Lobe, Çin ve Vietnam'da ABD'de iktidarı elinde tutanların ideolojisi "yeni muhafazakarlık" (neo-conservatism) üzerine verdiği konferansların ardından, bu hafta İstanbul'a uğradı. ABD dış politikasının hangi dinamiklerden kaynaklandığını; Şahinlerin uğradığı değişimi; Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Çin ve İsrail'in rollerini bianet'te anlattı.
Lobe'a göre, ABD dış politikasını, "Şahinler"le "Gerçekçiler" arasındaki çekişme belirlemeye başladı. Bu çekişmenin kilit noktalarından biri de Lobe'un "aşırılıkçı" diye nitelediği, " Dick Cheney'nin adamı " John Bolton'ın ABD'nin BM Büyükelçiliğine aday gösterilmesi. Lobe, Bolton'ın Kongre'den onay almasının Şahinlerin etkisinin artması, almamasının da Gerçekçilerin etkisinin artması anlamına geleceğini söyledi.
Şahinlerle Gerçekçilerin çekişmesi
Uzun süredir yeni muhafazakarları inceleyen Lobe, sık sık düşülen bir yanlışı düzeltiyor. Şahinlerle yeni muhafazakarlar eşanlamlı değil.
"Şahinler", esas olarak üç gruptan oluşuyor.
*. Yeni muhafazakarlar
*. Saldırgan milliyetçiler
*. Hıristiyan sağcılar
Paul Wolfowitz, Douglas Feith gibi adlar yeni muhafazakarlar arsında yer alıyor. Dick Cheney ise aralarında Donald Rumsfeld'in ve Bolton'ın da bulunduğu saldırgan milliyetçilerin başını çekiyor.
Bir de Gerçekçiler var. Eski Dışişleri Bakanı Colin Powell, yeni bakan Condoleezza Rice ve yardımcısı Robert Zoellick gerçekçilerden.
Şahinler, dünyayı ABD'nin tek taraflı olarak, sürekli bir askeri hareketlilikle kontrol etmesi gerektiğine inanıyor. ABD'nin herhangi bir ülkeye ne yapacağını dayatabileceğini düşünüyor. Türkiye ABD ilişkileri bunun mükemmel bir örneğini oluşturuyor.
Gerçekçiler de ABD'nin hegemonyasını amaçlıyorlar, ancak bir farkla. ABD'nin gücünün sınırlı olduğunu biliyorlar, dolayısıyla, bu egemenliğin diğer tarafların, yani BM, AB, Rusya, Japonya'nın desteği olmadan sürdürülemeyeceğini düşünüyorlar.
İki grup arasındaki temel fark bu.
ABD dış politikasını bu çekişme belirliyor. Örneğin Rice, John Bolton'ı İran'la ilgili brifinglere almıyor. Dışarıda bırakıyor. Bolton'a güvenmiyor. Dışişleri Bakanlığı'nın ABD politikasındaki etkisi artıyor."
Bush yönetimi utanç içinde
Lobe, ilk dönemine Şahinlerin damgasını vurduğu Bush yönetiminin utanç içinde olduğunu söylüyor. Gerçekçilerin yeniden güç kazanması da buradan kaynaklanıyor.
"Şahinler ABD'nin öyle muazzam bir askeri güce sahip olduğuna inanıyorlardı ki, Irak'taki direnişi beklemiyorlardı. CIA hariç, kimse bu direnişi beklemiyordu. Direniş, kitle imha silahlarının bulunamayışı, AB'nin ve diğer tarafların destek vermemesinin ardından, Bush yönetimi şu an utanç içinde. Bolton'ın adaylığı da buna katkıda bulundu. Örneğin, bu nedenle Çin politikasını şu an Gerçekçilerin eline vermiş durumda.
Mevcut ordu yayılımıyla, kaynaklarla, İran'ın işgali diye bir şey söz konusu değil. ABD'nin saygınlığı azaldı. Askeri harekat için de ortak bulamıyorlar."
Terörle savaşın arka planı
"Paul Wolfowitz'in 1992'de yazdığı bir metin, birçok şeyi açıklıyor.
Yeni muhafazakarlar, soğuk savaş sonrasının ABD egemenliği için bir fırsat olduğunu düşünüyorlardı. İstikrarlı bir dünya içinse, ABD'nin karşısına çıkacak olası bir küresel rakibin önceden bertaraf edilmesi gerekliydi.
90'ların başında, bu rakibin adı konmuş değildi. Ama 90'ların sonuna gelindiğinde, aranan rakip belli olmuştu: Çin. Üç fraksiyonunun da destek vermesiyle, Şahinler, planlarını Çin'i kuşatmak üzerine kurdular.
11 Eylül'den sonraki "terörle savaş", bu planın bir uyarlamasıdır. Terörle savaşın üç amacı var:
*. Ortadoğu'yu İsrail yanlısı kılmak
*. Küresel bir rakibi önlemek
*. Gaz ve petrolün Orta Asya'dan ve Basra Körfezi'nden çıkışını kontrol etmek
Irak'ta yaşadıklarının ardındansa, güçlerinin bir sınırının olduğunun farkına vardılar. Dolayısıyla egemenliği sürdürebilmek asıl önemli konu haline geldi.
İkinci Bush döneminde yeni muhafazakarlar zayıfladı
Lobe, 1999-2003 arası ABD dış politikasını belirlemede gayet etkili olan yeni muhafazakarların, artık güç kaybettiğini düşünüyor.
"Bush yönetiminin içine düştüğü mahcubiyetin yanı sıra, İsrail de bunda etkili. Hıristiyan sağ, Şaron'un yerleşimlerden geri çekilme planına karşı. Bu karar, yeni muhafazakarları da böldü. Bu nedenle toparlanmaları zor.
Kongredeki ılımlı Cumhuriyetçiler seslerini yükseltmeye başladılar. Siyasi alanda bir boşluk oluşunca, muhalefet sesini yükseltebilmeye başladı. Irak'taki direniş çok şeyi değiştirdi."
ABD hegemonyasına alternatif var mı?
Lobe, ne Avrupa Birliği'nin ne de Çin'in ABD'nin hegemonik baskısının karşısında duracak yeterlilikte olduğu kanısında.
"AB'nin dengeleyici olabilmesi için ortak bir dış politikaya ihtiyacı var. Bu zaman alacak.
Üstelik ABD, şu an, AB'yi de Çin'i de kolaylıkla manipüle edebiliyor. Bu nedenle, Gerçekçilerin etkisinin artması AB'yi sevindirecek.
ABD'de solun etkisiyse zayıf, ihmal edilebilir derecede. Son dönemde Cumhuriyetçiler çoğunluklarını artırdılar. Sol kendi varlığının derdine düştü.
Asıl ilginç olan, Bush'a sağdan gelen eleştiriler. Bush yönetimi, ne olursa olsun, kazanmaya oynuyor. Bu eleştirilere göre, Bush muhafazakar falan değil, düpedüz bir radikal sağcı." (TK/EÜ)