Muş'un Vartinis (Altınova) Köyü'nde 1993 yılında yaşanan katliamda, Öğüt ailesinden yedisi çocuk dokuz kişi evlerinin ateşe verilmesi sonucu hayatını kaybetti.
Katliamın belgeseli, yönetmen Ömer Biçer tarafından çekildi. Biçer, belgeselin yapım sürecini bianet’e anlattı.
“Tüm ekip büyük bir özveri ile çalıştı”
Vartinis Katliamı belgeselinin fikri, aslında Ömer Biçer'e ait değil. Biçer, uzun metrajlı bir film senaryosu üzerinde çalışırken, Avrupa'da yaşayan Vartinislilerden oluşan bir kolektif, bu olayın belgeselini yapma fikrini ortaya atmış. Özellikle Vartinis davasının zamanaşımından düşmesi, bu projeyi hızlandıran bir etken olmuş.
Biçer, bu proje karşısında heyecanlandığını ve kısa film ekibiyle birlikte bu projeye başladığını belirtiyor. Projenin sadece kendisinde değil, tüm ekibinde büyük bir heyecan yarattığını ve özverili bir şekilde çalıştıklarını ifade ediyor.
“Hukuksuzluk unutulmasın”
Belgeselin amacı, bu büyük katliamın ve sonrasında yaşanan hukuksuzlukların unutulmamasını sağlamak.
Biçer’e göre, geçmişle yüzleşmek ve adalet arayışında önemli bir adım atmak, belgeselin temel motivasyonları arasında yer alıyor. Ayrıca, dava sürecinin AİHM’e taşınmasının ardından, belgeselin uluslararası platformlarda gösterimiyle farkındalık yaratmayı ve dava sürecine katkıda bulunmayı hedefliyorlar.
Adalet Mekanizması yeterince işledi mi?
1993 yılı, Kürt sorununun en kritik ve çatışmalı dönemlerinden biri olarak biliniyor. Bu dönemde devletin sertleşen politikaları ve savaş psikolojisi birçok sivil halkı hedef alan olaya yol açtı. Vartinis Katliamı da bu politikalardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Biçer, bu dönemde devletin izlediği savaş stratejisinin, adalet mekanizmasını da etkilediğini ve hukuk sürecinin işlemez hale geldiğini belirtiyor. Vartinis davasındaki hukuksuzluklar, devletin genel politikalarının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Öğüt Ailesi’nin evinde de çekim yapıldı
Belgeselin büyük bir kısmı Vartinis Köyü'nde çekildi. Olayın tanıklarının ifadelerine dayanan belgesel, katliama maruz kalan Öğüt ailesinin evi gibi önemli detayları içeriyor. Bu evin müzeye dönüştürülmesi ve halen kurşun izlerinin bulunduğu yerler, belgeselin toplumsal hafızada güçlü bir yer edinmesine katkıda bulunuyor. Ayrıca, dönemin "Özgür Basın" arşivleri de belgeselin tarihsel doğruluğunu ve geniş perspektifini destekleyen önemli kaynaklar arasında:
“Katliama maruz kalan Öğüt ailesinin müzeye dönüştürülen evi, halen kurşun izlerinin bulunduğu belediye binası ve dönemin belediye başkanının evi gibi detaylar, olaya tanıklık eden kişiler kadar önemli bir katkı sunuyor.”
Belgesel Ne Zaman ve Nerede İzlenebilir? Belgeselin Ekim ayında Diyarbakır’da ve Almanya’da özel gösterimlerinin yapılması planlanıyor.
Yönetmen Biçer, belgeselin uluslararası festivallerde gösterilmesi için de çaba sarf ettiklerini ve mümkün olan en geniş kitleye ulaşmayı hedeflediklerini dile getiriyor.
Son Sözler Biçer, belgeselin kendisi için sadece bir proje olmadığını, zamanla olayın bir parçası haline geldiğini belirtiyor. Vartinis Katliamı’nın birçok insanın kişisel hayatında özel bir yer tuttuğunu ve bu belgeselin yalnızca tarihi bir olayın ötesinde duygusal bir deneyim olduğunu ifade ediyor:
“Belgeselde yer alan pek çok kişi, Vartinis olayı ve davasının kendi kişisel hayatlarında özel bir yeri olduğunu anlatmışlardı. Bu olayın böyle bir özelliği var; Vartinis, birçok insan için yalnızca tarihsel bir olay olmanın ötesine geçiyor. Belgesele başlamadan önce, tarihi bir olayın belgeselleşme sürecinin bir parçası olacağımı düşünüyordum. Ancak zamanla, yaşadığım duygusal deneyimler, beni olayın bir parçası haline getirdi. Bu süreç, sadece belgeselin çekim süreci değil, aynı zamanda yaşananların derinlemesine anlaşılması açısından da çok anlamlıydı benim için.”
Ne olmuştu?
2 Ekim 1993’te Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis köyünde yaşayan Mehmet Nasir Öğüt, Eşref Oran, Sevda Öğüt, Sevim Öğüt, Mehmet Şakir Öğüt, Mehmet Şirin Öğüt, Aycan Öğüt, Cihan Öğüt ve Cinal Öğüt askerlerce öldürüldü.
Olay, Vartinis’in kuzeyindeki dağlık alanda gündüz meydana gelen çatışmada bir astsubayın yaşamını yitirmesinden sonra gerçekleşti.
Hasköy İlçe Jandarma Komutanı, astsubayın cenazesini alıp Vartinis’in içinden geçerken aracı durdurup “Bu gece bu köyü yakacağım, başınıza yıkacağım,” dedikten sonra birkaç el havaya ateş açıp ayrıldı. Gece saat 2-3 sıralarında beldeye özel harekatçı, komando ve yüzlerce askerle operasyon yapıldı.
Nasır Öğüt’ün evi köyün merkezi yerindeki belediye binasına çok yakın mesafedeydi. M. Sıddık Öğüt’e ait evin önünde bir kişinin zafer işareti yaptığı iddiasıyla ev ateşe verildi.
Görgü tanıklarının anlattıklarına göre o sırada evlerden sokaklara çıkanlar elleri yukarı kaldırılıp belediye binasının önünde toplatıldı. Yanan evin içinden çığlıklar gelmesi karşısında köy halkı kurtarmak için hareketlense de güvenlik güçleri izin vermedi.
Evin içindeki anne, baba ve yedi çocuk diri diri yandı. Görgü tanıkları ifadelerinde, küçük çocukların pencere korkuluklarına tırmanmalarına rağmen evden dışarı çıkmalarına izin verilmediğine tanık olduklarını anlattılar.
Nasır Öğüt’ün ağabey Eşref Öğüt’ün hak arama girişimleri, “aynı şeyi kendisinin de yaşayacağı” tehdidiyle karşılaştı.
Aileden sağ kurtulan tek kişi olan Mehmet Nasır Öğüt’ün kızı Aysel Öğüt suç duyurusunda bulundu. Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, evin PKK tarafından yakıldığını söyleyerek dosyayı kapattı.
Vartinis’teki evin enkazı, 2012-2013 yıllarında Nusaybin Belediyesi’nin katkılarıyla müze yaptırıldı.
Aysel Öğüt’ün gücünü toplayıp 2003’te yaptığı ikinci suç duyurusu üzerine dosya yeniden incelendi, dava açıldı. Ancak dava “güvenlik gerekçesiyle” Muş’tan Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’ne alındı ve ilk duruşma 4 Aralık 2013’te görüldü. Sanıklar ilk ifadelerinde “olayı hatırlamadıklarını” ya da “yangını PKK’nin çıkardığını” söylediler.
Olay tarihinde Hasköy İlçe Jandarma Bölük Komutanı olarak görev yapan Jandarma Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Piyede Kıdemli Üstteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Jandarma Başçavuş rütbesiyle Gökyazı Jandarma Karakol Komutanlığı görevini yapan Turhan Nurdoğan sanık olarak yargılandı. Tüm taleplere rağmen dava süresince tutuklanmadılar. “Kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermekten” yargılanan tüm sanıklar beraat etti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı etkili bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadığını belirterek beraat kararını bozdu ve yargılanmanın yenilenmesi gerektiğini ifade etti.
Yargıtay Savcılığı: Dokuz Kişinin Yakıldığı “Vartinis” Etkili Soruşturulsun3 Ekim 2018
Yargıtay 1. Ceza Dairesi de katliamının sorumlusunun dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu olduğunu tespit etti.
Yargıtay, mahkemenin Karaoğlu hakkında verdiği beraat kararını “köyün yakılması emrini Yüzbaşı Karaoğlu vermiştir” diyerek bozdu. Bu kararın ardından davanın görülmesine Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden başlandı ve Karaoğlu hakkında yakalama kararı çıkarıldı ancak karar infaz edilemedi.
“Vartinis davasında adalet sağlanamadı”
Vartinis davası için İnsan Hakları Komisyonuna başvuru
“Vartinis Davası, insanlığa karşı suç”
(EMK)