Yılın en uzun gecesi olan, kış mevsiminin başlangıcı olarak da kabul edilen Yelda Gecesi Van’da kutlanmaya devam ediyor. Farsça "Şeb-i Yelda", Kürtçe "Şeva Çile" olarak isimlendirilen bu gece, Van Barosu Tahir Elçi Salonu’nda tarihçilerin, şairlerin ve dengbêjlerin katıldığı etkinlikle kutlandı.
Kentte, Destar Dergisi, Arsisa Dil ve Kültür Araştırma Derneği ve Aryen Huner ile Eğitimsen Van Şubesi tarafından iki ayrı kutlama etkinliği daha düzenlendi.
Saatler süren etkinlikte yazarlar şiirler okudu, tarihçiler gecenin geçmişine dönük bilgilendirmelerin yer aldığı konuşmalar yaptı. Son olarak sahne alan dengbêjler birbirinden farklı kilamlar dillendirdi. Etkinliğe duyulan ilgi ise oldukça yüksekti.
Kutlamalarda açılış konuşmasını yapan yazar Xalid Sadini, Yelda Gecesi’nin İran’da yaşayan Kürtlerin bir kültürü olduğunu söyledi:
"Son 20-30 yıla kadar Yelda gecesi Kürtler arasında kutlanılıyordu. Fars kültürüne ait olduğu kanaati var ama daha çok İran'da yaşayan Kürtlerin kültürü.
"Bu örf ve adetler Kürtlerden diğer halklara yayıldı. Bilindiği üzere yılın dört mevsimi var. Bu dört mevsimde dört olay gerçekleşiyor. Bir tanesi, gece ve gündüzün eşitlendiği 21 Mart ve bu baharı müjdeliyor. 21 haziranda ise en uzun gündüz yaşanıyor ve yaz başlıyor. 21 Eylül de de yıl dönüyor ve geceler yeniden uzuyor. Bir de en uzun gecenin yaşandığı Yelda gecesi var.’’
Katılım oldukça yoğundu
Etkinliğe konuşmacı olarak katılan bir başka isim ise yazar ve tarihçi İhsan Çolemergi oldu. Çolemergi, bu gecenin aydınlık ve karanlık gibi karşıtların mücadele ettiği bir gece olduğunu söyledi.
"İran’daki halklar ve Kürtlerin inancına göre aydınlık tanrısı Mitra bu gece dünyaya geldi. Bazı bölgelerde en karanlık son gece olarak kutlanırken bazı yerlerde ise kış mevsiminin başladığı gece olarak kabul görmüş. Ancak bu gecenin gerçeği; aydınlık ve karanlığın, iyilik ve kötülüğün ya da bilgelik ile cehaletin mücadele ettiği gece olmasıdır. ‘’
Kaplan: Antik uygulamalara geri dönüş insanlarımızın kökenleriyle bağ kurmasına yardımcı olacak
Kutlamaya katılan Hakkâri Üniversitesi Öğretim üyesi Yaşar Kaplan da bianet'e şunları söyledi:
’ Şeb-i Yelda yılın en uzun gecesine denk geliyor. Ortadoğu’daki halklar için tarihten gelen bir Şeb-i Yelda anlayışı var. Geleneksel toplumumuzda da eskiden kutlanılıyordu. Özellikle Rumi takvimin Kanuna Evvel yani Küçük Kanun’da kutlanıyordu. Bu gecelerde çeşitli ritüel veya uygulamalar yapılıyordu. İnsanlarımızın eski gelenekleri tekrar canlandırmaları veya alternatif eğlence haline getirmeleri oldukça önemli. Bu antik uygulamalara geri dönüş insanlarımızın kökenleriyle bağ kurmasına yardımcı olacak. ‘’
Hakkâri Üniversitesi Öğretim üyesi Yaşar Kaplan
Konuşmaların ardından Dengbêj İsmail Seyranoğlu’nun sunumuyla aralarında kadınların da olduğu dengbêjler sahne aldı. Birbirinden farklı kilamların seslendirildiği dinleti, izleyicilere keyifli anlar yaşattı.
Etkinlik kapsamında düzenlenen Dengbêj dinletisinde birbirinden farkı kilamlar söylendi.
(ŞB/EMK)