Fotoğraflar: Mask Kara Tiyatrosu
Ve bir gün Ofis Boy uyandı uykusundan... Mask Kara Tiyatro’sunun sahnelediği “Ofis Boy” oyununun sonunda, plazalarda her türlü ayrımcılığa, sömürüye maruz kalan ofis boyları temsil eden karakter, zincirlerinden kurtulup çarkın dişlilerinini oluşturan beyaz yakalıların uykudan uyanmalarını sağlamasını belki de bu şekilde ifade etmek mümkün.
Şenay Tanrıvermiş’in yazıp yönettiği "Ofis Boy" oyunu, modern çağın “beyaz yakalı kölelerini” ya da kimilerinin dediği gibi “gönüllü kölelerini” anlatıyor. Plazaların ofislerinde sıkışıp kalan ve hayatlarını çalıştıkları şirketlerin daha fazla kâr etmesi için “adayan” beyaz yakalıların, birer insan olmaktan çıkıp şirketin yönlendirdiği makinelere dönüştüğüne odaklanıyor.
Dün akşam İstanbul Su Gösteri Sanatları Sahnesin’nde galası yapıldı oyunun. Prof. Dr. Özdemir Nutku-OYÇED Oyun Yazma Yarışması’nda dereceye girmiş, 196 oyun içerisinde “En İyi Üçüncü Oyun olarak seçilmişti. Oyunda Damla Benuğur, Devran Özlem Ünsal, Yiğit Gürsoy ve Batuhan Yiğit Atagül rol alıyor.
Bir yandan çarkın dişlileri olarak sistemin devamını sağlayan bu beyaz yakalılar, kendilerine, sisteme olan öfkelerini kendinden daha zayıf olana yönlendiriyor. İnsan haklarının, hayvan haklarının ve diğer bütün hakların ortadan kaldırılması için oy hakkı olan dişliler, şirketlerinin ulvi amaçları doğrultusunda oy kullanıyorlar ve insanların, hayvanların hayatları ilgili kararlara imza atıyorlar. Karakterlerden Devran ve Sadık, henüz bütün hislerini kaybetmemiş, iç dünyalarında ve kendi aralarında çokça çelişki ve çatışma yaşıyor.
Zincirdeki en zayıf halka da ofis boylar oluyor haliyle. Hafıza kartları takılan bu "dişliler", öfkelendiklerinde hınçlarını bu ofis boydan çıkarıyorlar. Ofis boy ise Maşa Hanım’a bir iple bağlı halde ve Maşa Hanım’ın bütün hal ve hareketlerini, sözlerini, mimiklerini birebir yapmakla görevlendirilmiş. Ancak günün sonunda ofis boy, “zincirlerini kırıyor.”
“Ofis Boy”, plaza yaşamını, şirketlerin plazalarda çalışan beyaz yakalıları nasıl sömürdüğünü, beyaz yakalıların kendinden zayıf toplumsal – sınıfsal kesimlere nasıl ayrımcılık yaptığını, yeri geldiğinde ezdiği / sömürdüğünü, bu insanların günlük hayatlarında birbirlerinin yüzüne gülerken, içten içe birbirlerine karşı nasıl hesaplar yaptığını, “patronlarının, şirketlerinin gözüne girmek için kendilerine ve gerçekliklerine nasıl yabancılaştıklarını distopik kara komedi tarzda ele alıyor. Bütün bu özelliklerine rağmen zincirin bir halkasının kırılması ile “derin uykularından uyanabileceklerinin” mesajını içeriyor.
Oyunun Künyesi:Yazan- Yöneten: Şenay Tanrıvermiş Süpervizör: Nazif Uslu Yön Yrd: Eylül Başoğlu Tasarım Dramaturji: Ferdi Çetin Dekor,Kostüm Tasarım: İrem Dilaver Müzik: Ahmet Can Karaaslan Işık Tasarım: İsmail Oğuz Işık Uygulama: Çağdaş Koldaş Afiş Tasarım: Nazlı Cengiz Afiş Düzenleme: Damla Nur Kınık Genel Sanat Yönetmeni: Nurhan Uslu |
(FD)