Van'da bu sabaha karşı saat 02.47'de yaşanan, merkez üssü Kurubaş olan beş büyüklüğündeki depremde kentte binası kullanılan tek hastane de zarar gördü. Depremle birlikte Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kalan hastalar, yakınları ve sağlık hizmeti verenler bina dışına çıktı. Hastane hizmet veremez duruma geldi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) adına koordinatör olarak Van'da bulunan Dr. Zuhal Okuyan ve Dr. Reyhan Uçku Van'daki hasta ve sağlık çalışanlarının durumu hakkında bilgi verdi; sistematik bir biçimde sahra hastanelerinin şu ana kadar kurulmuş olması gerektiğini ve sağlık çalışanlarının hasarlı binalarda çalışmak istemediklerini dile getirdi.
Hastane boşaltılınca neler yaşandı?
Bölge Devlet Hastanesi tamamen boşaltılınca sağlık hizmeti veremez hale geldi. O andan itibaren sağlık hizmeti verebilen tek nokta İpek Yolu Devlet Hastanesi'nin acil olarak kullandığı çadırdı. İkinci depremden beri bu çadırda acil hizmeti veriliyor, yanındaki çadır da müşahade için kullanılıyor.
Tüm vakalara aynı çadırda mı bakılıyor?
Bölge Devlet Hastanesi'nin boşaltılmasıyla birlikte bütün acil vakalar, kırılmalar, travmalar, hepsi buraya akın etti. 5,6 depreminde yaşanılan kilitlenme tekrar yaşandı. Olayın kendisi çalışanlar için de hastalar için de bir travma, sonrasında sağlık hizmetlerini nasıl yürüteceğimize dair yaşadıklarımız da ayrı bir travma.
Sadece bir çadır ne hastaya müdahale etmeye ne takip etmeye uygun. Artık bütün doktorlar, hastalar ayakta ama gene de içeride bakılacak yer yok. Zaten dışarıda herkes çok üşüyerek hastalara bakmaya çalışıyor, içeride hastalar tutulamadığı için müşahade çadırına alınıyor. Hatta sağlık personelinin kaldığı çadıra da hastalar koyulmaya başladı.
Bu durum öngörülmedi mi?
Bütün binalar hasarlı olduğu için kadın doğum hastanesi, çocuk hastanesi, üniversite hastanesi, hepsi Bölge Devlet Hastanesi'ne toplanmış durumda. Bu kadar merkezi bir hale getirilmiş bir hastanede deprem olması durumunda acil nasıl bir programlama yapılacağına dair en ufak bir çalışma yok. Sahra hastanesi yok. Böyle bir durumda bütün sağlık hizmetleri durduruluyor, Van'a sadece bir tane çadır hizmet vermeye başlıyor.
Depremin üzerinden bir buçuk ay geçtikten sonra böyle bir noktaya düşmüş olmamız artık depremin şaşkınlığı değil. İhmal mi, görmemezlik mi; sanki sesimizi kimseye duyuramıyoruz, hiç kimsenin bizden haberi yok.
Ne yapılabilirdi?
Neden acil bir durum için bir tane sahra hastanesi bulundurulmuyor, çünkü depremlerin devam edeceği söyleniyor... Bir anda düşünün ki çocuk hastaya bakılamıyor, doğum yapmakta olan bir kadına müdahale edecek koşullar yok.
Bölge Devlet Hastanesi'nin yanında bir sahra hastanesi olması gerekir ki bu depremler olduğunda acil bir durumda hemen oraya geçilebilsin. Olmayınca o kadar doktor, personel işlevsiz hale geliyor. Aslında Van doktor, personel kaynıyor, üstelik personel çok kötü koşullarda çalışmasına rağmen devam ediyor çalışmaya; ama bunları kullanamıyorlar.
Depremin travmasının ardından bir de böyle içinden çıkamadığınız bir manzarayla sorumluluk anlamında karşı karşıyasınız; bütün insanlar doktorlardan bir şey bekliyor, herkes onlara bakıyor ama elinizden bir şey gelmiyor.
Çocuk ve yaşlı hastaların durumu nasıl?
Özellikle çocuk ve yaşlı hastaların bu koşullarda dayanması çok zor. Özellikle akciğer enfeksiyonu geçiren çocuk ve yaşlı hasta müracaatlarında çok artış var.
"Hasarlı hastanede çalışmayacağız"
Bugün görüştüğümüz, sabaha karşı yaşanan depremden sonra Bölge Hastanesi'ne girmeyi reddeden ve isminin yazılmasını istemeyen Van'daki bir hemşire ise, hasar gören hastanede çalışmaya zorlandıklarını söyledi.
"Bize binaya girip içeride çalışmamız söyleniyor, ama kaçıncı depremi yaşıyoruz, biz içeride çalışmak istemiyoruz.
Bize prefabrik bir hastane kurulmasını istiyoruz, kurulsun ki güvende çalışalım. Binaya nasıl gireceğiz; her taraf, bütün duvarlar patlamış vaziyette. Bize ısrarla 'acil çalışılacak, içeri girmek zorundasınız, bir şey yok' deniyor. Zaten hastaları tekrar içeri almaya başladılar. Bize de nöbet listesi hazırlanıyor. İçeri girmememiz gerekirken bizi acilde çalışmaya zorluyorlar.
İnsanlara değer veriyorlarsa bir prefabrik hastane kurulsun. Böyle bir hastane olsa halkımız da bu kadar zor durumda kalmaz, sürekli dışarıya sevkli gidiyor hastalar. Bolu'da, Düzce'de depremde yapılan hastaneler hâlâ kullanılıyor." (YY)