Tarih: 25 Şubat 2010
Kim: Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı müsteşarı William Burns ve Türkiye Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Feridun Sinirlioğlu başkanlığındaki heyetler.
Olay: 18 Şubat'ta Ankara'da yapılan "Ortak Vizyon ve Yapılandırılmış Diyalog" toplantıları sırasında iki heyet bir dizi konuyu görüşüyor. Görüşme üzerine ABD Ankara Konsolosluğu tarafından geçilen bilgiler özetle şöyle:
ABD bastırıyor, Türk dışişleri pes ediyor
Burns Sinirlioğlu'ndan İran hükümetini yanlış yolda olduğuna ikna etmek için güçlü bir biçimde destek istedi. Sinirlioğlu hükümetin nükleer bir İran'a muhalafetini tekrarladıktan sonra olası askeri müdahalenin Türkiye üzerindeki olumsuz etkilerinden duydukları endişeyi belirtti ve yaptırımların da İranlıları hükümetlerinin arkasında birleştirerek muhalefete zarar vereceğini söyledi. Burns İran'a yönelik yaptırımların komşusu olarak Türkiye'yi de ekonomik açıdan etkilediğini kabul etti ancak İsrail'in İran'a olası saldırısının ya da Mısır ve Suudi Arabistan'ın kendi nükleer cephaneliklerini inşa etmeye kalkışmasının da Türkiye'nin çıkarlarını zedeleyeceğini de ekledi.
Burns uluslararası toplumun İran'a gösterdiği sabrın karşılığını bulmadığını ve "kapıyı görüşmelere açık tutmak"la birlikte dikkatlice planlanmış yaptırımların kararlılıklarını İran'a göstereceğini söyledi.
Hayal kırıklığı yüzüne yansıyan Sinirlioğlu ortak bir mesaj vermenin önemli olduğunu belirtti. Bölge ülkelerinin İran'ı büyüyen bir tehdit olarak gördüğünü ekledi "Şam'da dahi alarm zilleri çalıyor" dedi.
Ermenistan protokolleri; "AKP içinde tepki"
Sinirlioğlu Ermenistan protokollerinin onayının ve [Karabağ sorununun çözümü için sürdürülen] Minsk Sürecinin aynı anda olmasını istedi. Hükümet onay sürecine girmeden [AKP içindeki] milletvekillerinin "güçlü tepkisinin" kırılması gerektiğini belirtti. Azerbeycan devlet başkanı İlham Aliyev'in uygun bulduğu bir çözüm olursa protokol sürecini "ilerletebileceklerini" ekledi.
Burns Türkiye ve Azerbaycan arasındaki doğalgaz anlaşmasının geleceğini sorunca Sinirlioğlu Aliyev'in anlaşmayı Ermenistan protokollerine karşı rehin tuttuğunu ima etti. "Aliyev bize güvenmiyor" dedi.
"Maliki kontrolden çıkıyor"
Sinirlioğlu, Irak başkanı Maliki'ye karşı artan memnuniyetsizliklerini belirtti ve Maliki'nin "kontrolden çıkmaya başladığını" söyledi; öte yandan sık sık görüşüldüğünü belirtti.
Sinirlioğlu 7 Mart seçimlerinin ardından Türkiye'nin Irak'taki gaz rezervlerini Türkiye ağına bağlayacak bir proje için girişimde bulunacağını, İran'ın buna karşı çıktığını söyledi. Projenin Irak içindeki grupları ortaklaştırabileceğini, ekonomik etkisinden çok siyasi bir birleştirici görevi görebileceğini belirtti.
Sinirlioğlu Irak'taki ABD güçlerini komutanı General Odiemo'nun ziyaretinden memnuniyet duyduklarını, PKK'ye karşı Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ni daha fazla işbirliğine zorlayacak bir eylem planının erkene çekilmesini umduklarını belirtti.
"İsrail'le sorun yok"
Burns Türkiye ve İsrail arasındaki gerilimden bahsetti, Sinirlioğlu da sorunun "iki taraflı değil, genel olduğunu" söyledi. Her şeye rağmen İsrail'le ikili işbirliğinin sürdüğünü, Türkiye'nin İsrail'den askeri malzeme aldığını, iki ülke arasında uçuşların, ticaretin sürdüğünü, turizmin biraz azaldığını ama geri döneceğini belirtti.
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın ocak ortasındaki ziyaretini "çok iyi" diye tanımladı; iki ülke başbakanları arasında bir görüşme ayarlamaya çalıştıklarını belirtti.
Suriye
Sinirlioğlu Türkiye'nin diplomatik çabalarının Suriye'yi İran'ın yörüngesinden çıkarmaya başladığını öne sürdü.
AB, Kıbrıs, Yunanistan
Sinirlioğlu Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin Fransa, Avusturya ve Kıbrıs başta olmak üzere bazı üye devletlerin engelleriyle karşılaştığını belirtti. Özellikle Fransa cumhurbaşkanı Sarkozy'yi eleştirdi, oyunun ortasında kuralları değiştirmekle suçladı.
Güney'in AB üyeliğinin Kıbrıs sorununu çözülmez hale getirdiğini belirten Sinirlioğlu, Yunanistan'la yakın zamanda yeni görüşmelere başlamayı umduklarını ekledi.
Afganistan, Pakistan
Sinirlioğlu Türkiye'nin Afganistan'da üç konu üzerine yoğunlaştığını belirtti: Vahabi ve Paştun milliyetçiliğinin evliliği, Afganistan ve Pakistan arasındaki kronik düşmanlık ve ülkenin savunma gücü açığı. Türk heyeti, ABD'lilerden kendilerini ortak olarak değil, üye adayı olarak görmesini istedikleri AB'yle faaliyet yürütmek yerine tüm çalışmaları NATO üzerinden yapmalarını istedi.
Bosna
Sinirlioğlu hükümetin Türkiye'yi Balkanlardan, özellikle de Bosna'dan dışlamak yönündeki AB çabalarına karşı koyma kararlılığında olduğunu belirtti. Türkiye'nin bölgedeki kısa vadeli hedefinin Sırbistan ve Bosna arasında yakınlaşma sağlamak olduğunu söyledi.
Avrupa
Türk heyeti, Anders Fogh Rasmussen'in NATO genel sekreterliğine getirilmesi sırasında Danimarka'nın Roj TV'nin kapatılması için gerekli yasal zemini açığa kavuşturmaya söz verdiğini, bunun hala yapılması gerektiğini belirtti. "Rasmussen'I Kabul ettik çünkü size güvendik." (EÜ/EÖ)