Vicdani Ret Derneği’nin Dünya Vicdani Retçiler Haftası'nda düzenleği Vicdani Ret Buluşması, bugün Cezayir Toplantı Salonu’nda gerçekleşti.
Etkinliğin açılış konuşmasını derneğin Eş Başkanı Merve Arkun yaptı. Arkun, derneğin 15 Mayıs’ta 87 üyeyle kurulduğunu, retçilerin yaşadığı hukuki sorunlarda davalara müdahil olacaklarını, örgütlü bir dayanışma göstereceklerini söyledi.
“Vicdani retçiler sivil ölüm yaşamak zorunda bırakılıyor. Bu topraklarda savaş sonlanacak olsa bile dünyanın başka topraklarında savaşlar devam ediyor. Militarizm hayatın her alanına nüfuz etmiş durumda.”
Arkun herkesi derneğe katılmaya davet etti. Arkun’un ardından panelistler Avrupa Vicdani Retçiler Bürosu’ndan Murat Kanatlı, Avukat Davut Erkan, vicdani retçi Halil Savda, Asker Hakları İnisiyatifi’nden Tolga İslam konuştu.
Kanatlı, Türkiye’de bu konuyu tartışmaya çok geriden başlandığını ifade etti:
“Avrupa Birliği içindeki birçok ülkede zorunlu askerlik kaldırılmış durumda. Avrupa Konseyi’ndeki 47 ülkede sadece Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan’da sorun yaşanıyor. Ermenistan ve Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) bu sebeple mahkum oldu. Türkiye uluslararası toplumda vicdani ret nedeniyle ‘sıkışmış’ durumda.”
Avukat Davut Erkan da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’nun 1989’daki bir karaıyla, vidani reddi insan hakkı olarak tanıdığını söyledi:
“AİHM’in verdiği Osman Murat Ülke ve Vahan Bayatyan kararları, çok geç kalınmış kararlar. AİHM de uzun süre ayak diredi. Osman Murat Ülke kararıyla ilk kez Avrupa İnsan Hakları’nın 9. Maddesi uyarınca Türkiye suçlu bulundu, kişinin tekrar tekrar yargılanması insanlıkdışı muamele olarak tanımlandı. Bayatyan kararında da Ermenistan aynı maddeden mahkum oldu.”
Avukat Erkan, yerel mahkemelerin ise özellikle dini temelli vicdani retlerde ayrımcılık yaptığına değindi: “Mumammet Serdar Delice’nin yargılandığı mahkeme, İslam’da savaş karşıtlığı olmadığı gerekçesiyle Delice’yi haklı bulmadı.”
Bu konuda kullanılabilecek bir hukuksal boşluk olduğunu hatırlatan Erkan, kimsenin evinden alınarak zorla askeri birliğe götürülemeyeceğini söyledi ve herkesi reddini açıklamaya davet etti.
Vicdani Retçi Halil Savda da 4. Yargı paketiyle, “halkı askerlikten soğutmak” konulu Türk Ceza Kanunu’nun 318. Maddesinde kısmi iyileştirme yapıldığını ancak bunun da yetersiz olduğunu ifade etti.
Savda, insanların aslında askere gitmek istemediğini, bu nedenle devletlerin “halka zorla askerliği ‘sevdirmek’ için” böyle bir kanun maddesi icat ettiğini belirtti. Savda, Savaş Karşıtları isimli internet sitesine de bu maddeden dava açıldığını hatırlattı:
“Kayseri’deki bir vatandaş siteye ‘kutsal orduyu eleştiriyorlar’ diyerek suç duyurusunda bulunuyor. Savcılık bu iddiayı işleme kyup iddianame yazıyor, mahkeme de iddianameyi kabul etti ve bize dava açıldı. 18 Temmuz’da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde ilk duruşma görülecek.”
Savda, TCK 318 hayatımızdan çıkmadıkça, böyle davalarla sık sık karşı karşıya gelinebileceğini söyledi.
Asker Hakları’ndan Tolga İslam da bugüne dek yaptıklarını anlattı:
“Nisan 2011’de askerlerin de hakları vardır, diyerek kurulduk. Zorunlu askerliğin sorunlu yönlerini kamuoyunda görünür kılmaya çalışıyoruz. Şimdiye dek 1500 kötü muamele başvurusu aldık.”
İslam, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şeffalaşmasını çok önemsediklerini ekledi. (AS)