Bedia Özgökçe Ertan, 1999'da avukatlığa başladı. 2004-2006 arasında Van Barosu Yönetim Kurulu'nun ilk ve tek kadın üyesi, 2004-2009 arasında ise Van İl Genel Meclisi'nin ilk kadın üyesi oldu.
Şimdi de Van'da ilk kadın Baro başkanı adayı olarak seçimlere katılıyor.
"Ben bu yarışı kazanmak istiyorum. Kadın avukatların bu konuya daha çok ilgi göstermesini diliyorum. Tüm Türkiye'de kadınların karar mekanizmalarında yer alması, bunun da yaygınlaştırılması ve teşvik edilmesi gerektiğine inanıyorum" diyor.
Kadın hakları aktivisti
Özgökçe Ertan, avukatlığa başladığı yıllarda Van İnsan Hakları Derneği'nin kuruluş sürecinde yer almış. Ardından baro bünyesinde dört ili kapsayan Bölge İnsan Hakları Merkezi projesinin koordinatörlüğünü ve 2010'dan beri faaliyetini sürdüren Baro Kadın Hakları Komisyonu'nun kurulmasında da aktif rol almış ve gönüllülerin de yardımıyla bir danışmanlık merkezi oluşturulmuş.
"Bir yandan aktivistlik bir yandan mesleki hayatımı sürdürdüm" diye anlatıyor.
Özgökçe-Ertan, kadın avukatların desteğiyle Aile Mahkemesi'ndeki dosyaları ve Ağır Ceza Mahkemesi'nde mağduru kadın olan dosyaları tarayarak kadının gerçekte ne kadar korunduğunu görmek istemişler.
"Dosyalara baktığımızda yıldırme politikalarını ve kadınların mağduriyetini gördük ve 'Şiddetle mücadele halkasında biz de hukukçu olarak yer almalıyız. Biz bu davaları üstleneceğiz' dedik."
Van Barosu'na bağlı Kadın Hakları Danışma Merkezi'nde şu anda 25 avukat çalışıyor ve 24 saat açık çağrı merkezi aracılığıyla şiddet mağduru birçok kadına ücretsiz hukuki destek ve bilgilendirme sağlanıyor.
Özgökçe Ertan "Çeşitli nedenlerle kapatılmazsa geleceğe dönük, kalıcı bir merkez olmasını istiyoruz. Baronun tek çalışan komisyonu bu, eleştirilerimi de söylemeliyim" diyor.
"Ben daha fazlasını yapmak üzere aday oldum. Meslektaşlarımın ve sivil toplum örgütlerinin teşvikiyle adaylığımı açıkladım."
"Seçimin hem tatlı hem çirkin tarafları var"
1975 doğumlu Özgökçe Ertan'ın üç kız çocuğu var. Kadın avukat olmanın zorluklarını anlatıyor:
"Mesleğe başladığımda iki-üç tane kadın avukat vardı. Güven ve kadın olma algısıyla ilgili sorunlar yaşanıyordu. Ama kadın avukat sayısı, özellikle genç kadın avukatlar artması, adli yardım sistemlerinin yaygınlaşması halkta bir güven oluşturdu. Avukatın kadın olmasının bir şey değiştirmediğini, hatta kadınların daha çalışkan olduğunu ve titizlikle çalıştıklarını gördüler."
Özgökçe Ertan, kadınlar halkın güvenini kazanmış olsa da avukatlar arasında zorluklar yaşandığını, yönetim kurulu seçimlerinde aday olan kadınların seçimleri kazanamadığını söylüyor.
"Seçimin tatlı tarafları var, ama çirkin tarafları da varmış. Birçok meslektaşımın desteğini almış olsam da çocuklarım olduğu için baro başkanlığı yapamayacağımı söyleyenler olmuş. Bunlar üzücü tabi ama iktidar hırsından kaynaklı ifadeler olduğunu düşünüyorum. Çünkü adaylığımdan memnuniyet duyduklarını, kadın olmamın avantaj olduğunu, baroda renklilik olması, kadın eli değmesi gerektiğini söyleyen birçok kişi var."
"Depremden sonra unutulmuş bir halk söz konusu"
"Depremden sonra Van'da artık unutulmuş, terk edilmiş, umursanmayan bir halk söz konusu" diyor Özgökçe Ertan. Bu şehirde açılan yaraların üzerine gidilmesi gerektiğini, hukukçuların bu toplumsal sorunlara dikkat çekmesi gerektiğini anlatıyor.
"Depremde herkesin evi hasar gördü, kredi çekerek ev alan ciddi bir kesim var, onlar borçlandı. Van halkının bütünü için ciddi bir mağduriyet yaşandı. Devlet rolünü yeterince yerine getirmedi, insanlar aylarca çadırda yaşadı. Konteynır kentler aylar sonra gelen bir lükstü bizim için.
"Öyle bir ortamda Baro'nun yapacakları sınırlıydı ama hukuki danışmanlık konusunda ve ya adli yardım sistemini işletmek açısından daha aktif rol alabilirdi. Mahkemeler afet bölgesi kapsamına alınmadığı için, halkın adli yardımdan faydalanamayacağına karar veriyordu.
"Şu anda Van artık unutulmuş, terk edilmiş durumda. İnsanlar şehri terkediyor, verilen evler çok küçük ve kötü, kiracıların gideceği yer yok... Sağlam ev sayısı olduğu için kiralar çok yükseldi. TOKİ'ler halkın görüşü alınmadan mecbur edilerek yapılıyor. Ücretsiz olarak da verilmiyor, satılıyor."
Avukatlığın, halktan yana bir meslek olması gerektiğini hatırlatan Özgökçe Ertan, adli yardım sistemini yaygınlaştırmayı hedeflediklerini, yeni açılacak adliyede bir adli yardım bürosu açacaklarını belirtiyor.
Son olarak "Savunuyoruz ama savunmasızız" diyen Özgökçe Ertan, Van'da bir de Avukat Hakları Merkezi kurulması gerektiğini, bunun için çalışacağını söylüyor.
14 Ekim'de gerçekleşecek Baro seçimlerinde Bedia Özgökçe Ertan'a Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği, Kaos GL Derneği, Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği, İzmir ÇEKEV, Amargi Kadın Dayanışma Derneği, Avrupa Kadın Lobisi Türkiye Koordinasyonu, Muğla Kayra Kadın Derneği, KAMER Vakfı gibi birçok kadın örgütü destek veriyor. (ÇT)