O filmde anlatılanların gerçek, kişilerin kurgu olduğunu sanmıştım izlerken.
Filmdeki yönetmen, ressamın yaşamından etkilenerek bir film çekiyordu; ve ressamın hayatını anlatan kitabın yazarı kadın, filmin sanat danışmanlığını yapıyordu.
Filmde, "Van'dan Ağrı Dağı görünmez!" diyen kadının da gerçek, üstelik kısa süreliğine İstanbul'a geldiğini öğrenince de şaşırdım tabii ki.
Atom Egoyan'ın okuduğunda etkilenerek Ararat'a esin kaynağı olan, "Black Angel, A Life of Arshile Gorky" kitabının yazarı Nouritza Matossian'ı bularak onunla kısa bir söyleşi yaptım.
Matossian ile görüşmeden önce Arshile Gorky hakkında Agos'ta çıkan yazıyı okumuştum ve filmdeki ressam benim için bir gerçeklik kazanmıştı. Ama görüşmeden sonra Arshile Gorky ile yaşarken tanışmışım gibi bir duygu içindeydim.
Klişe bir söylemle, Nouritza Matossian Vanlı ressam Arshile Gorky'i ölümünden sonra da yaşatmaya devam ediyor, diyebilirim.
Nouritza Matossian'a ilk olarak, Arshile Gorky'e olan ilgisinin nedenini sordum.
"Portrelerindeki kocaman kara gözler bana ninemi hatırlattı. Anneannem Kayserili babam Antepli, ben Kıbrıslıyım.
Çok tanıdık gelen şeyler vardı resimlerinde. Çok çelişkili duygular yaşadım. İlk kez resimlerine bakarken, hem ağlamak hem gülmek istedim.
Bu duyguları yaşatan sanatçının hayatındaki sırları öğrenmek istedim.
Bir insan adını neden değiştirir?
Neden vatanını bırakıp göç eder?
Adını ve vatanını terk eden bir sanatçının yaşamında sırlar ve ızdıraplar vardır, diye düşündüm; ve vatan özlemi vardır.
Bu özlemin bir sanatçı için yönlendirici olduğunu düşünüyorum.
Karısıyla tanıştıktan sonra, ki onunla 20 yıl yaşamış bir kadın ama çocukluğuna dair hiçbir şey bilmiyor hakkında; ben çocuk gözleriyle neler gördüğünü merak ettim Gorky'nin, kalkıp Van'a gittim.
Onun köyüne, annesiyle birlikte dua etmeye gittiği Akdamar'a gittim.
Onun çocukluğunda gördüğü o yerleri gezerken anladım ki, çocukluğu hiç peşini bırakmamış Gorky'nin; Akdamar'daki Meryem Ana'ya benziyor üzerinde 20 yıl çalıştığı resmindeki annesinin yüzü.
Yaptığı pek çok resimde Akdamar'dan izler, Van'dan renkler vardı.
Yaşadığı yerde olmayan renkler vardı eserlerinde, o renkleri Van'da gördüm."
Kıbrıslı bir öğrenci iken gezdiği sergideki resimlerin altında ressamın asıl adının Vostanik Manug Adoyan olduğu, Van'da doğup Amerika'ya göç ettiği Rus ya da Gürcü olduğu dışında bir bilgiye ulaşamaz.
Adından anlar Ermeni olduğunu; ve merak eder, kimdir bu Ermeni ressam, neler yaşamıştır?
Hakkında daha fazla bilgi almak için kitaplar arar bulamaz.
Ancak araştırmasını daha fazla sürdüremez, çünkü felsefe eğitimi için İngiltere'ye gider. Üniversiteyi bitirir. O sıralar modern müziğe merak sarar.
Bu alanda yaptığı araştırmalar onu ünlü Yunanlı kompozitör Yannis Ksenakis'le buluşturur.
Yaşam hikayesinden çok etkilendiği bu müzik adamının yaşamı, Nouritza Matossian'ın ilk kitabının da konusu olur.
Bir gün tanıştığı bir kadın, "Gözleriniz çok ilginç, kocam sizi görseydi resminizi yapmak isterdi," dediğinde kocasının kim olduğunu sorunca aldığı yanıt onu çok şaşırtır: "Arshile Gorky."
Bu yanıt onu 30 yıl sürecek bir araştırmanın içine sokar. Van'da başlayan yaşamına Amerika'da kendi eliyle son veren Gorky'nin yaşamındaki sırların peşine düşer Matossian.
Çocukluğunun hiç peşini bırakmadığını söylediği için, ressamın adını değiştirmesinin nedenini sorduğumda Matossian:
"Amerika'ya ilk geldiğinde, 'Aç Ermeniler!' diye aşağılanmaktan kurtulmak için değiştirir adını. Çok sevdiği yazar Maksim Gorky'nin soyadını alır. Rusça'da Gorky 'acı' anlamına gelir. Arshile ise Ar ekinden dolayı Ermeniliğini vurgulamak için diye düşünüyorum. Armen, Ararat vs gibi."
Acemi bir gazeteci olarak soracak soru bulamayınca, söylemek istediği birşey olup olmadığını sorduğumda:
"Çocukluğunda kaybettiklerini resimlerinde yaratmaya çalışmış Gorky.
Ümit ediyorum ki, burada yaşayan insanlar tanışır bu topraklarda doğan bu ressamın sanatıyla. Çünkü Gorky, ızdıraplarına pozitif yaklaşabilmiş bir insandı. Sanırım ki yaşamı sırasında geçmişi bırakmak ve geleceğe bakmak istedi. Bunu başardı da.
Yeni bir sanat, yeni bir tarz yarattı. New York'ta modern ve devrimci bir tarz geliştirdi. Kendi insani değerlerini ve ruhsal durumunu sanatına yansıtabildi.
Pek çok başka göçmen de böyle ayakta kalabilmiştir.
Ermeni minyatürlerden, kilim desenlerine, Akdamar'daki kabartmalara kadar geçmişe dair çocukluğundan içinde kalan renkler ve müziği çağrıştıran şeyleri modern bir anlayışla dönüştürerek yaratmıştır eserlerini.
Gorky Anadolu ve Amerika arasında bir köprü olmuştur."
* Arshile Gorky hakkında ayrıntılı bilgi için: www.Arshile-Gorky.com