Volker Türk: "2023'te ortak insanlığımızın kılavuzumuz olacağını umuyorum"

Fotoğraf: Martin Luther King Jr. Anıtı—Washington, D.C.

Bir yıl bitip sayfayı çevirir ve yeni bir yıla bakarken, geleceğimiz üzerine yazmak isteyeceğimiz öykü üzerine düşünmenin tam zamanı.

Gelecek yıldan umudum, yaşamlarımızı bireysel olsun kolektif olsun, nezaket, empati ve birlik içinde sürdürebilmemizde. Birbirimizle, evlerimizde, mahallelerimizde, okullarımızda, işyerlerimizde ve internet üzerinde nasıl ilişki kurduğumuzda.

Bu, Eleanor Roosevelt'tin, alıntıladığım şu dokunaklı sözlerine anlam katıyor: "İnsan hakları küçücük yerlerden başlar".
Orada korunmazlarsa hiçbir yerde anlamları olmaz.

Örneğin, kadınların ve kız çocuklarının ayrımcılığa karşı tam eşitlik ve özgürlüğe sahip olmaları için kadın haklarının evde ve toplumda saygı görmesini sağlamamız gerekir.

Çocuklarımızın gözlerini geçmişteki hatalara açmamız gerekir, onlara bir umut ve birlik öyküsü yazmaları için esinlendirebilir ve içlerine daha iyi bir dünya, içinde çeşitliliği kutladığımız, birlikteyken ayrı ayrı olduğumuzdan daha güçlü olduğumuza inandığımız bir dünya yaratmaya bağlılık duygusu yerleştirebiliriz.

Hayatımızı internette gezinerek sürdürürken umarım, nefret ve dezenformasyondan korunuyor olmanın güvencesiyle kendimizi ifade özgürlüğüne sahip oluruz.

Umarım, görüşlerimizi paylaşırken düşünceli olur, ekranın öte yanındakini kişiyi de gözetiriz.

Karşımızdakine katılmasak da saygı gösterebilir ve çeşitliliği kucaklarız.

İndirgemeci yaftalara ya da kimlik politikalarına başvurarak ötekini insanlık dışına atmanın yeri yok.

Tersine, ortak insanlığımızın kılavuzumuz olacağını umuyorum.

Benim için insan hakları, aramıza karıştığında bizi birleştiren güçtür.

İnsan hakları, bizi kim olduğumuzun, insan onurunun ve hepimizi birbirimize bağlayan şeyin esasına iade ediyor.

Tek bir kişi bile incindiğinde, sonunda hepimizi inciten bir acı ve ıstırap dalgasının tetiklendiğini kabul ediyorsak bugünkü ve gelecek kuşakların haklarını korurken, gezegenimize hakkı olan incelik ve alçakgönüllülükle davranalım. Ve çevremizi korumaya yönelik eylemlerin herkesin insan haklarını ilgilendirdiğini bilelim.

Bunların hepsi cesaret -başkaları haksızlığa uğradığında dinleme ve konuşma cesareti- gerektiriyor.

Herkesin -tam bir güven içinde- haklarını kullanacağı, adalet isteyeceği ve onurla yaşayabileceği bir yerde.

Önümüzdeki yıl, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 75. yıldönümüne yaklaşırken, dünyayı daha onurlu, herkesin haklarına saygı duyulan bir dünya kılmak için çaba gösterelim.

(AEK)