Çiğdem Mater'in Açık Radyo'da hazırladığı "Van Depremi Günlüğü"nün 8 Nisan 2012 günü 101. programının konuğu Van Haber Genel Yayın Yönetmeni Naif Yaşar'dı. Van Erciş Depremi'nin 168., Van Edremit Depremi'nin 151. gününde yapılan programda Yaşar, Van'da depremin üzerinden altı ay geçmesine rağmen çok bir şeyin değişmediğini ve sorunların devam ettiğini anlattı.
Naif Yaşar 6 Nisan günü İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi'nde düzenlenen "Yine Unuttuk Van'ı" başlıklı panele konuşmacı olarak katılmıştı. Panelde diğer konuşmacılar Prof. Yasemin İnceoğlu, Leman dergisi yazı işleri müdürü Zafer Aknar idi.
Naif Yaşar deprem sonrasını şu cümleyle özetledi: "Van'daki yaşam yoğun bakım ünitesinde tutuluyor."
Çiğdem Mater: "Yine Unuttuk Van'ı" panelinde sizden dinledik. Ama dinleyicilerimiz için Van'da durumun nasıl olduğunu anlatır mısınız?
Naif Yaşar: Türkiye'de nasıl ki trafik kazasında insanlar otomobillerden yaka paça çıkartılır, Van'daki deprem sonrası yaşananlar buna benziyor. 1 milyona yakın insanın yüzde atmışı bir trajedi ve dramla karşı karşıya. Konutlar yapılıyor, doğrudur. TOKİ konutları yapılıyor ama alt yapısı, elektriği, suyu yok. Mart bitti insanlar hala konteynırlarda yerleştirilemedi. Şimdi de belki Ağustos'ta ya da Eylül'de konutlara yerleştireceğiz diyorlar. Samimi ve inandırıcı gelmiyor. Çamur deryasından geçilmiyor, elektrik, su verilmiyor. Bu insanlar için istihdam lazım, fabrika lazım. Fakat bunları yerleştirdikten sonra neyle geçinecek bu insanlar?"
Konutların yeri neresi? Bu insanlar eskiden şehir merkezindeydi...
Kentin üst taraflarına taşınıyor, Kevenlik'e, Erciş Yolu üzerinde Kampus bölgesine taşınıyor. 80 bin konut için yıkım kararı alındı zaten. Çoğunluğu şehir merkezinde, 2 Nisan Caddesi'nde yaşıyordu.
Van'ı bilmeyenler için söyleyelim, 2 Nisan Caddesi Van'ın en merkezi yeri değil mi?
Evet, en merkezi yeri. Özellikle ulusal kanalların çekim yaptığı bölge şimdi enkaz halinde. Binaların yıkımları başladı. 23 Ekim'den bu yana tanıdık manzaralar devam ediyor. Özellikle arka mahallelerde yaşamın içler acısı. Köyleri yakılan, boşaltılan insanların yaşadığı mahalleler için depremden önce de sonra da değişen bir şey yok. Şehirleşme adına hiçbir hizmet zaten götürülmemiş. Bütün yük belediyenin üstünde; belediye de bütçesiyle elinden geleni yapıyor ama nereye kadar."
Programın ilk günlerinde Valilik ile belediye arasındaki iletişimsizliği konuşuyorduk; bu durum nasıl şu anda?
Cenazede bile bir araya gelmeyen bürokrasinin Van'a hizmet için birlikte çalıştığını düşünmek ütopik olur. Kısacası sorun sürüyor, hem de çok bariz bir şekilde. Van'da yapılan deprem panelleri, çalıştaylarında biz yerel basın olarak vali ile belediye başbakanını aynı ortamda yana yana oturmuş bir şekilde göremedik. Farklı partilerden milletvekillerini de bir arada göremedik. Sivil toplum örgütleri bir araya gelebiliyor.
Aynı sorunlar sürüyor yani...
Evet. Mesela 20 bin esnafımız KOSGEB kredisi için başvurdu. 30 ila 100 bin TL arasında bir kredi veriliyor. Şu ana kadar 2 bin 500 kişiye kredi çıkmış. Bunun için de bir şeyler yapılmıyor. Esnafın sorunlarını çözmek için de ilin valisi, afet koordunisyon merkezi, belediyesi, medyası, sivil toplum örgütleri bir araya gelip çözüm arayabileceği tartışmaları yürütebileceği bir ortam sağlanmıyor. Öğrencilerin, sağlık personelinin, insanlarının sorunlarını çözmek için bir araya gelinmiyor. Altı ay geride kaldı. İlin protokolünü iki kere bir arada gördük: İlki Van Deprem Çalıştayı'nda, ikincisinde ise depremden sonra ikinci haftasında İl Afet Koordinasyon Merkezinde bir araya geldiler. İş adamları bile gelmiyor Van'a, onları da göremiyoruz. Eğitim yok Van'da. Bunu bile görmüyorlar.
Evet, eğitim başladı deniyor ama durumun hiç de öyle olmadığını geçtiğimiz haftalarda yaptığımız bağlantılarımızda öğrendik.
Bir hafta sonra sınavlar açıklanacak, YGS sınavlarında Van'ın başarı oranı ortaya çıkacak.
Bu arada Bahçeşehir Üniversitesi'ndeki panelde söylediğimiz şeyi tekrarlayalım. Özel üniversitelerin Van'lı öğrencilere ne kadar burs vereceklerini, ne kadar öğrenci okutacaklarını açıklamalarını bekliyoruz.
Kesinlikle. Bu öğrencilere özel üniversiteler olsun, diğer illerdeki Van dernekleri olsun, Vanlı işadamları olsun, bu çocuklara sahip çıkmadıkları taktirde çok farklı yerlere yönelme tehlikesi var. Uyuşturucuya bulaşacaklar; kimi tercihini dağdan yana yapacaktır. Yani gençlikte bir kırılma olayı var; bu çok bariz.
Naif bey, Van Depremi Günlüğü'ne katıldığınız için çok teşekkür ederiz. Biz ilerleyen günlerde sizi Van'ı konuşmak için yeniden rahatsız edeceğiz. (HK)