BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle verdiği demeçte gazetecilerin, insan haklarının korunması ve yerleşmesinde BM'nin en büyük müttefiki olduğunu söyledi.
Gazeteciler bize umut veriyor
"Bağımsız, etik ve nitelikli gazeteciliğe belki de her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. İklim krizinde ve tüm krizlerde gazeteciler insan hakları konusunda en büyük müttefik olarak hizmet veriyorlar. Çünkü onların gerçeklere, kanıtlara ve hesap verebilirliğe ulaşma çabalarıyla, gerçeğe ve güvene dayalı toplumlar inşası konusunda en büyük umutlarımızdan birine sahip oluyoruz."
Türk'ün demecinin tamamı şöyle:
Gazeteciliğin değerlerini düşündüğümde aklıma güven, doğruluk ve dürüstlük geliyor.
Sorgulama cesaretini gösteren sayısız korkusuz insanı düşünüyorum.
Onlar, iktidara meydan okumaya, zulmü, yolsuzluğu ve suçu belgelemek için hayatlarını tehlikeye atmaya ve baskıya göğüs germeye cesaret ediyorlar.
2023, gazetecilik açısından bir başka yıkıcı yıl oldu.
71 gazeteci ve medya çalışanı öldürüldü.
Yine cezasızlıkla tanımlanan bir yıl oldu. [Gazeteci] cinayeti vakalarının yalnızca yüzde 13'ü soruşturuldu.
Ve bugüne kadar gördüğümüz en yüksek sayıda, 320 gazeteci ve medya çalışanı hapsedildi.
Bir gazeteciyi yitirdiğimizde dış dünyaya açılan bir gözümüzü, kulağımızı yitirmiş oluyoruz. Sessizlerin sesini kaybediyoruz.
Aslında bir insan hakları savunucusunu kaybediyoruz.
Dünya Basın Özgürlüğü Günü, gerçeğin değerini kutlamak ve gerçeği ortaya çıkarmak için cesaretle çalışan insanları korumak amacıyla ihdas edildi.
Bu yıl [Dünya Basın Özgürlüğü Gününü], akut küresel çalkantıların yaşandığı ve insanlığın derinden parçalanıp kutuplaşmaya uğradığı bir çağda kutluyoruz.
Myanmar'dan Sudan'a, Ukrayna'ya, Gazze'ye ve başka birçok yere kadar dünya çatışmalarla kaynıyor ve insanlar dayanılmaz acılara uğratılıyor.
Dezenformasyon medyamızı ve dijital ortamlarımızı etkiliyor, nefreti ve bölünmeyi körüklüyor.
İklim değişikliği kırılgan gezegenimizi hırpalarken, gelecek kuşakların yaşam ve geçim kaynakları bu gezegenin şimdiye kadar karşı karşıya kaldığı en büyük tehdit altında.
Bu yıl çevre krizi karşısında Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nün merkezine gazetecilik yerleşiyor.
Çevreyi kirletenlerin hasar ve yıkımın hesabını vermesi için çaba gösteren dünyanın dört bir yanındaki gazeteciler onurlandırılmayı hak ediyor.
Onlar açık tartışmayı ve eleştirel düşünüşü yüreklendiriyor.
Ve gerçekleri yalanlardan ve propagandadan ayırarak, dünyanın acil ihtiyacı olan iklim krizi konusunda kanıta dayalı politika kararları alınması için baskı yapıyorlar.
Gazetecilerin çabaları değişimi tetiklemek için temel önemde ancak aynı zamanda [kendileri için] tehlikeli de olabilir.
Özellikle çevreye zararlı veya yasa dışı faaliyetler yürüten güçlü aktörlerin ekonomik çıkarlarına zarar verdikleri düşünülürse.
Çevre[ye odaklı] gazetecilerin korunmaları için hükümetleri ve işverenlerinin daha güçlü taahhütler[de] bulunmalarına ihtiyaçları var.
Daha iyi ve daha güvenli çalışma koşullarına,
Çevre konulardaki haberleri [kapsamak] için daha geniş bir medya alanı[na],
Ve saldırılardan, nefret kampanyalarından, fiziksel ve yargısal tacizden uzak çalışma hakkı[na], ihtiyaçları var.
Biz konuşa dururken, atalet ve eylemsizliğin iklim krizi üzerindeki dramatik sonuçları ortaya çıkıyor.
Durum böyle olmak zorunda değil.
Bağımsız, etik ve nitelikli gazeteciliğe belki de her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. İklim krizinde ve tüm krizlerde gazeteciler insan hakları konusunda en büyük müttefik olarak hizmet veriyorlar. Çünkü onların gerçeklere, kanıtlara ve hesap verebilirliğe ulaşma çabalarıyla, gerçeğe ve güvene dayalı toplumlar inşası konusunda en büyük umutlarımızdan birine sahip oluyoruz.
(AEK)