Fotoğraflar: İKSV ve Barış Seçkin - AA
Sanat pratiği yarım yüzyılı aşan, kavramsal sanatın öncü isimlerinden Füsun Onur'un "Evvel zaman içinde..." adlı yeni eserinin yer aldığı Venedik Bienali Türkiye Pavyonu'nun açılışı yapıldı.
Günümüzün en önemli sanat etkinliklerinden biri olarak kabul edilen İtalya'nın Venedik kentinde yapılan Venedik Bienali 59. Uluslararası Sanat Sergisi'ni dünyanın dört bir yanından 600.000'e yakın sanatseverin ziyaret etmesi bekleniyor.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) koordinasyonunu üstlendiği, TC Dışişleri Bakanlığı himayesinde ve
TC Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla düzenlenen Venedik Bienali 59. Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu'ndaki serginin küratörlüğünü İstanbul Bienali ve İKSV Güncel Sanat Projeleri Direktörü Bige Örer üstlendi.
*Bakan Ersoy Türkiye Pavyonu'nun açılışını gerçekleştirdi.
Sergi, insanların gezegende yarattığı tahribata karşı birleşen bir grup fareyle kedinin öyküsünü anlatıyor.
Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla ön izleme günlerinde açılışı yapılarak uluslararası sanat dünyasına tanıtıldı.
Türkiye Pavyonu, 23 Nisan-27 Kasım tarihleri arasında bienalin ana mekânlarından Arsenale'de yer alacak.
"Şimdilik hikâyenin nasıl bittiğini bilmiyoruz..."
Sanatçı Füsun Onur
Sanatçı Füsun Onur, İstanbul'dan Venedik'e gönderdiği mesajında şunları söyledi:
"Nereye gidersem gideyim, İstanbul'u da yanımda götürüyorum. Evvel zaman içinde... Pandemi döneminde İstanbul'da başlayıp Venedik'te biten bir modern zaman masalı. İnsanların yok ettiği ekosistemi kurtarmak için bir kediyle güçlerini birleştiren çok akıllı bir farenin hikâyesini anlatıyorum. Dayanışmanın, sevginin ve bir arada kalabilmenin hikâyesi. Peri masallarında olduğu gibi bu hikâyenin de tam olarak nasıl bittiğini bilmiyoruz... şimdilik."
"STK'larımızın her türlü girişimine destek vermeye hazırız"
Türkiye Pavyonu açılış resepsiyonunda yaptığı konuşmada Bakan Mehmet Nuri Ersoy, "Kültür sanatın birleştirici gücünün çok önemli olduğu bu günlerde Venedik Bienali güzel de bir rol oynuyor. Biz de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanata verdiğimiz destekleri arttırarak devam edeceğiz. STK'larımızın, bakanlıklarımızın yapacağı her türlü girişimi biz de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak destek vermeye hazırız. Bu görsel şölenleri bir şekilde ülkemize de getirmek, Türkiye'nin buralarda temsil edilmesi çok çok önemli" dedi.
"Gündelik ve masalsı"
İstanbul Bienali ve İKSV Güncel Sanat Projeleri Direktörü Bige Örer ise şunları söyledi:
"Füsun Onur'la birlikte çalışmak, üretim sürecine eşlik etmek, onu yakından tanıyabilmek benim için çok kıymetli bir deneyim oldu. 50 yılı aşkın üretim hayatına yakından baktığımızda Onur 'un sanatının gündelik, masalsı ve yer yer otobiyografik öğelerle şekillendiğini görüyoruz. İlk eserlerinden bu yana genel eğilimin aksine heykelde kullanılan malzemeye değil, heykelin sergilenmesine önem veren Onur, yerleştirmelerinde de mekân ve boşluğa yoğunlaşıyor. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu için özel olarak ürettiği "Evvel zaman içinde..." başlıklı sergisi de Onur'un yıllardır büyük bir tutarlılıkla savunduğu sanatsal yaklaşımını tam olarak yansıtıyor. Onur'un felsefeden beslenen, hayal gücü ve yaratıcılığıyla oluşturduğu masalsı dünya aynı zamanda edebiyat ve müzik arasında şiirsel bir ilişki de kuruyor."
Fareler ve kediler...Füsun Onur'un pandemi döneminde, iki yıl boyunca evinden hiç çıkmadan hazırladığı eserinin ana karakterleri fareler ve kediler... Onur, Türkiye Pavyonu için metal telleri bükerek ve şekillendirerek farklı karakterler ve bu karakterlerin hayatlarından çeşitli kesitler sunan sahneler yarattı. Sergi ile ilgili İKSV şu bilgiyi paylaşıyor: "Bu masalsı dünyada, okul çıkışında öğrenciler tarafından dağıtılan gazetelerden insanın yol açtığı pandemiyi öğrenen fareler, bunun üstesinden gelmek için neler yapabileceklerini tartışmaya başlarlar ve tüm dünyayı tehdit eden bu krize karşı mücadele etmek için kedilerle işbirliği yaparak güçlerini birleştirmeye karar verirler. Kediler ve fareler birlikte çalışmaya başladıklarında, farelerden biri Venedik'e doğru bir yolculuğa çıkar, orada karşılaştığı bir festivalde sessiz müziğin büyüsüne kapılıp âşık olur. Farenin sevgisinin dönüştürücü ve baş döndürücü gücü kaynağını bir başka fareden değil; sanat, yaşam ve içinde yaşadığı şehirden alır." | |
Füsun Onur hakkında
Üsküdar Amerikan Kız Lisesi mezunu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Ali Hadi Bara Atölyesi'nde heykel eğitimi aldı. 1964–1966 yılları arasında Fulbright bursuyla Maryland Institute College of Art'ta heykel bölümünde yüksek lisans eğitimine devam etti. İlk kişisel sergisini 1970'te Taksim Sanat Galerisi'nde açtı, ardından 7. Paris Genç Sanatçılar Bienali (1971), İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından düzenlenen 'Açık Hava Sergileri' (1974, 1975, 1976, 1977) ve Antwerp, Belçika'daki 13. Middelheim Bienali (1975) gibi çeşitli sergilere katıldı. Onur, İstanbul'da yaşıyor ve üretiyor.
(AÖ)