Ama yine bu şehre beş yıl önce seçilip gelen belediye başkanı kendi ifadesi ile tam da şehrinin ismiyle özdeşleşen gerçek bir viran şehir devralsın.
Şimdi de Kültür
Hafta sonu Viranşehir'deydim. Viranşehir Kültür Sanat Merkezinin açılış programına davet nedeniyle ilk kez görmeye gidiyordum Viranşehir'i. Daha şehre girmeye başladığınızda bir şeylerin değişmeye başladığını fark ediyordunuz.
İtiraf etmek durumundayım ki ; yola çıkmadan önce de Viranşehire karşı olumlu anlamda biraz önyargılı gidiyordum. Daha yakın zamanda yaptıkları mükemmel bir sağlık merkezi ile Türk Tabipler Birliği'nin 2003 yılı Nusret Fişek Sağlık Hizmet ödülünü almışlardı.
Şimdi de Kültür Merkezi diyorlardı Viranşehirliler.
Peki nasıl olmuştu da bu vêranelikten beş yıl içinde kurtulma yoluna girmişlerdi. 2,5 milyon dolarlık borcu üç yıl içinde temizlemek, her ay çalışanının maaşını zamanında ödemek, kanalizasyon, asfalt, içme suyu, parklar, spor alanları v.s .
Düzlükte bir vaha
Tek kelimeyle açıklıyordu belediye başkanı Emrullah Cin; kaynakları akılcı ve halkın çıkarı için kullanmak. Bir de rantı tümüyle şehir halkı için kullanmak. Başarının gizi oradaydı demek ki...
Dört bin metrekarelik kapalı alanı ve 450 kişilik çok amaçlı salonu ile kültür, sanat merkezi Viranşehir düzünde bir vaha olacağa benziyordu. İlk kez tanışıyordu şehir halkı böylesine bir hizmetle.
Onun şaşkınlığı ve ne getireceğinin beklentisi vardı gözlerde. Tiyatro, sinema, müzik, edebiyat, resim ve bil cümle sanatın diğer kolları bundan böyle Viranşehir'le tanışacaktı.
Dans, müzik ve defile
Viranşehir'lilerin işi zordu doğrusu. Önce kendilerini hazırlayacaklardı bundan sonraki yoğunluklara. Bir de elbette metropol şehirlerden gelecek kültür, sanat dostlarının deneyimlerini paylaşmaya ihtiyaçları vardı.
Ne de olsa yeniydiler ve öğrenecektiler. Onun için daha ilk günün heyecanıyla, Jülide Kural, Ulrike Meinhoof'un acısını taşımıştı sahneye.
Zeynep Tanbay, işkencenin dansını izlettirmeyi deniyordu. Sema, Anadolu'nun bilinen ezgilerini ses olarak taşımıştı.
Coşkun Aral İstanbul'dan onları yalnız bırakmamış, çerçevelenmiş yaşamlarla gelmişti. Selis Kadın Merkezi bölge kıyafetlerinin defilesini yapmıştı.
Panel, sinema, Oda orkestrası
Ve elbette daha başkaları da! Osman Kavala, Ufuk Uras, Aydın Engin de kışa rağmen birlikte olmayı arzulayanlardandı.
Agirê Jiyan'la Metin Kahraman konserleriyle, Murat Batgi Stand-Up'la katılmışlardı davete.
Söyleşiler de unutulmamıştı. Kentleşme ve yerel yönetimler, Katılımcı yerel yönetimler ve demokrasi panellerini salon doldurmaya yetmişti. Sinema da tiyatro da vardı programda.
Sarhoş Atlar Zamanı ile Büyük Adam Küçük Aşk olacaktı elbette Viranşehirliler için. Handan İpekçi'nin uçağı kalkmadığı için gelememişti, ama filmini Diyarbakır'dan yetiştirmişti.
Reis Çelik "İnat Hikâyeleri"nin ilk gösterimini kendisi de katılarak yapmıştı. Edebiyat ise sanatta ve edebiyatta kadın söyleşisiyle vurgu almıştı, bir de şiir dinletisiyle. Borusan Oda Orkestrası farklı sesler tınılasa da ilgi doğrusu dokuz kadın olan 10 kişilik orkestrayı şaşırtmaya yetmişti.
Hasılı açılışını 26-28 Aralık tarihleri arasında Demokratik Halk Partisi (DEHAP) genel başkanı Tuncer Bakırhan'ın yaptığı Kültür, Sanat merkeziyle Viranşehir şen olmuştu.
Kendisine "Virane şehirden kültür şehrine doğru " sloganını ilke edinen bu kenti yalnız bırakmamak, kabuğunu kırmada destek olmak gerekir diyor. Zoru başaranlara merhaba diyorum. (ŞD/NM)