Bizzat kendisi ve genel olarak basın, Irak'taki ABD politikasında etkileri görülen Vietnam Savaşı'ndan çıkarılan "derslere" değinme fırsatını kullandılar. Endonezya seyahatinden çıkan derslere ve Bush'un iki ülkede nasıl farklı karşılandığına değinilseydi daha faydalı olurdu.
Vietnam bugün, ABD Gizli Servisi'nin Bush'un halka açık bir kortejle seyahat etmesine izin vereceği birkaç ülkeden biridir. Bush burada, Vietnam Savaşı'nın Birleşik Devletler'e "sabrı öğretmesi gerektiğini" söyledi.
Tüm haber ajanslarının alıntı yaptığı sözlerle: "Durmazsak, başarırız" diye de ekledi.
Sadece George W. Bush, Vietnam'dan, Irak'la ilgili olarak Birleşik Devletler'in "başarması için durmaması gerektiği" gibi bir sonuç çıkartabilir. Fakat, onun bile bilmesi gereken bir gerçek vardır ki, bu da Birleşik Devletler'in Vietnam'da aslında "durmuş" olduğudur.
Bush'un bu yorumu, vazgeçtiği ve kazanmak için gereken sabrı göstermediği için Gerald Ford'a yönelik bir suçlama mıydı? Ya da, bu sadece onun Vietnam'a rağmen (!) Irak'ta sonuna kadar sabretme çizgisinin, aptalca yeniden ifade edilmesi midir?
Uzun Vietnam Savaşı'ndan çıkarılması gereken en açık dersler nelerdir? Biri, Birleşik Devletler'in, askeri donanım anlamında kendisiyle karşılaştırılamayacak kadar küçük bir ulusa yenilmiş olduğudur.
İkincisi, Vietnam'daki uzun savaşın Amerikan halkını ikiye bölmüş olması ve Birleşik Devletler'in uzun vadeli ekonomik gücünü önemli biçimde tüketmiş olmasıdır.
Üçüncüsü ise, tüm bunlara rağmen ve belki de kesin olarak Birleşik Devletler'i mağlup etmiş olduğu için Vietnam bugün, dünyada Birleşik Devletler'e en yakın olan devletlerden; aslında birkaç dost devletten biridir.
Birleşik Devletler'in Vietnam'da savaşmasının görünür nedeni Komünizm'e karşı durmak ve Kuzeydoğu Asya'da komünizmde bir "domino etkisi" oluşmamasını garantilemekti. Bugün Vietnam'da Komünist Parti halen idarededir ve aslında Birleşik Devletler dostudur. Domino etkisi gerçekleşmemiştir. Öyleyse, Birleşik Devletler neden bunca canı ve finansal kaynağı feda etmiştir?
Belki de daha baştan bulaşmamak daha anlamlı olacaktı.
Başkan Bush Endonezya'da geçirdiği birkaç saatte hükümet sarayında gizlendi. Ne kortej kullandı ne de bir gece olsun konakladı; bunlar çok tehlikeli olurdu. Öyleyse, Endonezya'daki ABD politikasını bir gözden geçirelim.
Burada, Vietnam'ın aksine ABD müdahalesi "başarılı"ydı. CIA, Birleşik Devletler'in Sovyetler Birliği'ne çok yakın olduğunu hissettiği "bağlantısız" güçlerin lideri Sukarno'nun devrilmesi planına yardım etti.
Onun yerine sağcı bir general olan Suharto hükümdar oldu. Derhal Endonezya Komünist Partisi'ne karşı bir toplu kıyıma koyuldu; ki bu parti, hükümette olmayan en büyük Komünist Partisiydi.
Endonezya aynı zamanda dünyada en büyük Müslüman nüfusun yaşadığı ülkedir. Endonezya'da İslam, dünya standartlarına göre gerçekten "ılımlı" türdendir. Fakat seküler Sukarno Hükümeti'nin düşüşünden sonra Endonezya Hükümeti ihtiyaçları gereği Müslüman Partileri'nin politik görüşlerini de dikkate alarak davrandı ve Endonezya'da, Vietnam'da olmayan türden bir domino etkisi yaşandı.
Bu domino etkisi sadece Irak'taki ABD politikasından kaynaklandı. Birleşik Devletler, bugünlerde birçok Müslüman tarafından, hatta çoğunlukla da Endonezyalı Müslümanlar tarafından İslam'ın düşmanı olarak görülmektedir ve bundan dolayı çok kızgındırlar. Cakarta'da bir kortej olsaydı muhtemelen taşlanırdı. Bu yüzden de Gizli Servis kortej işine karşı çıktı.
Tüm bunlara bakılarak nasıl dersler çıkartılabilir? 2006'da, dünyada varlığını sürdüren az sayıdaki komünist partisinden biri, göreli olarak Birleşik Devletler'in dostudur ve Komünist Partisini temizlediğimiz ülke, ABD başkanının ayak basmasının fiziksel olarak tehlike arz ettiği bir ülkedir.
Sizce, yirmi yıl sonra Irak'ı ziyaret eden ABD başkanı, George W. Bush'un Vietnam'da karşılandığı gibi mi, Endonezya'da karşılandığı gibi mi karşılanacak?(IW/AT/EÜ)
* Sendika.org 'daki bu yazıyı www.binghamton.edu adresinden Açalya Temel Türkçeleştirdi.