, mevcut yönetim planlarına göre orman alanlarının yüzde 83'ünün kereste üretimi için yönetildiğini, geri kalan yüzde 17'lik kısmının ise toprak ve su kaynaklarının korunması gibi birincil amaçlar için ayrıldığını dile getirdi.
"Yalnızca kereste üretimine odaklanan bu anlayış, ormanların kereste üretiminden bağımsız, bir ekosistem olarak değerini anlamaktan uzaktır" diyen Demirayak, ayrıca bu yaklaşımın, ormanların otlatma, hayvanlar için yem sağlama, odun dışında orman ürünleri, yakacak ve istihdam sağlama gibi özelliklerini de göz ardı ettiğini vurguladı. (EZÖ)