Türkiye’deki cezaevlerinde artan doluluk oranı ve hak ihlalleri, mahpusların yaşam koşullarını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Özellikle Van cezaevlerinde yaşanan keyfi uygulamalar, hasta mahpusların tedaviye erişememesi, açlık grevleri ve hayatını kaybeden tutuklular, insan hakları ihlallerinin boyutlarını gözler önüne seriyor.
Adalet Bakanlığı verilerine göre, 1 Mayıs 2023 itibariyle Türkiye’de toplam 403 ceza infaz kurumu bulunuyor. Bu kurumların toplam kapasitesi 295 bin 328 kişi. Ancak Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin (CİSST) verilerine göre, Türkiye genelinde 404 hapishanede 356.865 mahpus bulunuyor. Kadın ve çocuk mahpuslar da bu sayının önemli bir kısmını oluşturuyor. 2 Mayıs 2024 itibariyle kadın mahpus sayısı 13 bin 819’a yükselmiş durumda. Ayrıca anneleriyle birlikte kalan 552 çocuk da cezaevlerinde yaşıyor.
Van’da yer alan Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi, Van T Tipi Kapalı Cezaevi, Van M Tipi Kapalı Cezaevi ve Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde insan hakları ihlalleri iddiaları sıkça gündeme geliyor.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nin raporlarında, özellikle hasta tutukluların tedaviye erişiminde ciddi sıkıntılar yaşandığı belirtiliyor. Kalp rahatsızlığı gibi ciddi sağlık sorunları olan tutuklular dışında diğer hasta mahpusların revire ya da hastaneye sevk edilmediği ve tedavilerinin sağlanmadığı vurgulanıyor.
Revire gitme taleplerine ancak üç haftada yanıt alınabildiği, hastane sevklerinin ise dört aya kadar uzadığı ifade ediliyor. Cezaevi yönetimi ise bu durumu mahpus sayısının fazlalığıyla gerekçelendiriyor. Ayrıca oda aramaları sırasında mahpuslara ait eşyaların kırıldığı, kitaplara el konulduğu ve mahpuslara radyo, televizyon, gazete gibi yayınların keyfi olarak yasaklandığı da raporlarda yer alıyor.
Keyfi tahliye gecikmeleri
Van cezaevlerinde, iyi halli olmadığı gerekçesiyle tahliyesi geciktirilen tutukluların varlığı da dikkat çekiyor. Örneğin Y.A. isimli bir tutuklunun, 14 Ekim 2023 tarihinde tahliye edilmesi gerekirken, iyi halli olmadığı gerekçesiyle tahliyesi uzatıldı. Bunun yanı sıra birçok tutuklunun koşullu salıverilme tarihleri geçmesine rağmen, idare ve gözlem kurulları tarafından infaz sürelerinin keyfi nedenlerle uzatıldığı iddia ediliyor.
Cezaevlerindeki ölüm vakaları
Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, 2018-2023 yılları arasında Türkiye’de ceza infaz kurumlarında hayatını kaybeden tutuklu ve hükümlü sayısı 2 bin 258’e ulaştı. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) raporlarına göre, sadece 2023 yılı içinde en az 42 mahpusun yaşamını yitirdiği tespit edildi. İHD raporunda, cezaevlerinde tedavi edilmeyen hastalıklardan dolayı 23 tutuklunun hayatını kaybettiği, 10 mahpusun ise şüpheli şekilde öldüğü belirtiliyor.
İHD Van Şubesi: Hukuksuzluklar çok cidi boyutta
İnsan Hakları Derneği Van Şube Başkanı Avukat Mehmet Salih, Van cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri hakkında yaptığı açıklamada, cezaevlerinde yayınlara getirilen keyfi yasaklar ve mahpusların dış dünyadan tecrit edilmesi gibi uygulamaların ciddi hukuksuzluklar olduğunu vurguladı. Salih, idari gözlem kurulları aracılığıyla mahkeme kararı olmaksızın mahpusların infaz sürelerinin uzatılmasının hukuka aykırı olduğunu belirtti.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Van Şubesi Temsilcisi Sevim Çiçek ise, Van cezaevlerinde sağlığa erişim konusunda ciddi sorunlar yaşandığını belirtti. Çiçek, mahpusların revire gitmek için en az üç hafta beklemek zorunda kaldığını ve bu sürecin birçok hasta mahpusun sağlık durumunu kötüleştirdiğini ifade etti. Ayrıca cezaevlerinde hijyenik olmayan koğuşlarda tutulan mahpusların temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını da söyledi.
“Oğlumun Tedavisi Yapılmıyor”
Van’da tutuklu bulunan Nihat Şinas’ın babası Muzaffer Şinas, oğlunun cezaevi koşullarını ve tedavi sürecindeki aksaklıkları dile getirdi. Şinas, oğlunun sinir yaralanması nedeniyle ameliyat olması gerektiğini, ancak cezaevi yönetiminin bu duruma kayıtsız kaldığını ifade etti. Ayrıca Kürtçe konuştukları için aile görüşlerinin engellendiğini belirten Şinas, oğlunun tedavilerinin bir an önce yapılması gerektiğini vurguladı.
(ZS/EMK)