*Pixabay.
Washington Post'ta yayınlanan son bilimsel çalışmalardan birini aktarıyoruz:
Solunum virüsleri iki yerde enfekte olma ve çoğalma eğilimindedir: Çok bulaşıcı oldukları burun ve boğazda veya daha az kolayca yayılırlar ancak çok daha ölümcül oldukları akciğerlerde yayılma ihtimali daha düşüktür.
SARS-CoV-2 olarak anılan Covid-19 virüsü üst solunum yolunda yaşıyor, birçok vakada kurbanının üst solunum yollarına bulaşıyor.
Ancak bazı vakalarda ileri derecede hastalık yaratabilecek şekilde akciğerlere de yerleşebiliyor.
Bu virüsün bir başka sinsi özelliği ise şu: SARS'a göre daha az sempton gösteriyor, bu da insanların hastalığı (semptomları) fark etmeden önce başkalarına da bulaştırması anlamına geliyor.
"Büyük hasara yol açabilecek kadar sinsi"
Başka bir deyişle bu virüs dünya çapında hasara yol açacak kadar sinsi.
Son 100 yılın en yıkıcı salgınlarından sorumlu hastalıkları da benzer özelliklere sahipti: 1918, 1957 ve 1968 yıllarında yaşanan büyük grip salgınları, SARS, MERS ve Ebola.
Koronavirüs gibi, tüm bu hastalıklar zoonotikti- yani bir hayvan popülasyonundan insanlara atladılar. Ve hepsine RNA'daki genetik materyallerini kodlayan virüsler neden oluyor.
"Virüslerin özellikleri tesadüf değil"
Bilim insanları bunun tesadüf olmadığını söylüyor. Bu virüsler bir konağın dışında uykuda oluyor. Geleneksel yaşam belirtilerine sahip değiller: Metobolizma, hareket, üreme yeteneği olarak özetlenebilir.
Ve virüsler bu şekilde uzun süre dayanabiliyorlar. Son laboratuvar araştırmaları, SARS-CoV-2'nin tipik olarak bir konağın dışında dakikalar veya birkaç saat içinde parçalanmasına rağmen, bazı parçacıkların 24 saate kadar kartonda ve üç güne kadar plastik ve paslanmaz çelikte yaşayabiliyor - potansiyel olarak bulaşıcı olabileceğini gösterdi.
Virüsler ve konakları
Virüsler bir konakçı ile karşılaştığında, şüphesiz hücrelerini açmak ve istila etmek için yüzeylerinde protein kullanırlar. Daha sonra, daha fazla virüs için gerekli olan malzemeleri üretmek ve monte etmek için bu hücrelerin kendi moleküler makinelerinin kontrolünü ele alırlar.
Cornell Üniversitesi viroloji profesörü Gary Whittaker, "Canlı ve canlı olmayanlar arasında geçiş yapıyorlar" derken virüsü "kimya ve biyoloji arasında" bir yerde olduğunu söylüyor.
Koronavirüslerin benzersizliği
RNA virüsleri arasında, sivri uçları için adlandırılan koronavirüsler, boyutları ve göreli karmaşıklığı için benzersiz kabul ediliyor.
Dang, West Nile ve Zika'ya neden olan patojenlerden üç kat daha büyükler ve ekstra protein üretebiliyorlar.
Teksas Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden virolog Vineet Menachery, "Dang hummasının sadece bir çekiçli bir alet olduğunu varsayalım" diyor ve yeni tip koronavirüsün her durum için farklı birer çekici (burada defans mekanizması anlamında kullanılıyor) var.
Virüsün bu savunma araçları arasında çoğaldığı sırada meydana gelen hataları düzeltmesine olanak veren bir nevi protein de var.
Bilim insanları genel anlamda SARS virüsünün hayvan pazarlarındaki misk kedileri aracılığıyla insanlara ulaşan bir yarasa virüsü olduğuna inanıyorlar.
"Doğa bize 20 yıldır söylüyor"
Yarasalara kadar da izlenebilen bu mevcut virüsün, bir ara konakçıya, muhtemelen nesli tükenmekte olan pullu bir karıncayiyene sahip olduğu düşünülüyor.
ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü'nden virolog Jeffery Taubenberger "Bence doğa bize 20 yıldır 'Yarasalarla başlayan koronavirüslerin insanlar arasında pandemiye sebep olabileceğini ve bunların uzun vadeli tehditler olarak değerlendirmemiz gerektiğini söylüyor' diyor.
Virolog, SARS salgınından sonra başlatılan araştırma kaynaklarının ilerleyen yıllarda kuruduğunu ve benzer virüsler için önlem alma yollarının da geciktiğini söylüyor.
"Evinize giriyor, yemeğinizi yiyorlar"
Johns Hopkins Üniversitesi'nden bir virolog olan Andrew Pekosz ise, virüsleri özellikle yıkıcı hırsızlarla karşılaştırdı: "Evinize giriyor, yemeğinizi yiyor ve mobilyalarınızı kullanıyor ve 10 bin bebeğe sahipler."
Ne yazık ki, insanların bu hırsızlara karşı çok az savunması var.
Koronavirüs sizi nasıl hasta eder?
Çoğu antimikrobiyal, hedefledikleri mikropların işlevlerine müdahale ederek çalışır. Örneğin penisilin, bakteri tarafından hücre duvarlarını oluşturmak için kullanılan bir molekülü bloke eder. İlaç binlerce çeşit bakteriye karşı çalışır, ancak insan hücreleri bu proteini kullanmadığı için, zarar görmeden yiyebiliriz.
Ancak virüsler bizim aracılığımızla çalışır. Kendi hücresel makineleri olmadan, bizim hücrelerimizle direkt olarak iç içe geçerler. Onların proteinleri bizim proteinlerimizdir. Onların zayıf yönleri bizim zayıf yönlerimizdir. Onlara zarar verebilecek ilaçların çoğu da bize zarar verebilir.
Antiviral ilaçlar spesifik olmalı
Stanford viroloğu Karla Kirkegaard, bu nedenle antiviral ilaçların son derece hedefli ve spesifik olması gerektiğini söyledi. Çoğaltma işleminin bir parçası olarak virüs tarafından üretilen (hücresel makinelerimizi kullanarak) proteinleri hedefleme eğilimindedirler.
Bu proteinler virüslerine özgüdür. Bu, bir hastalıkla savaşan ilaçların genellikle birden fazla hastalıkla çalışmadığı anlamına gelir.
Kirkegaard, "Modern tıbbın sürekli yeni ortaya çıkan virüsleri yakalaması gerekiyor" diyor.
(PT)