"İster dosya yoğunluğu, ister iş yükü; gerekçe olarak ne derseniz deyin hakimler, velayet hususunda resen araştırma yapmıyorlar. Taraflar anlaştıysa taraf beyanlarına, anlaşmadılarsa getirdikleri evraklara bakıyorlar."
Hatay'ın İskenderun ilçesinde babası tarafından dövülerek öldürülen Mertcan'ın ölümü sonrası akıllara takılan, "Boşanma davasında mahkeme, velayetin kime verileceğini neye göre belirliyor" sorusunu böyle yanıtlıyor avukat Esin Yeşilırmak.
Darp, uyuşturucu, kapkaç gibi pek çok suçtan sabıka kaydı bulunan baba Mehmet Ali Yılmaz ve eşi boşanmış, mahkeme de Mertcan ve küçük kardeşinin velayetini babaya vermişti.
"Velayet neden sabıkası olan bir kişiye verildi?" sorusu hâlâ ortada duruyorken boşanma ve velayet davalarına bakan avukat Yeşilırmak bianet'in sorularını yanıtladı.
Yeşilırmak, kadına karşı şiddetin de aile içi şiddetin de kesinlikle basit bir adli olay şeklinde değerlendirilemeyeceğini, toplumsal sorun olduğunu vurguluyor.
"Adli kaydı olmasına rağmen dikkate alınmamış"
"Boşanma veya velayet davalarında velayet hususunda taraflar anlaştılarsa hakim tarafların talebine göre karar veriyor genellikle, detaylı araştırma yapan hakime rastlamadım şimdiye dek.
"Tarafların biri velayetin diğerinde kalmasını da isteyebiliyor. Örneğin kadının ekonomik durumu kötüyse ve erkeğin nafakayı ödemeyeceğini düşünüyorsa çocukların velayetini vermeye mecbur kalıyor.
"Böylesi bir durumda tarafların sosyal-ekonomik inceleme dediğimiz polis araştırması yapılıyor ve karar veriliyor. Velayet hususu çekişmeliyse ancak o zaman hakim araştırma yapıyor.
"Bu araştırma da aslında olması gereken, velayeti isteyen tarafın şiddet gösterip göstermediğinin, çocuğa bakım gücünün olup olmadığının ve çocuk iradesini beyan edebilecek yaştaysa çocuğun kimde kalmak istediğinin sorulması neticesinde karar verilmesi gerekliliğidir.
"Ancak haberlerde gördüğümüz kadarıyla Mertcan'ın annesi, baba hakkında şiddet uyguladığı gerekçesi ile şikayette bulunduğunu ancak kimsenin bir şey yapmadığını (korumadığını/uzaklaştırılmadığını) belirtmiş. Bu durumda da adli makamlarda kaydı olmasına rağmen dikkate alınmadığını görüyoruz."
"Hakimlerin eğitim almış olmaları beklenir"
Aile mahkemelerinin kamu adına karar verdiğini ve toplum menfaatini gözetmek zorunda olduğunu aktaran Yeşilırmak, bu nedenle Aile Mahkemelerinin asliye hukuk mahkemelerinden ayrılıp ayrı bir ihtisas mahkemesi şeklinde kurulduğunun altını çiziyor.
"İlgili mahkemelere atanan hakimlerin de bu konuda eğitim almış olmaları beklenir.
"Bu nedenle tarafların talepleri ve beyanları olmadan özellikle çocuk için gerekli tüm tedbirlerin alınması gerekir. Kanunen de yetkilidir ve taleple bağlı olmadan gerekli tedbirleri alır.
"Sosyal inceleme aslında ekonomik incelemedir"
"Sosyal-ekonomik inceleme genel olarak tarafların oturdukları yere en yakın kolluk birimine yazılan yazı ile yapılıyor.
"Ve ilgili polis memurları ya eve giderek ya da telefonla arayarak emniyete gelip beyanda bulunmalarını istiyor.
"Yani yine tarafların beyanları zapta geçiyor, bu beyan da malvarlığına ilişkin oluyor. Sosyal inceleme adı altında yapılan ekonomik durum incelemesidir."
"Şiddetin uzlaştırması olmaz"
Baba Mehmet Ali Yılmaz hakkında devam eden bir davasında mahkemenin dokuz ay erteleme verdiğini ise şöyle yorumluyor Yeşilırmak:
"Bu gibi davalarda erteleme, uzlaştırma gibi durumların uygulanmaması gerektiği düşüncesindeyiz. Şiddetin uzlaştırması olmaz. Bu durum da cezasızlığı ortaya çıkaran durumdur.
"Bir insanı cezalandırmak için gerekli tüm araştırmaların yapılması, delillerin toplanması ve hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde suçu işlediğinin sabit olması gerekir. Bu evrensel bir ceza hukuku kuralıdır.
"Ancak bizim gibi yargısı geç işleyen ülkelerde bu durumda gerekli tedbirlerin alınması gerekir.
"Bu da 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un uygulanması ile sağlanabiliyor.
"Bu gibi bir an önce tedbirlerin uygulanması gereken olaylarda başvurulacak yasa 6284 sayılı kanundur.
"Ancak ne yazık ki bu tedbir kanunu, uygulayıcılar tarafından uygulanmıyor.
"İlgili yasa kadınların mücadelesi ile kazanıldı. Şiddet gören herkesin faydalanabileceği ve şiddetin önlenmesi için de gerekli tüm tedbirlerin alınabilmesine dayanak olan bir metin.
"Ancak yasa uygulayıcılar tedbire aykırı davranışta disiplin hapsini uygulamamakta diretiyorlar.
"Örneğin derhal tutuklanması gerekirken duruşma açıyor ve duruşmayı aylar sonraya veriyor bu durumda bu tedbir işlevsiz hale geliyor ve şiddet gösteren kişi bu durumdan cesaret alıyor."
6284 sayılı kanunBu Yönetmelik, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi ile şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişiler hakkında şiddetin önlenmesine yönelik tedbirler ile bu tedbirlerin alınması ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları kapsar. |
"Görevliler de hak ettikleri cezayı almalı"
"Mertcan'ın öldürülmesi olayında olduğu gibi öldürenle birlikte ölümüne neden olan merciiler bulunmakta.
"Ancak o devlet görevlilerinin de hak ettikleri cezayı almaları durumunda adalet sağlanacaktır.
"Bizce çözüm tüm görevlilerin görevini ihmal etmeden yapmaları ve şiddet karşısında gerekli tedbirleri en hızlı şekilde uygulamaları ile mümkün olacaktır."
Ne olmuştu?
Mehmet Ali Yılmaz 6 yaşındaki oğlu Mertcan'ı ders yapmadığı gerekçesiyle dövdü. Hastaneye kaldırılan Mertcan, aldığı darbeler nedeniyle komaya girmişti; üç günün sonra 5 Ocak 2019 günü hayatını kaybetti. Baba tutuklanarak cezaevine konuldu. Mertcan'ın küçük kardeşi ise sevgi evlerine yerleştirildi. Anne Gülistan Özger yaptığı açıklamada "Beni, çocuklarımı ve ailemi öldürmekle tehdit etti. Anlaşmalı boşandık hakim tek celsede bizi boşadı ve çocuklar ona verildi. Ama onun sabıka dosyasına bakılmadı" dedi. (AÖ)