Hıfzı Topuz ,"hata yapma riskine rağmen prezantasyon yapacağını, asıl meseleyi Nermin'in (Abadan Unat) anlatacağını" söyleyerek konuşmaya giriyor. ...
Sovyet Devrimi, 1968 Fransa'sı
Topuz, "siyasal afişin 20. yüzyılla birlikte hayatımıza girdiğini, televizyonun önem kazanmasıyla da işlevini tamamladığını" söyleyerek konuşmasına başlıyor, Sovyet Devrimi'nin, Almanya'daki Spartakist hareketin siyasal afiş tarihi açısından önemli olduğunu" vurgulayıp, bu konuda "Mayakovski, Visinski gibi isimlerin önemli olduğunu" belirtiyor.
1960'lı yıllar ve özellikle Fransa'da afişlerin profesyonel bir uğraş haline geldiğini belirten Topuz, "Bu dönem, aynı zamanda siyasal reklamcılık alanındaki gelişmenin de işareti sayılmalıdır" diyor... Yoldan geçen arabanın hızıyla afişteki yazıların okumanın hızı arasındaki oran Fransa'da düşünülüyormuş...
"Bize gelince başlangıç noktası İhap Hulisi' dir" diyor Hıfzı Topuz. Kulüp rakısı üzerinde Fazıl Ahmet ile kendisini resmeden kişi yani. Daha sonra Selçuk Bir'den bahsediyor, Bir, Demokrat Parti'nin (DP) 'Yeter Söz Milletindir' afişinin yaratıcısı, bu çalışma Bir'in ilk ve son çalışmasıymış.
Hıfzı Topuz, konuşmasının son bölümünde "afişlerin etkileme gücünün kalmadığını, Türkiye'deki afişlerin çoğunlukla yazıyla ilgilendiğini bu anlamıyla da kaba bir görüntü" verdiğini söylüyor.
"Siyasal afiş etkisini arttırıyor"
Profesör Nermin Abadan Unat, "bir itirazım var" diyerek başlıyor cümlesine. İtirazı, afişlerin siyasal etkileme gücü olduğu yargısı üzerine. Ona göre, siyasal afişler belirli sembolik anlatımların ifadesi, sembollerin ömrü ise epeyce uzun.
Mesela diyor Unat, Demokrasi Partisi (DEP) milletvekili Leyla Zana'nın kafasına taktığı tacı, Turgut Özal'ın elinde salladığı kalemi, Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin (SODEP) afişlerinde kullandığı sıkılmış limonu kim unutabilir ... Unat, bazı kavramların kendi sınırlarını aştığını söylüyor, Susurluk deyince, rüşvet, yolsuzluk gibi olayların akla gelmesi, Watergate skandalının ABD sisteminin sorunlarını çağrıştırmasını örnek veriyor.
"Adalet Partisi'nin (AP) ambleminin nasıl çıktığını biliyor musunuz?" diyor, "Bilmeniz mümkün değil" diyerek, cevabı da kendisi veriyor:
İhsan Sabri Çağlayangil'in de katıldığı bir toplantıda partinin ilk amblemi "açılmış bir kitap, kitabın üzerinden doğan bir güneş"... Partililer, "Biz demokratız bu amblem bizi nasıl yansıtır?" der. Bir kadın, "Öyleyse bunu kullanın" diyerek elindeki viski şişesini havaya kaldırır. Viskinin markası White Horse'dur. Öneriye getiren partili kadın -ismi Nermin Abadan Unat'ta saklı- ödüllendirilir.
Unat, bu gibi örneklerin siyasal reklamcılığın önemini gösteren bir durumun ifadesi olduğunu söylüyor. "Artık" diyor Unat, "Partiler kendini mal satan, seçmeni de alıcı olarak gördüğü için afişler de dahil, siyasal reklamcılığın etkisi kaybolmak bir yana daha da artmıştır..." (NK)